Kellik konusundaki ilk araştırmalar 4000 yıl önce mısırda yapılmıştır. Erkek tipi saç dökülmesini ilk olarak milattan önce 4.yyda aristo tanımlamıştır ve kellikle cinsiyet arasındaki ilişkiye dikkat çekmiştir. İnsanlık tarihi, saç dökülmesi açısından incelendiğinde bu sorunun yüzyıllar boyunca insanları meşgul ettiği görülür. Tarihdeki bir çok, kadın ve erkek, ünlü karakter, yüzyıllar boyunca bu sorundan muzdarip olmuştur. Örneğin Julius Caesarın, açılan alnını gizlemek için yanlardaki ve arkadaki saçlarını öne doğru taradığı, hatta zafer tacı olarak taktığı defne yapraklarından oluşan tacı, sırf saçsız kısımları saklamak için taktığı söylenir.
Eski Mısırda Mısır kraliçesi Kleopatra ise saç dökülmesini önlemek için bir çok formül kullanmıştır. Bunlardan en önemlisi ve meşhuru M.Ö. 1500'lü yıllarda yazılmış olan ünlü Ebers papirusunda bahsedilen formüldür. 1862 yılında bulunan Ebers papirusu bilinen en eski tıbbi belgedir. Ebers papirüsünde timsah ısırığından böcek sokmalarına, kalp rahatsızlıklarından kelliğe kadar pek çok soruna karşı önerilen 800’den fazla reçetenin yanısıra 700 ilacın da adı geçer. Bu papirüste kelliğe karşı önerilen karışımlardan biri, demir,kırmızı kurşun, soğan, kaymak taşı, ve bal karışımının yutulmasıdır; ama bu karışımı yutmadan önce kesinlikle Güneş Tanrısı’na yakarmak gerektiği söylenir. Yine reçine ve balmumu karışımının da kelliğe karşı kullanılabileceği belirtilir.
Saçlarını erkenden kaybedenlerden biri de önce İngiltere, sonra Fransa kralı olan 8. Louis'dir. Sekizinci Louis, dökülen saçlarını saklamak için peruk kullanmış ve o çağda avrupa da soyluların kullandıkları peruklu kıyafetleri ilk kullanan kişi olmuştur. Bu tarz geleneksel peruklu kıyafetler bugün hala ingiliz mahkemelerinde kullanılmaktadır.
M.Ö 420 yılında Hippocrates’da kelliğe karşı bir reçete önermiştir. Eski Yunan’da yaşamış ve tıbbın babası kabul edilen Hippocrates'ın reçetesi şöyle idi: Afyon, karaturp (yaban turpu), güvercin dışkısı, pancar ve çeşitli baharatların karıştırılıp kafa derisine uygulanması. Ancak Hippocrates’in başına sürdüğü merhem sonuç vermemiş. Öyle ki kelliğin en aşırı biçimlerine “Hippocrates” kelliği denmiştir.
1800’lere gelindiğinde, saç kaybının tedavisinde kullanılacak yüzlerce karışım çarşı pazarda satılırdı. Örneğin, alkol, su ve gıda boyası, bu karışımlardan biridir. Tabii ki bu karışımın hiç bir etkisinin olmadığını tahmin edersiniz.
1800'lü yılların başında ilk kez cerrahi bir yöntem geliştirilir. Baromio, 1818 yilinda hayvanlarda kıl transplantasyonunu başarıyla yapar. Ondan dört yil sonra 1822'de Alman bilim adami, Diffenbach kendi cildi üzerinde transplantasyon çalısmaları yaptı ve başarılı oldu. 1914 yılında yine Alman Kreisus, kirpik naklini başardı. Saç transplantasyonu ile ilgili modern tekniğe öncülük edenler Sasajava ve Okuda oldular. Bu iki Japon bilim adami 1930'larda tüm bilim dünyasinin dikkatini çeken yayinlar yaptilar. 1939’da Japon deri hastalıkları uzmanı Dr. Shojk Okuda, ilk kez saç nakli ile saç, bıyık ve kaş düzeltmesini gerçekleştirdi. Dr. Okuda’nın konuyla ilgili hazırladığı raporu, II. Dünya Savaşı’nın başlaması ve batı dünyasının raporunu değerlendirememesi nedeniyle 20 yıl kadar geç kaldı. 1943'de Tamura saç nakli ile bikini bölgesinde saç restorasyonunu gerçekleştirdi. Hamilton 1949 yilinda erkek hormonlari ile saç dökülmesi arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. ABD'li bilim adamı Orentreich 1959 yılında başın arka kısmından alınan saç köklerinin, saçsız alana nakledilseler bile genetik olarak dökülmediklerini gösterdi. Orentreich bu çalışmasıyla modern saç transplantasyonunun öncüsü oldu. 1960'lardan sonra hız kazanan saç transplantasyon operasyonlari felsefe olarak doğru olmakla birlikte, kozmetik olarak aynı başarı sağlanamamıştır. Mini-mikrograft sisteminin uygulandigi 1980'lerin ortalarından itibaren kozmetik açıdan başarılı sonuçlara ulaşılabilmiştir. Mini-mikrograft sistemi uygulanan hastalarda kozmetik açıdan başarılı görünümün yanında, ön saç çizgisinde doğallık da sağlanabilmiştir. Son yıllarda klasik saç ekimi yanında F.U.E. (foliküler ünite ekimi) gibi değişik yöntemlerde popüler olmuştur. Ülkemizde ise saç dökülmesi üzerine yapılan ilk çalışmalar Abdülhamit devrinde yapılmıştır.
SAÇ EKİMİ KİMLERE YAPILIR?
Doğumdan önce, anne karnında iken tüm vücut kıllarının kökleri oluşmuştur ve doğumdan sonra vücutta yeni kıl kökü gelişmez. Varolan saç kökleri, saçlarımızın uzamasını sağlar. Saçlarımız devamlı dökülür ve yerine yenisi çıkar. Garip ama gerçek: saçlarımız ilk kez, hemen doğumdan sonra dökülür. Doğumdan sonra bebeklerin ince vellüs denen tüyleri ve saçları dökülür ve daha sonra saçlar daha kalın ve kalıcı olarak çıkar. Saçların dökülüp sonra yeniden çıkması, son derece doğal bir döngüdür. Ömrünü doldurmuş saçlar dökülürken saç kökleri sağlam kalmakta ve zamanla aynı saç kökünden yeni saçlar çıkmaktadır. Pekala devamlı saç dökülmesi ve yeni saçların uzaması birbirini takip ettiği halde neden bazılarımızın saçları gür, bazılarımızda ise kellik gelişiyor? Burada önemli olan saç köklerinin canlı kalmasıdır. Saç dökülmesi günde 100 kadar saç telinden fazla ise bu patolojik kabul edilir ve incelenmesi gerekir. Bu durumda saçların dökülmesine yol açan bir etken vardır ve bunun tespit edilmesi gerekir.
Saç dökülmesinin bir çok sebebi vardır. Klasik mini ve mikrogreft yöntemleri ile yapılan saç ekimi, daha çok erkek tipi saç dökülmesinde uygulanır (bu arada erkek tipi saç dökülmesinin sadece erkeklerde değil, kadınlarda da görülebildiğini belirtelim). Erkek tipi saç dökülmesinde şakaklardaki ve alındaki saç kökleri erkeklik hormonuna duyarlı olduklarından erken dökülürler ve saç kökleri ölür. Mini ve mikrogreft yöntemleri ile yapılan saç ekiminde amaç ensedeki, erkeklik hormonuna dirençli saç köklerini alıp, saçın döküldüğü kısımlara ekmektir. Bunu yaparken doğal bir görünüm elde etmek esasdır. Bu sebeple saçın ekim sıklığı, ekilen saçlara verilen eğim gibi özellikler önemlidir; ayrıca alın çizgisine ekilen saçların ve diğer bölgelere ekilen saçların da ekim şekli farklıdır. Bu tarz saç restorasyonunda kişinin ensesinde yeterli saç kökü bulunmalıdır. Ekilen saçların rengi, kıvırcık yada düz olması, dokusu, sonucu etkiler. Farklı tipdeki saç dökülmelerinde saç ekme dışında uygulanabilecek başka yöntemler de vardır. Bu yöntemler için aşağıdaki saç restorasyonunda diğer yöntemler bölümüne bakınız.
SAÇIMIZ NASIL UZAR?
Saç telleri, derimizin en dış tabakasından deri içine uzanan girintilerinden, özel bir yapı içinden büyür.
Saç kılları, (şampuan reklamlarından bildiğiniz gibi) keratin denen ve tırnakta da bulunan dayanıklı bir proteinden oluşur.
Şaçlarımızın rengi, saç tellerinin kalınlığı, içerdiği elementler (örneğin kızıl saçlılarda saçdaki bakır miktarı fazladır) ve genetik kalıtıma bağlıdır.
Saçları gür görünümlü bir kişinin başında yaklaşık yüzbin (100.000) saç teli bulunur.
Saçların uzama hızını stres, hormonlar, hastalıklar, bağışıklık sistemi gibi bir çok faktör belirler.Tüm vücuttaki kıl dağılımı doğumda tamamlanmıştır ve doğum sonrası yeni kıl kökleri oluşmaz.
Yaş ilerledikçe, saç kökleri sayıca azalır. Bir saç telinin ortalama ömrü, 2-7 yıldır. Saçlarımız, bu yıllar boyunca bazı aşamalardan geçer; büyür ve sonunda dökülür. Daha sonra aynı saç kökünden yeni bir saç teli aynı aşamaları geçirip dökülmek üzere büyümeye başlar. Saçlarımızın büyüme hızı 3 günde 1 milimetredir.
Saç tellerinin geçirdiği aşamalar şunlardır:
ANAJEN FAZ: Saç tellerinin büyümeye başladığı ve 2-6 yıl süren devredir. Bu dönemde saçlar ayda 2-3 cm. uzar.
KATAJEN FAZ: Saç büyümesinin durakladığı dönemdir. Yaklaşık 3 hafta sürer.
TELOJEN FAZ: Saçların dökülme evresidir. Yaklaşık 3 hafta sürer.
Herhangi bir zamanda saçların %90'ı anajen fazda (büyümekte), %10'u telojen fazdadır (dökülme dönemindedir).
SAÇLARIMIZ NEDEN DÖKÜLÜR?
Saç dökülmesi her yaş ve cinste görülebilir. Toplumda erkeklerde daha sıktır ve 40 yaşına kadar olan erkek toplumunda erkeklerin yüzde 40'ı saç dökülmesinden şikayetçidir. Saç dökülmesinin erkeklerde daha sık olmasının sebebi hormonlardır. Erkeklik hormonu olan androjenin kıllar üzerine büyük etkisi vardır. Androjen, kılların vücuttaki dağılımını, kalınlıklarını, büyüme hızlarını etkiler. Kıl köklerinde bu hormona duyarlılık fazla ise erken yaşta saç dökülmesi başlar. Burada hormonun fazlalığı yada azlığı önemli değildir; önemli olan kıl köklerinin hormonlara karşı aşırı duyarlı olmasıdır. Bunun yanında erkeklerde ensedeki saç kökleri, hormonlara karşı her zaman şakaklardaki saç köklerinden daha dirençlidir. Bu yüzden erkeklerde saç dökülmesi genellikle şakaklardan başlar, ve ensedeki saç kökleri dökülmez. Saç ekiminin mantığı da budur: ensedeki, dökülmeye dirençli saç köklerinin alınıp saç dökülmesi olan yere ekilmesidir.
Saç dökülmesi başladıktan sonra kişi, bir süre hızla saç kaybeder ve daha sonra saç kaybı yavaşlar. Kişi saçlarının halen döküldüğünü, fakat eskisi kadar fazla dökülmediğini ifade eder. Saç ekimine aday kişilerde saç dökülmesinin yavaşlamış olması istenir. Hızla saçı dökülen bir kişiye saç ekildiğinde saç dökülmesi devam edeceğinden istenmeyen görüntüler elde edilebilir.
Saç ekiminde, ensedeki saç kökleri kullanıldığından bu bölgede yeteri kadar sağlıklı saç bulunmalıdır. Ayrıca ekim yapılacak alandaki cildin de sağlıklı olması gerekir. Örneğin başının belli bir bölgesi yanmış ve bu yüzden bu bölgede saç çıkmayan hastalara yapılacak saç ekimi çok iyi sonuç vermeyebilir. Yanıklı alanda kan dolaşımı sağlıklı değilse ekilen saç kökleri tutmayabilir. Bu gibi hastalara, daha iyi sonuç verecek alternatif tedavi yöntemleri mevcuttur.
Saç dökülmesinin sebeplerini şöyle özetleyebiliriz:
I) Bazı deri hastalıkları : Telojen effluvium
Androgenic alopecia
Alopecia Areata
Tinea Capitis
Travmatik Alopesi
Cutenous Lupus
Lichen Planus
Folliculitis
Folliculitis Decalvans
Pseudo pelade
Linear Scleroderma
II) Bazı ilaçlar : Antimitotikler
Heparin
Carbimazolene
İsotretionin
Beta blokerlar
Amfetaminler
Warfarin
Propylthiouvacil
Vitamin A
Etretinate
Levodepo
Talyum
III) Sistemik Hastalıklar : Ateşli hastalıklar
Lupus Erythematosus
Sekonder sifiliz
Hypotiroidi
Hipertiroidi
Protein, demir, biotin, çinko eksiklikleri
AIDS
Lupus Erythematosus
Sarkoidosis
Cutanous metastas
IV) Doğal saç dökülmesi : Ömrünü tamamlamış saçın kendiliğinden dökülmesi (günde 100 saç teline kadar dökülme normal kabul edilir)
Dış etmenlerle olan saç dökülmesi (fırça, şampuan, yıkama ile)
Yenidoğanda olan saç dökülmesi
Hamilelikte olan saç dökülmesi
V) Beslenme yetersizliğine bağlı saç dökülmeleri : Açlık
B12 Vitamini eksikliği
Fe eksikliği
A Vitamini Fazlalığı
Bakır eksikliği
Biotin yetersizliği
Esansiyel yağ asitleri
Çinko, demir, bakır, selenyum ve mangenez gibi eser elementlerin besinlerle yetersiz alımı
VI) Strese ve ruhsal rahatsızlıklara bağlı saç dökülmesi : Psikosomatik rahatsızlıklar, günlük hayatın stresi, anksiyete, depresyon ve psikonevrozlar gibi rahatsızlıklar sonucu saç dökülmesi görülebilir.
VII) Yanlış kozmetik uygulamalar sonucu oluşan saç dökülmesi : Uygun olmayan sampuan, saç boyası, jöle gibi kozmetik ürünler kullanılması, saçın aşırı taranması, sık sık perma yaptırılması, boyatılması, özellikle tatil yörelerinde saçın sıkı sıkı örülmesi sonucu oluşan saç dökülmesi.
IIX) Genetik hastalıklara bağlı saç dökülmesi : Erkek tipi saç dökülmesi bu hastalıklara bir örnektir.
IX) Hormonal etkenlere bağlı saç dökülmesi : Erkeklik hormonlarına olan duyarlılık sonucu gelişen saç dökülmesi (hem kadında hem erkekde görülebilir).
Hamilelik sonrası olan saç dökülmesi.
X) Otoimmün hastalıklara bağlı saç dökülmesi : Vücudun kendi saç köklerine karşı immün bağışıklık göstermesi sonucu oluşan kelliklerdir. Bu rahatsızlıkta vücuttaki tüm kıllar dökülür ve saç ekimi ile saç restorasyonu olanaksızdır.
KAÇ TİP SAÇ DÖKÜLMESİ VAR?
Genel olarak hormonal sebeplerle gelişen ve saç ekimi ile düzeltilebilen saç dökülmeleri kadın tipi ve erkek tipi olmak üzere iki tiptir:
ERKEK TİPİ SAÇ DÖKÜLMESİ (ANDROJENİK ALOPESİA) : Erkeklerdeki saç dökülmesinin genetik özelliği vardır, erkeklik hormonları ile ilişkilidir ve belli bir şekli, ilerleyişi vardır. Kadındaki saç dökülmesi ise daha farklıdır. Erkek tipi kellikde saç dökülmesi 18-20 yaşlarında başlar (30-35 yaş gibi geç dönemlerde de başlayabilir). Saç, önce alından ve tepe bölgesinden dökülmeye başlar ve saçsız alanın gitgide genişlemesiyle alın ve tepedeki saçsız kısımlar birleşir. Dökülecek saçlar öncelikle incelir, boyları kısalır ve ileriki saflarda dökülmeye başlar. En ileri safhalarda sadece iki kulak arkasında ve ensedeki saçlar kalır. Herkesde kellik bu aşamaya kadar ilerleyecek diye bir kural yoktur. Dökülme ilk yıllarda hızlıdır, daha sonra yavaşlar. Saç ekme yapılacaksa dökülmenin azaldığı bu dönemde yapılmalıdır.
KADIN TİPİ SAÇ DÖKÜLMESİ: Saç dökülmesi genellikle erkeklerin bir rahatsızlığı olsa da kadınlarda da görülebilir. Dökülme erkeklerdeki gibi şakaklardan ve alından başlamaz, fakat tepe noktası kadınlarda da saçın sık döküldüğü bir alandır. Genellikle saç dökülmesi erkeklerdeki gibi belli bölgelerde yoğunlaşmaz ve genellikle yaygındır ve ilerleyici değildir. Yani bir bölgede başlayıp diğer alanlara ilerlemez. Bu yüzden erkeklerdeki kadar belirgin değildir, farkedilmesi zordur. Kadınlarda saç dökülmesi genellikle erkeklerden daha geç yaşlarda ortaya çıkar ve yine erkeklerdeki gibi hormonal sebeplere bağlıdır. Doğum kontrol haplarının kullanıldığı dönemlerde, menapoz öncesi yada sonrası, gebelik sonrası, stresli dönemlerde, depresyon sonucu görülebilir. Yaş olarak genellikle 20'li yaşların sonu ile 40'lı yaşlarda görülür. Bazen de altta yatan başka bir sebep vardır ve araştırılması gerekir. Bu sebepler şunlar olabilir:
1- Hormonal rahatsızlıklar (örneğin bazı yumurtalık ve böbreküstü bezi tümörleri gibi erkeklik hormonu salgılayan tümörlerde).
2- Tiroid bezinin rahatsızlıkları (hipotiroidi gibi).
3- Demir eksikliği ve kansızlık.
4- Çinko Eksikliği.
5- stres ve psikolojik rahatsızlıklar.
6- Şiddetli ateşli hastalıklar.
HAMİLELİKTE OLUŞAN SAÇ DÖKÜLMESİ
Hamilelikte oluşan hormonal değişiklikler sonucu, doğumdan 3-9 ay sonra bayanların %50'sinde saç dökülmesi görülür. Buna telogen effluvium denir. Bu saç dökülmesi yaklaşık 6 ay devam eder ve dökülme hızı azalarak durur. Dökülmenin sebebi, hamilelik boyunca hormonal etkilerle saç dökülmesinin yavaşlamasıdır. Doğum gerçekleşip, hamilelik son bulunca, 9 ay boyunca normal büyüme-dökülme evreleri yavaşlamış saçlar hızla dökülmeye başlar. Doğum kontrol hapı kullanan bayanlarda da hap kullanmayı kestiklerinde aynı şekilde saç dökülmesi görülebilir. Erkek tipi saç dökülmesinden farklı olarak dökülme yaygındır ve belli yerlerde diğer bölgelere göre daha fazla dökülme olmaz. Ayrıca dökülen saçlar da, daha sonra büyümeye başlar, yani hamilelik sonucu oluşan saç dökülmesi ilerleyici değildir ve kellikle sonuçlanmaz. Bu tamamen normal bir süreçtir ve kendiliğinden düzelir.
SAÇ DÖKÜLMESİNİN DERECELENDİRİLMESİ
Saç dökülmesi uluslararası kabul görmüş olan Norwood-Hamilton sınıflamasına göre değerlendirilir. Bu tabloya göre saçınızın ne derece döküldüğü ve ne kadar saç ekilmesi gerektiği kabaca hesaplanabilir.
SAÇ DÖKÜLMESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kişi, saç dökülmesi açısından değerlendirilirken kişinin yaşı, cinsiyeti, dökülmenin başlangıç yılları, ilerleyici olup olmadığı, altta yatan bir hastalık olup olmadığı önemlidir. Doktorunuzla ilk muayenenizde bu konular değerlendirilir. Saç ekme işlemine uygun olup olmadığınız genel olarak belli olur. Hangi bölgelere kaç saç kökü ekileceği belirlenir. Öncelikli alanlar, ikinci planda kalan alanlar belirlenir. Ayrıca saçın alınacağı alan da değerlendirilmektedir. Bu bölgeden ne kadar saç kökü alınacağı, ne şekilde kapatılacağı belirlenir. Nadiren bazı testlerin yapılması gerekebilir. Bu testler:
Biyopsi
Saç Çekme(hair pull)
Saç Koparma (hair pluck-tikogram)
Saç Büyümesinin Ölçülmesi
Fototrikogram
Polarize ışık ile inceleme
SAÇ EKİMİ NE ZAMAN YAPILMALI?
Saç ekme işlemi, erkek tipi saç dökülmesi olan erkek ve kadın hastalarda 18 yaş ile 75 yaş arasındaki tıbbi bir engeli olmayan herkese uygulanabilir. Yalnız daha önce belirttiğimiz gibi saç dökülmesi hızlı başlayıp daha sonra dökülmenin yavaşladığı bir döneme girer. Dökülmenin hızlı olduğu dönemde saç ekimi yapılmasını önermiyoruz.
HOLLYWOOD ÜNLÜLERİ DE SAÇ EKTİRİYOR
Kevin Costner, saç ekiminden önce ve sonra...
Brendan Fraser, saç ekiminden önce ve sonra..
Mel Gibson, saç ekiminden önce ve sonra...
John Travolta, saç ektirmek yerine özel bir peruk kullanmayı tercih etmiş. Resmin orjinal boyutunda, peruğun kafaya yapıştırıldığı petekli dokusunu görebilirsiniz.
SAÇ EKİMİ ÖNCESİ HAZIRLIK
İlk muayenenizde doktorunuz, sizden gerekli tahlil ve testleri isteyecektir. Bu sırada kalp, tansiyon yada şeker hastalığı gibi önemli bir rahatsızlığınız yada herhangi bir allerjiniz varsa mutlaka bunu doktorunuza bildiriniz. Yapılan işlem cerrahi bir işlem olduğu için saç ekiminden önceki bir hafta içinde aspirin ve benzeri kanı sulandıran ilaçlar; son 48 saat içinde de alkol almamanız ve yorucu bir fiziksel aktivitede bulunmamış olmanız gereklidir. Hastalıklarınız ve aldığınız ilaçlar konusunda mutlaka doktorunuza bilgi verin ve danışın. Saç ekimi öncesi saça ve saçlı deriye uygulanan herhangi bir ilaç, losyon yada boyayı uygulamamanız gerekir. Şaç ekimi öncesi saçınızı yıkamış olmanız faydalı olur. Verilecek anestezi türüne göre saç ekimine aç gelmeniz gerekebilir, bu konuda doktorunuza danışınız. Ekimden önceki gece en az 8 saat uyuyunuz. Saç ekimi sonrası başınıza özel bir pansuman yapılacağı için yanınızda bir şapka getirmeniz faydalı olur. Başınıza özel bir pansuman yapılacağı için önden ilikli, kolay giyip çıkarabileceğiniz kıyafetler giyerek gelmeniz saç ekimi sonrası giyinmenizde kolaylık sağlar.
Saç ekimi planlanırken öncelikle ekilecek saçın alınacağı alan değerlendirilir. Bu bölgedeki saçlar yeterli ve ekime uygunsa ekimin yapılacağı alanlar değerlendirilir. Hastanın kelliğinin derecesi Norwood-Hamilton sınıflamasına göre değerlendirilir ve nereye, ne kadar saç kökü ekileceği belirlenir. Saç ekimine en çok ihtiyacı olan alanlar, hastanın saçlarının büyüme yönleri, istediği saç şekli değerlendirilir. Buna göre hastanın saçsız görüntüsünü giderecek şekilde saç ekimi planlanır.
SAÇ EKİMİNİN PLANLANMASI
Saç ekme, sadece lokal anestezi ile, yada sedasyon ile birlikte lokal anestezi ile yapılabilir. Saç ekimi uzun sürdüğü için hastanın pozisyonu önemlidir. Genellikle oturur pozisyonda gerçekleştirilir. Hasta, karşısında bulunan televizyonu seyreder ve ameliyat boyunca canı sıkılmaz. Lokal anestezik madde, ensede saç köklerinin alınacağı bölgelere ve çepeçevre başın çevresine yapılır. Saç ekiminin başında yapılan lokal anestezik iğneler, girişimin tek acılı yeridir. Bu sırada hastaya sedasyon -hafif uyutma- sağlanarak ağrısı hafifletilebilir.
Saç restorasyonu amacıyla şu an uygulanan pek çok teknik vardır; Punch greft, mini greft, mikro greft, slip greft, strip greft, F.U.T, F.U.E., flep kaydırma, ekspander uygulaması, scalp reduction yöntemleri gibi. Saç ekmede şu anda tüm dünyada uygulanan en yaygın ve modern yöntem, tekli ve çiftli saç köklerinin ekildiği mini ve mikro greft yöntemleridir. Bu yöntemlerde başın arka kısmından, bir kulaktan diğer kulağa kadarki alandan alınan kökler, tekli yada ikili kökler halinde saç ekilecek alana ekilirler. Enseden saç köklerini içeren 2-3 santim kalınlığında bir deri parçası alınarak, bu ciltteki kökler ayrılarak ekim yapılırsa bu yönteme F.U.T. yöntemi denir. Artık pek uygulanan bir yöntem değildir; çünkü enseden cilt alma işlemi kanlı bir işlemdir ve ensede belirgin bir iz bırakmaktadır. Ensedeki saç kökleri, kesi yapılmadan tek tek alınırsa bu yönteme F.U.E. denir; bu yöntemde ensede kesi yapılmadığından kanama olmaz, iz kalmaz, en son geliştirilen tekniktir.
Saç kökleri tekli, ikili, üçlü kökler halinde ayrılarak ekime hazırlanır. Bir, iki kök içeren parçalara mikro greft, üç ile altı saç kökü içeren parçalara mini greft denir. Ekim sırasında köklerin yerleşimine, eğimine ve sıklığına özen gösterilmektedir. Genellikle bir seansda 1000-3000 greft ekilir; greftlerin içerdiği kök sayısına göre ekilen kök sayısı 5000-6000 i bulabilir. Kalın telli, siyah renkli saçlar, kır ve ince telli saçlara göre daha iyi sonuç verir. Doğal bir görünüm elde etmek için alın çizgisine, tepe bölgesine ve daha az görünen kısımlara farklı greftler ekilmektedir. Burada amaç önden bakıldığında en iyi görünümü elde etmektir. Operasyon genellikle oturur pozisyonda ve lokal anestezi ile yapılır. Operasyon uzun süreceğinden hasta bu sırada gazete, dergi okuyabilir yada televizyon seyredebilir. Ekim sonunda çalışılan alan temizlenir ve baskılı bir pansuman yapılır. Saçsız alan çok genişse ikinci bir seansla, genellikle 7 ila 8 ay sonra sıklaştırma yapmak gerekebilir.
Saç ekme sonrası 2. gün hastanın başı ekim yapılan hastanede yada klinikte uzmanlarca yıkanır. İlk hafta içinde kabuklanma olabilir ve ekilen saçlar bir kaç hafta içinde dökülür fakat saç kökleri canlıdır. 3 ay içinde ekilen saçlar uzamaya başlar. Bu saçlar normal saç gibi, ayda 1-1,5 santimetre uzar. Özel bir bakım gerektirmezler. Kendi saçınız olduğu için canlıdır, renk olarak diğer saçlarınızla tamamen aynı renktedir. Saçınızı uzadığında kestirebilirsiniz, boyatabilirsiniz ve daha önce kullandığınız sampuanınızı kullanmaya devam edebilirsiniz.
Ekim sonrası hastanede kalmanız gerekmez. Doktorunuzun tavsiyelerine uyunuz ve verilen ilaçları kullanınız. Ağır egzersizden kaçınınız ve alkol almayınız. Saç köklerinin alındığı ense kısmını ve saçın ekildiği kısımları 2-3 gün sudan ve darbelerden korumanız gerekir. Bu süre zarfında tozlu ve çok sıcak alanlarda dolaşmamaya özen gösterin. Operasyon ve yapılan uyuşturucu iğneler sebebiyle başınızda ve yüzünüzde bir miktar şişme -ödem- olabilir. Bunu gidermek için yüzünüze ve alnınıza buz uygulayabilirsiniz. Ekimden 2-3 gün sonra başınızı doktorunuzun tarif ettiği şekilde yıkayınız (genellikle ilk yıkama klinikte uzmanlarca yapılır). Yıkarken friksiyon yapmayınız. İlk 2 hafta fazlaca güneşte kalmayın ve şapkasız dolaşmayın, özellikle ilk günlerde başınızı bir yere çarpmayın.
SAÇ EKMEDE FUT MU, FUE YÖNTEMİMİ? BU YÖNTEMLERİN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI NELERDİR?
FUE YÖNTEMİ:Saç kökleri tek tek alınır ve tek tek ekilir.. Saç kökleri tek tek alınır..
Ensede kesi ve dikiş izi olmaz..
İkinci yada üçüncü seans sıklaştırma hemen birinci seansın ardından takip eden günlerde yapılabilir..
Çok gerekli olursa saç dışında kıl olan heryerden (kol, bacak) kıl alınıp ekilebilir..
Kanama olmaz..
Saç yada kıl kökü olan her yerden kök alınabilir..
Kökler tek tek alındığından daha itinalı alınır ve alınan köklere zarar verilmez..
Geride iz kalmayan bir yöntemdir..
İyileşme 2-3 gün içinde olur..
FUT YÖNTEMİ:Enseden şerit şeklinde cilt alınır, cildin alındığı yere dikiş atılır.. Saç kökleri enseden şerit şeklinde cilt parçası ile birlikte alınır..
Enseden alınan cilt şeridinden geride kalan yara dikilerek kapatılır..
Bir seansda enseden en çok 2-2.5 santim eninde bir şerit alınabilir. Bu yüzden ilk seansda ekilebilen kök sayısı sınırlıdır..
İkinci yada üçüncü seanslar da FUT yöntemi ile yapılacaksa, dikiş atılan yerin iyileşmesi ve o bölgenin tekrar gevşemesi gerekir; bu da her seans arasında 6-9 ay süre geçmesi demektir..
Bu yöntemde kanama olmaktadır..
Saç köklerinin alınacağı alan belli sınırlar içindedir.. Saç olan heryerden kök alınamaz..
Ameliyat sonrasında ensede uzunca bir dikiş izi kalabilmekte ve ileride bu iz üzerinde saç çıkmayabilmektedir. Böylece ensede, üzerinde saç çıkmayan uzunca bir iz kalmaktadır. Eskiden FUT yöntemi ile saç ektirmiş hastalar bazen bu izden rahatsız olup, izin üzerine FUE yöntemi ile saç ektirmektedirler..
Enseye atılan dikişin iyileşmesi 10 günü bulur..
FUT yöntemi ile saç ekimi: Enseden saç köklerini içeren bir şerit alınıyor. Bu yöntemde ensede uzunca bir dikiş izi kalıyor.
FUE yöntemi ile saç ekimi: Saç kökleri tek tek alındığı için ensede belli bir iz kalmaz. Bugün FUT a göre daha sık uygulanan, daha modern bir tekniktir. Video yabancı kaynaklıdır. Bugün artık saç kökleri bu videodaki gibi elle, tek tek alınmıyor. Bu amaçla özel FUE motorları var ve saç ekimini oldukça hızlandırıyorlar..
SAÇ EKİMİNİN OLASI KOMPLİKASYONLARI VE RİSKLERİ
Cerrahi bir işlem olmasına rağmen saç ekme de enfeksiyon, kanama gibi diğer cerrahi girişimlerde görülebilen riskler görülmemişdir. Saç ekmeye özgü bir risk olarak saç köklerinin tutmaması akla gelebilir fakat bu da pek görülen bir şey değildir. Genellikle 2-3% fire normal kabul edilir. Eğer hasta saç ekimi yapılan alanı bir yere çarptıysa, uygun olmayan şekilde yıkadıysa yada -özellikle ekimi takip eden 1 hafta içinde- sigara içtiyse, fire artacaktır. Uygun yöntemle ekildiği zaman saç köklerinin tutmaması söz konusu değildir.
SAÇ DÖKÜLMESİNİN TEDAVİSİNDE DİĞER YÖNTEMLER
Saç restorasyonunda, saç ekme dışında uygulanan yöntemler şunlardır :
DİĞER CERRAHİ YÖNTEMLER:
Saçsız alanın küçültülmesi (scalp reduction).
Saç içeren doku nakli (flep ile saç restorasyonu).
Saçlı derinin genişletilmesi ile yapılan saç restorasyonu (doku genişletici yada balon uygulaması).
CERRAHİ OLMAYAN YÖNTEMLER:
Peruk kullanımı.
İlaçlar.
Thermoterapi
Saç mezoterapisi
Saçsız alanın küçültülmesi (scalp reduction)
Saçsız alanın küçültülmesi (scalp reduction), 1970'lerin ortalarında kanada'da uygulanmaya başlanmıştır ve yöntemin basitliği, alınan hızlı sonuç sebebiyle çok çabuk popüler olmuştur. Yöntemin özü saçsız alanın çıkarılıp saçlı derinin yaklaştırılarak dikilmesiyle saçsız alanın küçültülmesidir. Fakat aradan yıllar geçtikçe bu tekniğin dezavantajları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bir kere saç ekme gibi ayaktan yapılamaz. Hastanede yatmayı ve anesteziyi gerektirir. Gerilerek dikilen saçlı deri tekrar eski haline dönme eğilimindedir. Ayrıca fazla gergin dikiş atıldığında var olan saçlarda da dökülmeye yol açabilmektedir. Bu yöntemde ayrıca görünür yerlerde izler kalmaktadır bu yüzden alın gibi ön kısımlarda uygulanmaz. Bu dezavantajları ve mikrogreft yöntemi ile uygulanan saç ekiminde elde edilen yüksek başarı sebebiyle son yıllarda uygulama alanı oldukça daralmıştır ve sadece seçilmiş, saçsız alanı fazla geniş olmayan vakalarda uygulanmaya başlanmıştır.
Saç içeren doku nakli (flep ile saç restorasyonu)
Saç içeren doku nakli (flep ile saç restorasyonu) 1890 lardan beri uygulanan bir yöntemdir. Yıllar içinde bu yöntemi bir çok cerrah uyguladıysa da, asıl popüler hale getiren arjantinli cerrah Jose Juri olmuştur. Yıllar içinde doku genişleticilerin geliştirilmesi, bu yöntemde fazla oranda komplikasyon çıkma ihtimali ve genellikle birden fazla seans gerektirmesi sebebi ile günümüzde yaygın uygulanmamaktadır.
Saçlı derinin genişletilmesi ile yapılan saç restorasyonu (doku genişletici yada balon uygulaması)
Saçlı derinin genişletilmesi ile yapılan saç restorasyonu (tissue expander, doku genişletici yada balon uygulaması) son derece popüler olmuş ve kellik tedavisinde çok iyi sonuçlar veren bir yöntemdir. En az iki seansda yapılır. İlk seansda saçlı deri altına silikon balonlar yerleştirilir. Bu balonların şişirilmesini sağlayan ayrı bir port kısımları bulunur. Balon yerleştirildikten sonra aralıklı olarak-genelde haftada bir- bu port vasıtasıyla balon şişirilmeye başlanır. Balon şiştikçe üzerindeki saçlı deriyide genişletir. Balon büyüklüğü yeterli boyuta gelince ikinci bir seans ile balon çıkarılır ve genişlemiş saçlı deri, saçsız alana kaydırılır. Saçsız alan çıkarılır ve genişlemiş saçlı deri bu alana kaydırılır. Dezavantajları arasında iki seans gerektirmesi, ameliyatların genel anestezi ile yapılması, enfeksiyon, balonun sızdırabilmesi gibi komplikasyonların gelişebilmesi, şişen balonun hoş olmayan bir görüntü vermesi sayılabilir. Uygun vakalara iyi planlanıp uygun doku genişletici yerleştirildiği taktirde bu yöntemle çok büyük saçsız alanlara saçlı doku taşınabilir ve çok iyi sonuç alınabilir. Erkek tipi saç dökülmesinden çok yanıklara bağlı bölgesel kelliklerin tedavisinde uygulanmaktadır.
Peruk kullanımı
Peruk kullanmak, kişinin başında hiç saç yok ise uygulanan bir yöntemdir. Bazı otoimmün hastalıklarda vücudun savunma hücreleri kendi kıl köklerine saldırır. Bu hastalarda tüm vücut kılları kalıcı olarak dökülebilir. Vücutta ekilebilecek hiç saç kökü kalmadığından cerrahi yöntemlerin hiç biri uygulanamaz. Bu tarz hastalara peruk kullanması önerilebilir.
İlaçlar
İlaç tedavisi hiç bir zaman ölmüş saç köklerini canlandıramaz. İlaçların etkisi daha çok, zayıflamış, dökülmesi kolaylaşmış saçlar üzerinedir. Bu saçların güçlenmesini sağlayarak dökülmeyi azaltırlar. Bu tür ilaçların çoğunun FDA onayı yoktur. Genellikle bir hastalığın tedavisi için yapılan araştırmalar sonucu tesadüfen bulunmuş ilaçlardır. Bu sebeple hemen hepsinin istenmeyen yan etkileri mevcuttur. Hatta bazıları bu yüzden sadece erkekler tarafından kullanılabilir. Örneğin Minoxidil (Rogaine) aslında bir tansiyon ilacıdır ve kıllanmaya yol açması aslında bu ilacın bir yan etkisidir. Bu etkisi farkedilince minoxidil'in losyonu üretilmiştir ve bugün saç dökülmesinin tedavisinde kullanılmaktadır. Yine etki mekanizması sebebiyle Finasteride (Propecia) sadece erkekler tarafından kullanılabilir. Saç dökülmesinde sıklıkla kullanılan ilaçlar şunlardır:
Minoxidil (Rogaine adı ile satılıyor)
Finasteride (Propecia adı ile satılıyor)
Spironolakton (Aldactone adı ile satılıyor)
Azelaik Asit (Azelex ve Skinoren adı ile satılıyor)
Cimetidine (Tagamet adı ile satılıyor)
Tretinoin (Retin-A adı ile satılıyor)
Ketokonazol (Nizoral adı ile satılıyor)
Diane 35 (aslında bir doğum kontrol hapıdır)
Flutamide (Eulexin adı ile satılıyor)
Doğal Tedavi Seçenekleri : Çinko / B6 vitamini / Bal kabağı / Yeşil çay
Bugün en çok kullanılan ilaçlar Minoxidil (Rogaine) ve Finasteride'dir (Propecia).
MİNOXİDİL (ROGAİNE) :
Minoxidil aslında bir tansiyon ilacıdır. Fakat bu amaçla kullanılırken aşırı kıllanmaya yol açması sonucu saç dökülmesini önlemek amacıyla da kullanılmaya başlanmıştır. Erkek tipi saç dökülmesini önlemek için kullanılan FDA onaylı ilk ilaçtır. Etki mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte saç köklerine direkt etki ettiği ve köklere olan kan akımını arttırdığı düşünülmektedir. Gençlerde daha etkili olduğu bildirilmektedir. Etkisini görmek için en az 4 ay kullanılmalıdır ve hayat boyu kullanmaya devam edilmelidir. İlaç bırakıldığında etkisi geçmektedir. 4 ay kullanım sonunda bir etki görülmezse doktorunuza danışmanız önerilmektedir. Allerji, baş derisinde kaşıntı, kalp ritminde artma gibi yan etkileri olabilir. Piyasada 2%'lik ve 5%'lik konsantrasyonlarda, losyon formunda, Rogaine adı ile satılmaktadır. Kadınlar 2%'lik minoxidil'i kullanabilir.
FİNASTERİDE (PROPECİA):
Erkek tipi saç dökülmesi dihidrotestosteron (DHT)'un saç köklerine etkisi sonucu oluşur. Bu hormonun vücudda oluşumunu sağlayan bir enzim vardır (5-alfa redüktaz). Finasteride, bu enzimin çalışmasını engelleyerek vücudda dihidrotestosteron (DHT)'un oluşumunu engeller ve bu sayede saç köklerine olan kötü etkisini önler. Bu ilaç aslında prostat tedavisinde kullanılmaktaydı fakat kıllanmayı artırıcı yan etkisi sebebiyle saç dökülmesinin tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Finasteride, canlı saç kökleri olan, saç dökülmesi henüz son aşamaya gelmemiş kişilerde etkilidir. İlacın etkisini görebilmek için günde 1 tabletten en az 3 ay kullanılması önerilmektedir. Ciddi yan etkileri olabileceği için mutlaka doktora danışılarak alınması gerekir. Finasteride kullanacak kişilerin cinsel istekde azalma, meni miktarında azalma, ereksiyon güçlüğü, jinekomasti gibi yan etkilerden haberdar olması gerekir. Uzun süreli kullanıldığında kişilerin yaklaşık yarısında bu şikayetler geriler. Etki mekanizması sebebiyle bu ilacı sadece erkekler kullanabilir, kadınlar kullanamaz. Etkisini sürekli kılmak için hayat boyu kullanılmalıdır. Bırakıldığında saç dökülmesi tekrar başlar. Piyasada Propecia adı ile satılmaktadır.
TERMOTERAPİ
Saçları güçlendirmek için uygulanan yardımcı bir tedavi yöntemidir. Bu uygulamada saçlı deriye buhar şeklinde özel bir ilaç verilir. Bu buhar, saçlı derideki gözeneklerin açılmasına, deri üzerinden uygulanan ilaçların saç köklerine daha iyi nüfuz etmesine yardımcı olur. Genellikle termoterapiyi takiben, özel şampuan yada ilaç saç köklerine hemen uygulanır. Termoterapi, haftada 1 yada 2 kez yapılır.
SAÇ MEZOTERAPİSİ VE BOTOX DESTEKLİ SAÇ MEZOTERAPİSİ
Saç mezoterapisi, saçlı deriye çok sayıda enjeksiyon ile özel bazı ilaçların saç köklerine verilmesidir. Bu ilaçlar ya bir kaç farklı ilaç karıştırılarak kokteyl şeklinde oluşturulur, ya da bu amaçla üretilmiş hazır ampuller şeklindedir. Genellikle haftada bir uygulama yapılır; daha sonra uygulama araları açılır. Son yıllarda botox destekli mezoterapi uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamada önce saçlı deriye botox enjeksiyonu yapılır. Bunun amacı, botox un damarları genişletici özelliğinden faydalanmaktır. Enjekte edilen botox, kafa derisindeki damarlarda 6 ay süre ile genişlemeye yolaçacaktır. Damarların genişlemesi, enjekte edilen mezoterapi ilacının daha iyi etki etmesini sağlar. Ayrıca damarların genişlemesi, saç köklerine gelen kanı artırır, köklerin beslenmesini olumlu etkiler. Botox enjeksiyonunun etkisi 1 haftada çıktığından, normal yapılan mezoterapiye botox dan 1 hafta sonra başlanır.
Bu cihazlar, oldukça sabır işi olan saç ekimini hızlandırmak; saç köklerinin alınmasını ve ekimini otomatikleştirmek amacı ile geliştirilmişlerdir. Özellikle FUE yada özellikle FUT yöntemi için geliştirilmiş cihazlar vardır. Son yıllarda üretilmiş bu cihazların çoğu FUE yöntemini hızlandırmak için üretilmektedir. Bu cihazlar, temel olarak köklerin alımını ve köklerin ekimi için açılan kanalların açılmasını hızlandırırlar. Ekim yine elle yapılmaktadır. Aslında cihazın en önemli özelliği kök, punch ucu ile serbestleştiğinde vakumla saç kökünü bir hazne içine çekmektir. Daha sonra yine bir saç ekim elemanının bu kökleri hazneden alıp dizmesi gerekmektedir; yani cihaz sadece saç kökleri serbestleştirildikten sonra pensetle alımını ortadan kaldırmaktadır; ki bu da fazla vakit kazandırıcı değildir. Bu cihazların ilk örneklerinden olan Calvitron artık demode olmuş, Neo graft gibi yeni örnekleri geliştirilmiştir. Neo graft cihazının iki fonksiyonu vardır; saç köklerini tek tek alırken vakumlayarak bu kökleri plastik bir haznede biriktirmek ve köklerin ekileceği kanalları açmak. Saç ekiminde uzman kişiler, köklerin konacağı kanalları bu cihazlarla açmayı tavsiye etmiyor, çünkü bu cihazlar kanalı cilt çıkararak açıyor; yani 0.5 - 0.7 mm çapında yuvarlak bir cilt parçası çıkarıyor. Elle kanal açanlar ise 0.5-1 mm kalınlığında ince bir bıçakla kanalları açıyor. Bu durumda ciltten parça çıkarılmıyor, sadece ciltte çok ince (0.5-1 mm) bir kesik oluyor. Bu durumda cildin kan dolaşımı daha az etkilendiğinden daha çok kanal açılabiliyor ve daha çok kök ekilebiliyor. Bu cihazların yaptığı gibi cilt çıkararak (orada bir delik açarak) kanal açıldığında ise cildin kan dolaşımı ciddi şekilde etkileniyor ve dolayısı ile belli sayıda kanaldan fazlası açılamıyor. Bu sebeplerden dolayı bu cihazların kanal açıcı özelliği pek kullanılmıyor.
SAÇ KÖKÜ KLONLAMA ÇALIŞMALARI
Son zamanlarda bize sık sık sorulan bir konu da, saç köklerinin klonlanmasının yapılıp yapılmadığı. Bazı konular var ki, hastalar bu konulardaki çalışmaları nerede ise doktorlardan daha yakın takip ediyor. Saç köklerinin klonlanması konusu da bu konulardan. Öncelikle şunu söylemeliyim; bu konu halen tüm dünyada deneysel çalışma aşamasında. Ayrıca, zaten saç klonlama insanlarda yapılmaya başladığında da, saç ekme vakalarının büyük çoğunluğunu ilgilendirmiyor olacak. Saç ekme vakalarının büyük çoğunluğunda zaten ekilebilecek kadar saç ense bölgesinde bulunuyor; dolayısı ile vakaların büyük çoğunluğunda saç köklerinin klonlanmasına gerek yok. Saç klonlama, sadece ense bölgesindeki saç kökleri, açık kısımları örtmeye yetmeyecek kadar az olan hastalarda yapılabilecek bir yöntem. Zaten ense bölgenizde yeterli saç kökü varsa klonlama sizin için gereksizdir.
Bu konudaki son gelişmeleri http://stemcellbaldnesscures.com/ sitesinden alabilirsiniz..
Bu konuyu internette aramak için kullanabileceğiniz anahtar kelimeler (keywords) :
hair transplantation, baldness, scalp reduction, hair transplant, FUE, FUT, baldness, hair loss treatment
ESTETİK AMELİYATLARIN 3 BOYUTLU ANİMASYONLARI
Amerikan plastik cerrahi derneği, bir çok ameliyatın nasıl yapıldığını, kısa anatomi bilgisinin ve ameliyat tekniklerinin anlatıldığı 3 boyutlu animasyonlar hazırlatmış. Aşağıdaki resime tıklayarak bu sayfaya ulaşabilirsiniz.
ESTETİK AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI HASTA RESİMLERİ
Bu web sitesi oluşturulurken sitenin, "Yasal uyarılar" sayfasında belirtilen tüm kanun, tüzük ve kriterlere uygun olmasına özen gösterilmiştir. Bu sebeple web sitemde hastaların estetik ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve sonrası görüntülerine (fotoğraf, video), hastalardan yazılı izin alınmış olsa dahi, yer verilmemektedir. Sitede, site ziyaretçileri ve hastalar için eğitici olduğu düşünülerek konmuş video ve görüntüler ise yabancı kaynaklıdır.
DİKKAT!
Lütfen dikişleriniz alınıp, yaralarınız iyileştikten sonra, doktorunuzla iletişiminizi kesmeyiniz. Ameliyattan sonra 6. ayda ve 1. yılda mutlaka doktorunuza kontrole gidiniz.
Ameliyatınızla ilgili herhangi bir sorununuz olduğu taktirde ilk olarak kendi doktorunuza başvurunuz. Estetik ameliyat olmuş ve ameliyat sonucunda pürüzler olan hastaların en sık yaptıkları hata, kendi doktorlarına kontrole gitmemeleri; başka bir doktora başvurmaları ve sabırsız olmalarıdır.
Her ameliyatın kendine göre bazı riskleri vardır ve ameliyat sonunda bazı istenmeyen sonuçlar, pürüzler oluşabilir. Genellikle bu pürüzler, ufak revizyonlarla düzeltilebilecek sorunlardır. Unutmayın ki estetik cerrahide, canlı dokulara şekil verilmektedir ve ameliyatın sonucu genellikle tüm şişlikler inip, dikişler iyileşmeden görülemez. Bu iyileşme süreci, yerine göre 1-2 ay ile 1 yıl arasında bir zaman alır. Bu yüzden ameliyatınız sonunda pürüz kaldıysa öncelikle ameliyatınızı yapan kendi doktorunuza başvurun ve sabırlı olun.
Revizyon ameliyatlarını yapmak için o bölgede iyileşmenin tamamlanmasını beklemek gerekir. Bu yüzden sabırlı olun. Mutlaka kendi doktorunuza kontrole gidin ve iletişiminizi kesmeyin.
Ameliyattan önce ameliyatınız hakkında bilgilenin; ameliyat günü cesaretli olun; ameliyattan sonra sabırlı olun..
Ameliyatlar ve ameliyatsız estetik uygulamalar öncesi önerilerim için "burayı tıklayın.."
Ameliyatlar ve ameliyatsız estetik uygulamalar sonrası önerilerim için "burayı tıklayınız.."
Ameliyatların ve ameliyatsız estetik uygulamaların fiyatları, ücretleri ile ilgili genel bilgi için "burayı tıklayınız.."
SIK SORULAN SORULAR:
EKİLEN SAÇLAR NEDEN DÖKÜLMÜYOR?
»
Ekilmek üzere hazırlanan saç kökleri ense bölgesinden alınır. Bu bölgedeki saç kökleri başın diğer bölgelerindeki saç köklerinden yapısal olarak farklıdır. Görünüş olarak bir fark olmasada bu bölgedeki saç kökleri dökülmeye çok daha dirençlidir. Saç dökülmesine, saç köklerinin hormonlara duyarlılığının fazla olması yol açar ve ense bölgesindeki saç kökleri bu hormonlara duyarlı değildir; dolayısı ile enseden alınan saç kökleri saçsız alanlara ekilince dökülmez.
EKİLEN SAÇLAR NORMAL SAÇLAR GİBİ UZARMI?
»
Ekilen saçların uzama bakımından diğer saçlardan farkı yoktur, diğer saçlarınız ne hızla uzuyorsa ekilen saçlarda aynı hızla uzar. Yalnız saç ekiminden bir süre sonra -2 ila 3 hafta sonra- dökülür. Ekilen saçlar dökülür fakat kökleri canlı kalır. Yaklaşık 3 ay sonra ekilen saçlar kalıcı olarak çıkmaya başlar ve normal saçlar gibi uzar.
ENSEDE EKİLECEK SAÇLARIN ALINDIĞI YERDE İZ KALIYORMU?
»
İz sadece FUT yönteminde kalır, ki artık FUT pek uygulanan bir yöntem değildir. FUT yönteminde ekilecek saçların alındığı yer dikilerek kapatılır. Burada kalacak iz saçların arasında ve ince bir hat şeklindedir. Bu konuda daha geniş bilgi almak için doktorunuza danışmalısınız.
»
Burada doğal bir görünüm elde etmenin yolu öncelikle doğal bir alın-saç hattı oluşturmaktır. Bunun dışında ekilen saçların ekilme yönleri ve eğimleride başdaki diğer bölgelerdeki saçlarla uyum içinde olmalıdır. Bir diğer önemli noktada saçların ekilme sıklığıdır. Her vakada tek seansda yeterli sıklık elde edilemeyebilir ve ilk seansdan sonra sıkılaştırma seansları gerekebilir. Ayrıca ince ve tekli saç köklerinin en ön sıralara, daha kalın ve ikili-üçlü saç köklerinin daha arkalara ekilmesi görünümün daha doğal olmasını sağlar.
SAÇ EKİMİ İÇİN İYİ BİR ADAYMIYIM?
»
Buna cevap verebilmek için öncelikle muayene olmalısınız. Saç tipiniz, köklerin sıklığı, saç köklerinin alınacağı ense bölgesindeki saç dağılımı ve ekim yapılacak alanın büyüklüğü burada önemlidir.
»
Piyasada bir çok ilaç ve söylenti var; fakat gerçek şudur: "Hiç bir ilaç, ölü saç köklerini canlandırarak kellik oluşmuş bölgelerde tekrar saç çıkmasını sağlayamaz. İlaçlar zayıflamış saç köklerini besleyerek daha sağlıklı saç çıkmasını sağlayabilir. Kişinin saçları fazlalaşmış gibi gözüksede kel olan bölgelerden yeni saç çıkması mümkün değildir."
SAÇLI DERİ YERİNE BAŞKA BÖLGELEREDE SAÇ EKİMİ YAPILABİLİRMİ? ÖRNEĞİN BİR AKRABAMIN YANIK YÜZÜNDEN KAŞLARI ÇIKMIYOR. SAÇ EKİMİ İLE BURADA KAŞ ÇIKARILABİLİRMİ?
»
Skarlı alanlar saç ekimi için ideal bölgeler değildir fakat kaş yokluğunda saç ekimi ile kaş restorasyonu sağlanabilir. Sonuç hastalar için tatmin edicidir. Ayrıca saç ekimi ile sakal, bıyık onarımlarıda yapılmıştır.
KÖTÜ UYGULANMIŞ SAÇ EKİMLERİNİ DÜZELTMEK MÜMKÜNMÜDÜR?
»
Saç ekiminde kötü sonuçlar genellikle ekilen saçların yetersiz ekilmesine bağlıdır. Sıkılaştırma seansları ile görünüm daha iyi hale getirilebilir. Bazen çok kötü sonuç vermiş saç ekimi vakalarının lazer epilasyonla ekilen biçimsiz saçları aldırdıklarını da duyuyoruz.
SIK SAÇLARA SAHİP OLMAM İÇİN NE KADAR SAÇ EKTİRMEM GEREKİR? BİR SEANSDA KAÇ SAÇ TELİ EKİLİYOR?
»
Bu soruya gerçekçi bir cevap verebilmem için mutlaka muayene olmanız gerekir. İstenen saç sıklığını sağlamak için saç tipiniz, saçın rengi, ekilecek saçsız alanın büyüklüğü önemlidir. Fakat kitap bilgisi olarak en iyi sonuçların 3-4 seans saç ekimi ile elde edildiğini söyleyebiliriz. Günümüzde pratikde ise 2 seansdan sonra hastalar 3. bir saç ekim seansına gerek görmüyor.
EKİLEN SAÇLARIN TUTMAMA İHTİMALİ VARMI?
»
Hayır, ekilen saçların, enfeksiyon gibi bir komplikasyon gelişmedikçe tutmamaları için bir sebep yoktur.
SAÇ EKİMİNİN MALİYETİ NEDİR?
»
Bu klinikten kliniğe değişir. Genellikle ekim yapılacak alanın genişliğine bağlı olarak fiyat verilir.
SAÇLARI KISA KESTİRMEK GERÇEKTEN GÜRLEŞMESİNE YOL AÇARMI?
»
Hayır, bu inanış yanlıştır.
SAÇ DÖKÜLMESİ ERKEKLİK HORMONUNUN FAZLALIĞINDAN KAYNAKLANIR DİYORLAR BU DOĞRUMUDUR?
»
Burada erkeklik hormonunun fazlalığı değil, saç köklerinin erkeklik hormonuna olan duyarlılığı rol oynar. Kandaki erkeklik hormonu fazla dahi olsa saç kökleri duyarlı değilse dökülmeye yolaçmaz.
Ziyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸