estetik cerrahi Bu sayfanın son güncellenme tarihi:
   
 

duyuru
Bookmark and Share


duyuru2

duyuru3

duyuru4

        PARİS, NANTES, CLİSSON VE HELLFEST! (17-22 HAZİRAN 2015)

estetik cerrahi estetik cerrahi Muhteşem bir festivaldi ve biz oradaydık!.. Seneye yine gideceğiz, biletlerimizi aldık!..

estetik cerrahi Aşağıdaki yazı, ağustos 2015 de, Takas pazarı dergisinin 3. sayısında yayınlanan yazımın, genişletilmiş ve videolar eklenmiş halidir..

estetik cerrahi Geçen sene (2014) Metal Hammer'da Hellfest gruplarının listesini gördüğümde aklım uçmuştu.. Diğer festivallerdeki tüm gruplar sanki Hellfestte toplanmış gibiydi. Biletler tükendiğinden Hellfest'e gitmek için bu seneyi beklemek zorunda kaldık. Bu sene 10. yılını kutlayan hellfest biletimizi eylül ayında netten aldık. Festival biletleri aslında ilk olarak bir önceki senenin festivalinde indirimli olarak satışa çıkıyor. Örneğin bu seneki festivalin ilk günü içeri girdiğimizde içeride uzuun bir kuyruk olduğunu gördük. Derken, gişenin üstünde "İndirimli 2016 hellfest biletleri" yazdığını okuduk. "Daha dur, bi festivali görelim, beğenirsek alırız" dedik; halt etmişiz.. İndirimli biletler 50 euro kadar indirimli satılıyor ve internet sitesinden (http://www.hellfest.fr/en/) asıl bilet satışı 15 eylülde başlıyor. Biletler e-bilet şeklinde; print ediyorsunuz, üzerinde adınız ve bir barkod oluyor (biletler anında elinizde yani, süper bir sistem). Festival kapısında barkodu okuyorlar, bileğinize aldığınız bilete göre renkli bir bileklik takılıyor (3 günlük, tek günlük, VIP, basın vs)..





Hellfest

Nasıl gidilir, nerede kalınır? Nedir bu işin raconu?


estetik cerrahi Yurtdışından gelenler genellikle önce Paris'e uçuyor, çünkü Nantes'da havaalanı var ama buraya direkt uluslararası uçuş yok. O yüzden ilk durak Paris. Gitmişken Paris'i gezin, per la çes mezarlığına falan uğrayın, Jim morrison abinin kabrini bi ziyaret edin. Biz kabir ziyaretimizi yaptık, iki kuluvallahi okuduk mesela.. Ha, bir de Catacombes'ları ziyaret edin. Her metalcinin gitmesi gereken bir yer, ama bizim fırsatımız olmadı bu sene..

estetik cerrahi Her metalcinin uğraması gerek: Catacombes..

Hellfest

estetik cerrahi Konuyu dağıtmayalım. Paris'den Nantes'a TGV (hızlı tren) ile gidiyorsunuz (Nantes, 'NANT' diye okunuyor). Festival, Nantes yakınındaki ufak bir kasaba olan Clisson'da (okunuşu: KLİSSON.. 'SON' hecesini yutarak okuyun.. 'SOĞN' şeklinde; Fransızca işte..).. Nantes'dan da festivalin yapılacağı Clisson'a yine TGV ile gidiyorsunuz. Biz festival süresince Nantes'da, hemen gara yakın bir otelde kaldık. Festival alanına (Clisson) TGV ile gittik. Burada bizi şaşırtan şu oldu: Paris'den bindiğimiz trenden Nantes'da iner inmez "Hellfest'e hoşgeldiniz" anonsları ile karşılaştık. Bir çok noktada "Hellfest information" standları kurulmuş, festivale gelenlere yardım ediyorlar. Neredeyse tüm dükkan, mağaza ve restoranların camında Hellfest afişleri var ve festivale gelenleri selamlıyorlar (welcome to Nantes vs..).. Ama asıl şoku saat 15:00 gibi Clisson'a giden trene binerken yaşadık: tüm trenin üzeri Hellfest posteri ile kaplanmıştı.. İnanılmaz güzel bir görüntü. Clisson treni o hafta için Hellfest treni olmuş resmen.

estetik cerrahi Muhteşem Hellfest Express :

Hellfest

Hellfest

Hellfest

estetik cerrahi Herkes trenin önünde resim çektiriyordu. Bu arada bir not: Clisson treni, normal duraklarda durmuyor. Yani 8. perondan kalkıyorsa, siz de gidip 8. perondaki durakta beklerseniz boşuna vaktinizi harcarsınız, sonsuza kadar trenin gelmesini beklersiniz. Trenin tabanı basık olduğundan normal durak yerlerinde durmuyor. Peronun daha basık inşa edildiği 100 metre ilerde duruyor. Doğru peronun merdiveninden çıkıp durağı geçip yürümeye devam edin (zaten 100 metre ileride treni görürsünüz); peronda yürüdüğünüz platform ileride alçalıyor; işte Hellfest TGV si bu kısımda duruyor. İkinci gün şöyle bir sorun yaşadık; durakta bekleyenleri gördük, kendi aramızda "bu şapşikler trenin burada duracağını sanıyor, kimse uyarmıyor mu bunları yaw?" diye konuştuk (ama biz de hıyarlık yapıp onca insanı uyarmadık).. Bi 100 metre yürüdük, ileride trene bindik. Ama o da ne? Trende topu topu 3 kişi var!.. Halbuki perondaki durakta bir sürü kişi bekliyordu.. Neyse, tren kalktı, 3-4 durak sonra durduk.. Bir anons yapıldı; tekrar geri döneceğimiz, Nantes'da yanlış yerde bekleyen şapşikleri alıp Clisson'a doğru tekrar yola çıkacağımız anons edildi.. Len uyarsanıza milleti (tamam, biz de suçluyuz).. Yanlış yerde bekleyen şapşikler trenin saati geçip tren gelmeyince muhtemelen şikayet etmişler, durum anlaşılınca da bizim tren yoldan geri çağrılmış.. Bi konserlik vakit kaybettik bu yüzden..

estetik cerrahi Fransa enteresan bi memleket.. Gişelerde, tren garındaki tuvaletlerin gişelerinde falan hep fıstık gibi hatunlar bulunuyor.. Alın size Hellfest treninin kondüktörü : Sarışın çitos fıstikos..



estetik cerrahi TGV, oldukça konforlu idi (özellikle tuvalet kısmı!.. Binme şansınız olursa mutlaka kullanın.. Kapıyı kitlemeyi unutmayın ama, yoksa bi vagon insana rezil olursunuz..) ama festival alanına gidip gelmek çok vakit alıyordu. Ayrıca geceleri Clisson'dan Nantes'e dönmek sorun. Otobüsler ve TGV seferleri konserler bitmeden bitiyor (konserler gece 02 de bitiyor). Halbuki festival alanında konserlerden sonra da sabaha kadar hayat devam ediyor. Örneğin bu yüzden son gece, en son sahne alan Nightwish'i izleyemedik; metal corner adlı metal diskonun tadını çıkaramadık (inanılmaz güzel bir ses düzeni vardı!..). Gelecek sene Fransa'da karavan kiralamaya karar verdik. Böylece hem otel konforumuz olacak, hem de hemen festival kapısında konaklayacağız.. Hatta, aynı zamanda çevreyi de dolaşacağız.. İyi fikir değil mi?. (Edit: hatta festival, uçak biletlerimizi aldık, karavanımızı kiraladık.. Seneye 4 kişi gidiyoruz..)

UYARIYORUM...!!


estetik cerrahi Bu arada bir tüyo vereyim: eğer festival alanına TGV ile gidecekseniz yanınızda uyuşturucu, esrar falan bulundurmayın; çünkü tren garında, 'cenderme' köpeklerle uyuşturucu araması yapıyor.. Bobi, bir şeyler bulunca çıldırıyor, burnunu alarm verdiği çantanın içine kadar sokuyor. Cenderme de çantanın sahibini 'nazikçe' karakola kadar davet ediyor. Gözümüzle gördük (aşağıda belgesel videolarında da göreceksiniz.. Tüm videoları bizzat ben çektim ve montajladım..). Köpeğe de ödül olarak plastik kemik veriyorlar.. Yalnız köpek bir keresinde yanlış alarm verdi, çantadan hiç bir şey çıkmadı; o zaman da köpeğin başına 2-3 kez pat pat (hafifçe) vuruyorlar.. "Kötü köpek, hmmmm, yanlış alarm verdin" gibisinden.. Bu arada belirteyim, bu kadar arama taramaya rağmen festival alanı ful esrarlı sigara kaynıyor (üstelik herkes sarmasını paylaşıyor sizinle, ne güzel..). Ben alışık olmadığımdan önce kokulu puro, sigara falan içiliyor sandım.. Böyle vanilyalı, çikolatalı sigara ve purolar var ya.. Ama biri sararken görünce anladım içilenlerin esrar, ot olduğunu.. Ayrıca yol arkadaşım Umut, adli tıpçı olduğundan (forensic medikal daktır!) zaten en baştan anlamış ortalığın sarma sigara kaynadığını.. Yine de millet ne kendinden geçiyor, ne bir tatsızlık yaşanıyor. Sadece keyifle konserleri izliyorlardı; o zaman sorun yok, içsinler abi.. Zaten bence Hellfest'i diğer metal festivallerinden ayıran en önemli özelliği, festivale katılanların 'güzel insanlar' olması.. Tam olarak ne demek istediğimi bir gün giderseniz anlarsınız. Hani, burası yeni kurulmuş bir devlet olsa hiç düşünmez iltica ederdim. Özgürlük, her milletten binbir çeşit insanın birbirine saygısı, yardımseverlik, metal kültürü, bol bol bira ve şarap, üstsüz güzel kızlar.. Her türlü güzellik had safhada..

estetik cerrahi Motorhead konseri.. Başımı sağa bir çevirdim, Umut, bir Fransız hatunu omzuna almış hoplatıyor.. La havle.. Bu adam 2 dakka içinde yeni tanıştığı bir kızla hemen nasıl oluyor da bacak omza yapıyor..??.. Neyse deyip konseri izlemeye devam ettim.. İki dakka sonra tekrar sağa döndüm, AHANDA!! Kız bunu öpüyor.. Omzuna aldığı için teşekkür etmiş kız.. Bir de bana hatıra fotoğrafı çektirdiler...

Hellfest

estetik cerrahi Güzellik demişken şu noktayı da belirtmeden geçemiycem.. Yaw kardeşim, bu Fransa nasıl bir ülke yahu! Tren garındaki tuvalette, tuvalet ücretlerini toplasın diye bir güzellik kraliçesini görevlendirir mi lan insan! Peki ya Montparnasse garında gişelerdeki hatunlar neydi öyle?.. Nantes-Clisson hattındaki Hellfest trenindeki bilet kontrolörü sarışın çıtır neden manken olmamış da trende biletleri kontrol ediyor? Bu Fransa nasıl bir yer çözemedim gitti!..

Sahneler ve konser düzeni..


estetik cerrahi Konserler 6 ana sahnede yapılıyor. Mainstage 1 ve 2 yanyana. Birinde konser varken diğer sahne sıradaki gruba hazırlanıyor. Böylece arada 5 dakika olmak üzere konserleri hiç beklemeden bir birinde, bir diğerinde, peşipeşine izleyebiliyorsunuz. Ana sahneler dışında biraz ileride 3 çadır var: Temple, Altar ve Valley sahneleri. Temple'da pagan ve black grupları; Altar'da death ve grindcore grupları; Valley'de ise doom ve stoner grupları çıkıyor. Dönme dolabın arkasında kalan kısımda ise punk gruplarının çıktığı Warzone sahnesi yer alıyor. Tüm sahneler çok uzaklardan bile rahatça izlenebiliyor, çünkü ortalıkta bol bol dev ekran var ve sahneler yeteri kadar yüksek hazırlanmış. Konserleri izlemekte hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz. Bu yüzden bol bol video çekmemize rağmen hiç arkadan biri 'göremiyoruz, kenara çekilin' falan diyerek bizi rahatsız etmedi..

estetik cerrahi DİKKAT: festivalde duyurulan grupların en az %75'ini izleyemeyeceksiniz.. Programınızı ona göre yapın. Özellikle belli bir saatten sonra büyük gruplar ana sahnede yeralmaya başlayınca yerinizden kımıldamak imkansız hale gelecek.. Benim tavsiyem saat 20:00 den sonra bir sahne belirleyin ve gecenin geri kalanını orada geçirmeye çalışın. Kalabalığı yarıp diğer sahneye geçmek çoook zor hale geliyor..

Hellfest

Dövmeciler, berberler..


estetik cerrahi Gelen ziyaretçilerin çoğu dövmeli. Çok acaip dövmeler gördük (kafasının ve yüzünün yarısına yap-boz dövmesi yapılmış bir viking, fotoğrafik dövmeler, tüm yüzü dövmeli elemanlar, alnında ters haç dövmesi olan bir eleman vs..). Ayrıca Hellfest'de de dövme yaptırabiliyorsunuz. Açık söyleyeyim, sterilizasyonuna tam güvenemediğimden ben yaptırmadım (aslında bir ara rusyaya gidip bu işin dünyaca ünlü ustası Pavel Angel'a kendimi teslim edeceğim bir ara..). Ayrıca berberler de var. Saçınıza punk, viking (örgü), ve bilimum şekil verebiliyorlar, üstelik berberler ücretsiz..

estetik cerrahi Festival alanında sağda solda böyle bir sürü oyuncak var. Herkes selfie için sıraya giriyor..

Hellfest

Hellfest

Hellfest

The day before the festival!


estetik cerrahi Hellfest'e mutlaka en az 1 gün önce gitmek gerekiyor. Marketler ve dükkanlar festivalden bir gün önce açılıyor arkadaşlar. Salak gibi festivalin ilk günü gitmeyin yani, bir sürü şeyi kaçırırsınız. Mesela bu sene festival 19-20-21 hazirandaydı; 18 haziran günü saat 16:00 da festival alanının kapısı açıldı. Biz de tesadüf tam o saatte kapıya ulaşmıştık. İçeri girince ilk yapmanız gereken, gelecek senenin festivali için indirimli bilet almak olsun; çünkü zaten sonraki sene de mutlaka gelmek isteyeceksiniz (biz bi hıyarlık yapıp, hele bi görelim de sonra alırız falan yaptık, sonra da almadığımıza pişman olduk). Bu festival her sene genişlemiş; ziyaretçi sayısı sürekli artmış. Bu seneki festival sonrası web sitesinde bir değerlendirme yapmışlar; festivalin alan olarak artık o alanın izin verdiği sınırlara dayandığını, alanın daha fazla genişleyemeyeceğini söylemişler. Konuyu dağıttık yine.

estetik cerrahi Festival alanı çıplak haliyle..

Hellfest

estetik cerrahi Her neyse, gelecek senenin biletini aldıktan sonra ilk yapmanız gereken, bir "Cashless card" alıp buna euro yükletmek olmalı. Festival alanında barlarda ve bazı cafelerde bu kart geçiyor. En çok bira alırken kullanacaksınız. Biz 100'er euro yüklettik, öyle sular seller gibi bira da içmedik ama son gün neredeyse bitmişti kartlardaki kredilerimiz. Kartta kullanmadığınız para kalmışsa bir sonraki sene aynı kartı kullanabiliyorsunuz. Bu yüzden kartta yüklü kredi kalmışsa festivalden sonra atmayın..

estetik cerrahi Cashless card:

Hellfest

Daha sonra gitmeniz gereken yer marketler.. Asıl olarak 2 market var: "Metal merchants market" ve "Extreme market".. Ben bu ikisi arasında bir fark görmedim. Bunlar aslında yanyana iki büyük çadır ve içeride bir çok standdan oluşuyor. İçeride CD, DVD, T-shirt, kıyafetler, aksesuarlar, plastik boynuzlar, plastik kılıç-baltalar, fetiş ürünler (Von-stein) vs satılıyor.. Burada Cashless kartınız geçmiyor, herşey kredi kartıyla yada nakit satılıyor. Ayrıca bu iki marketi geçip festival alanının daha içlerine ilerlediğinizde yanyana bir çok satış standının olduğu alış-veriş alanına geliyoruz. Burada yine kıyafet, botlar (çivili-zincirli), oturmak için şezloglar, kızların ayakta işeyebilmeleri için aparatlar, aksesuarlar vs binbir çeşit ürün satılıyor. Hatta üzerinde "Headbanger of the future" yazan zıbınlar bile vardı.. Nedense bu alanda hiç bir yerde prezervatif satan bir yer görmedik. İkinci gün prezervatif satan tek bir yer gördük, ama sanırım koca alanda sadece orada satılıyordu prezervatif. Bu yüzden kamp yapıyorsanız, sevgili yaparım diyorsanız yada sevgilinizle gitmişseniz benden tavsiye, yanınıza yeterince prezervatif alın (en önemli uyarılarımdan biri bu, unutmayın.. Sonra ya büyük fırsatları kaçırırsınız yada bi sonraki sene kucağınızda bebişinizle gelirsiniz festivale..).. Ayrıca bu son bahsettiğim alanda bazı standlarda POS cihazlarının sinyal almadığını gördük (unutmayın, kırsaldasınız). Kredi kartınızı kullanabilmeniz garanti değil, nakit ödemeniz gerekebilir (yanınızda euro da bulunsun)...

Dekorlar..


estetik cerrahi Festivalde ilk dikkatinizi çekecek şeyler dev dekorlar olacak. Sanırım hiç değişmeyen tek şey, festival meydanındaki Hellfest ağacı. Onun dışındaki herşey her sene değişiyor. Konser alanına girişdeki katedral dekoru, mağazaların bulunduğu alandaki şehir dekoru, barlar ve barların tepesindeki propan alev makinaları, duvarda duran dev akrep, dev ekranların çerçeveleri vs.. her şey mükemmel!.. Söylenenlere göre 100 sanatçı 1 yıl boyunca 400 ton çelik kullanarak bu dekorları yaratmış. Gece ışılandırmalar, havaifişek gösterileri, orman kısmındaki dekorlar, her şey mükemmeldi. Seneye ne yapacaklarını cidden merak ediyorum..

estetik cerrahi

Yeme içme..


estetik cerrahi Festival alanının bir çok yerinde yeme içme noktaları var. Hatta bir yerlerde VIP biletli olanlar için oldukça lüks bir restoran da varmış ama biz orayı görmedik. Altar ve Temple sahnelerinin hemen karşısında Şarapçılar ormanının (kingdom of muscadet) yanında oldukça geniş bir yeme-içme alanı var. Orta kısmında masalar, çevresinde binbir çeşit büfe kurulu. Buralarda tayvan yemeklerinden, arjantin bifteklerine, acılı meksika yemeklerinden vejeteryan yemeklerine kadar herşey var (kebap-lahmacun görmedik ama). Yalnız bu alanda cashless card geçmiyor, nakit yada kredi kartı ile ödemelisiniz. Burada şu uyarıyı yapayım: Fransada "çiğ et" diye bir anlayış var. Bakın, "az pişmiş" değil, bildiğin çiğ et diyorum. Biz bunu Paris'de restoranlarda da gördük. Menüde "Raw meat" diyor. Garsona sorduk, bu çiğ et derken neyi kastediyorsunuz, herhalde kasaptan alındığı gibi et masaya gelmiyor değil mi? diye (öyle olsa gider kasaptan alır, eti sokakta elimde yerdim).. Çiğ etten kasıtları, eti yüksek ısıda sadece 1 dakika pişirmekmiş. Tabii ki biz en azından orta derecede pişmiş olmasını tercih ettik hep. Amma, Hellfest'de bu yeme-içme alanında harbiden çiğ et yedik. Kalabalık yüzünden iyi pişsin demeye kalmadan ekmek arası bifteklerimiz hazırdı. Isırıyorsunuz, ısırılmıyor. Küçük bir parça koparayım derken koparamıyorsunuz, koca bir et parçası ağzınıza doluyor. Çiğneyemiyorsunuz, çiğ eti çiğnemek çok zor.. Lezzeti de pişmiş gibi değil.. Hiç tavsiye etmem. Bir de bazı büfelerde satılan patates arası köfte var; ben buna patburger diyorum. Hamburger ama hamburger ekmeği yerine iki dilim pişmiş patates kullanılmış. Bunu cashless card ile alabiliyorsunuz. Hemen bu konuda da bir tüyo vereyim: bu patburgeri aldınız, hemen içine koydukları kağıttan ayırın, hemen!.. Yoksa patatesler kağıda yapışıyor ve elinizdeki şey yenmez hale geliyor. Çevremizde tecrübeli elemanların bunu alır almaz kağıttan çıkarıp elle tutarak yediklerini gördük. Adamlar tecrübeli, işi biliyor..

estetik cerrahi Gece dönme dolabın tepesinden manzara...

Hellfest

Hellfest

İçecekler


estetik cerrahi Festival alanında Kronenbourg, Guinness, Tuborg skoll, Grimbergen biralarını bulabilirsiniz.. Mangers diye bir elma şırası, Orangina, saçma sapan bir ismi olan (hatırlamıyorum) hede hödö cola (resmen bizdeki kristal kola, berbat bir tatı var, sulandırılmış karamel, başka birşey değil) ve çeşitli şaraplar da mevcut. Hatta muscadet ormanı denen alanda (şarapçılar ormanı) özel bir şarap barı var ve rose-kırmızı-beyaz, her türlü şarap bulunabiliyor. Tavsiyem, mutlaka Clisson bölgesi mahsulü muscadet üzümlerinden üretilen beyaz şarabı deneyin; içimi çok kolay, ağızda bıraktığı tat harika.. Barlarda ayrıca yarım litrelik su da bulunuyor ama suyu verirken mutlaka açıp kapağını alıyorlar; şişeyi doldurup kullanmayın diye.. Ben bir kez 2 şişe su aldım, eleman ikisini de açıp kapaklarını aldı. Birini çantaya atayım, sonra içerim olmuyor yani.. Yada yanınızda pet şişe kapağı getirin. Bak bu da bi çözüm..

Hellfest

estetik cerrahi Konser alanında sırtında koca bir depo ile dolaşan elemanlar vardı. İlk gün bunların sırtına bağlı uzuun bir ipi olan sarı balonlar vardı; böylece uçan balon sayesinde çok uzaktan bile bu elemanların nerede durduklarını bulabiliyordunuz. Bu elemanlar bira dağıtıyor. Elinizde boş bardak varsa bar sırasına girmeden bu elemandan bira alabilirsiniz. Ödeme cashless card ile yapılıyor.

estetik cerrahi İlk gün kamp alanına taşınanları görünce acaip şaşırdık; herkes kasa kasa bira taşıyordu. Resmen hamallık ha, başka bir şey değil. El arabası ile gelen bile vardı; adam yüklemiş 4 kasa birayı, çekiyor. Bu olayı hala anlamış değiliz. Tamam, konser alanına bira yada başka içecek sokmak yasak, bu biraları kamp alanında içecekler, ama abicim, sıcak sıcak da bira mı içilir yahu? Hani su taşısalar anlarım, kamp alanında su bulamıyorlar deriz, ama bira??..

estetik cerrahi Siz hiç bira tankeri gördünüz mü? Arkadaşlar, ben hayatımda ilk kez Hellfest'te bira tankeri gördüm. 'Ne ulen bu?' derseniz, böyle 150.000 kişinin buluşup hayvanlar gibi eğlendiği, biranın sular, seller, hatta şelaleler gibi aktığı yerlerde barların bira ihtiyacını karşılamak için yapılmış özel tankerler derim. Bildiğiniz petrol tankeri gibi, arkasında koca bir depo var, ama petrol değil, bira taşıyor!.. Fıçı biranın dev ebatta olanı. Dönme dolaba bindiğimizde barların arkasında bunlardan tam 6 tane görünce aklımız uçtu.. Tankerlerden barlara dev hortumlar uzanıyor ve milletin bira ihtiyacı anca karşılanıyor!..Söylenene göre festival boyunca 260.000 litre bira içilmiş (bence bu hesapta bir yanlışlık var.. kişi başı 1.7 litre ediyor ki, festivalde genelde 1.7 litre bira, bir konser süresinde kafaya dikilip bitiriliyordu)..

Genel ortam..


estetik cerrahi Size biraz da genel ortamdan bahsedeyim ey ziyaretçi.. Bence yazının en önemli kısmı bu. Arkadaş, bu nasıl bir festivaldir ya!.. Bence olay, festival yönetiminin kontrolünden çıkmış durumda, ama kötü anlamda değil, iyi anlamda. Festival yönetimi bir şey yapıyorsa gönüllüler ve gelen metalciler 3 katını yapıyor. Demek istediğim ortamı güzelleştiren bizzatihi gelen ziyaretçiler. Gelenlerin bir çoğu festivalin müdavimleri. Bileklerinde geçen 4 senenin bilek bantlarını takanları gördük. Önceki senelerde festivalde verilen bardakları getirenlere rastladık. Örneğin bir çiftin elinde desenleri çok hoş bir bardak gördük ve birayı hangi bardan aldıklarını sorduk, bardak çok değişik dedik; meğer ellerindeki bardak geçen sene festivalde dağıtılan bardakmış, atmamışlar bu sene de getirmişler. Festivalin amblemini dövme olarak yaptıranlar vardı.. Ama en ilgi çeken tipler çeşitli kıyafetlerle gelenlerdi. Bir sürü viking gördük. Bir tanesi çok acaipti, adamda en az 2 metre boy vardı, kollarında deri bileklikler, saçlar yanlardan kazıtılmış, orta hattaki uzun sarı saçları örülmüş, altında botlar falan, elinde bir balta, kafasında ve kollarında dövmeler; adam aynen vikingler dizisinden fırlamış gibiydi. Ortalıkta dolanan 2 örümcek adam, bir venom (siyah kıyafetli örümcek adam), bir kaç batman, bir kaptan amerika, bir sürü pamuk prenses kıyafetli erkek, fetiş deri kıyafetler giyenler, aksesuar olarak boynuz, pilot gözlüğü takanlar falan... Binbir çeşit kıyafet giyen vardı.. Özellikle örümcek adamlardan biri çok popülerdi, çünkü adamın vücut yapısı aynen örümcek adam gibiydi, zayıf ve atletik. Bir çok kişi durdurup selfie çekiyordu. Penis ve testislerine bir çorap takmış, ortalıkta dolanan bir eleman bile vardı.. Adam en mahrem yerlerine bişii giymiş sonuçta.. Seneye yeniçeri kıyafeti gibi dikkat çekici bir kıyafet ile gitmeye niyetimiz var ;-P

Hellfest

Mükemmel bir organizasyon!..


estetik cerrahi Festivalde şunu hissediyorsunuz: hiç bir masraftan ve çabadan kaçınılmamış. Ortamdaki dekorlar inanılmaz. Söylenene göre 100 sanatçı 400 ton çelik kullanarak yaratmış dekorları. Gelecek sene için çalışmalara hemen başlandığını tahmin ediyorum.. Yaratılan metal şehri öyle bir kaç haftada, ayda yapılacak bir şey değil; çalışmaların tüm bir sene yapıldığını hissediyorsunuz.. Giriş kapısı, dev ekranların çerçeveleri, barlar, barların üzerinde alev kusan makinalar falan dehşetti. İkinci gün müthiş bir havaifişek gösterisi yapıldı (tam 15 dakika sürdü!).. Şimdi düşünüyorum da havaifişek gösterisi olmasaydı, yapılan dekorlar olmasaydı ne olurdu? Hiç bir şey olmazdı, insanlar yine gelirdi bu festivale ama amaçlanan şey para kazanmak değil, muhteşem bir festivale imza atmak. Zaten işinizi severek yapıp, ortaya muhteşem bir şey koyuyorsanız para zaten geliyor. Ama demek istediğim adamların önceliği muhteşem bir olaya imza atmak. Emin olun bu festival ülkemizde olsa tuvaletler daha ilk günden batmıştı, havaifişek gösterisi masraftan kısmak için ya yapılmazdı, ya da 3-5 dakikada bitirilirdi.. Barların tepesine alev topları konmazdı (ne gerek var?). Ama adamlar yapmış işte. Resmen bir metal şehri inşa etmişler.

Hellfest

estetik cerrahi Bu şahane ortamın en harika yanı ise gelen ziyaretçilerdi. Yaw kardeşim, 150.000 kişi, bir alanda, 4 gün 3 gece hayvan gibi yer, içer, şarhoş dolaşır da bir tane kavga çıkmaz mı? En ufak bir tartışma yaşanmaz mı? Kızlar yarı çıplak dolaşıyor, bir tanesine de bir taciz olmaz mı? Yemin ediyorum tek bir olaya rastlamadım. Bırakın böyle olayları, kalabalıkta birinin birine çarpıp da elindeki birayı döktüğünü bile görmedik. İnanılmaz bir şey.. Tek bir kişi arkadan bize seslenip de "sahneyi göremiyoruz, elinizi, kameranızı indirin, kenara çekilin" demedi. Ortamda inanılmaz bir özgürlük hissi, ve insanların birbirine saygısı var!.. Eğer bayansanız Hellfest'te rahatlıkla üstsüz dolaşabilirsiniz, emin olun kimse taciz etmeyecektir. Konserlerde göğüslerini açan bir sürü kız vardı; kesinlikle bir taciz olayına şahit olmadık.. Rastladığımız bir kaç olayı anlatayım da ortamın havasını biraz daha hissedin..

Hellfest

estetik cerrahi Bir akşam şarap ormanında, şarap barın karşısında, yöresel Clisson şaraplarından içiyoruz, uzaktan Scorpions ın şarkıları duyuluyor.. Ayakta karşılıklı şarap içen iki eleman dikkatimi çekti; çünkü adamlardan biri kemerini çözdü ve pantolonunu biraz indirdi.. Karşısındaki de aynı şeyi yaptı.. İlk adam pantolonunu dizine kadar indirdi. Diğeri de.. Sonra ilk eleman külotunu biraz aşağı çekti.. Diğeri de.. Anlaşılan bunlar iddialaşmışlar, yaparsın yapamazsın diye.. Sonra ikisi de külotlarını dizlerine kadar indirdiler.. Tüm mallar ortada.. Ama çevreden kimse bunlarla ilgilenmiyor, sadece yanlarındaki arkadaşları gülmekten yerlere yatıyorlardı.. Sonra ikisi de külotlarını pantolonları gibi ayak bileklerine kadar indirdi.. Karşılıklı konuşup şarap içmeye devam ettiler.. Püfür püfür, tüm mallar meydanda!. Arkadaşları yerlerde ama; gülmekten ölüyorlar.. Başka bir şey ilgimizi çekti (o kadar ilginç tipler var ki..) ne yaptıklarını göremedik ama birazdan o elemanların gittiğini farkettik.. O sırada dikkatimizi çeken şey 2 çocuğu ile dolaşan bir kadın idi.. Kadın çocuklarını iki fosforlu, kalın iple beline bağlamıştı. Karanlıkta, ormanlık kısımda kaybolmasınlar diye.. Diğer acaip tipleri resimlerde görebilirsiniz zaten (http://www.hellfest.fr/fr/galerie-g1394/).

estetik cerrahi Exploited konseri sırasında bir kız vardı, göğüslerini açıp duran.. Onu da anlatmalıyım.. Kız göğüslerini açıyor ama göğsü dümdüz.. Hani tahta göğüs derler ya tam öyle.. Meme uçlarına da X şeklinde siyah bant yapıştırmış.. Yani pratikte hiç bir şey göstermiyor aslında, çünkü garibimin gösterecek birşeysi yok.. O an aklıma gelmedi ama keşke kıza bir kartımı verseydim; belki İstanbula gelirdi de, meme büyütme ameliyatı yapardık kızcağıza..

Gösteriler


estetik cerrahi Bildiğiniz gibi bu bir festival; yani sadece konser değil olayımız. Festival boyunca gösteri yapan 2 kız grubu vardı: Fuel girls ve Pyrohex. Bu hatunlar erotik deri kıyafetler içinde 'ateşli' gösteriler yapıyor. Ateşli derken gerçek anlamda ateşden bahsediyorum. Alev püskürtme vs.. Tabii ki rock müzik eşliğinde. Festival boyunca elinizdeki programdan takip edip, gösteri yer ve saatlerini takip etmelisiniz. Diğer yandan bir de Cult club da gerçekleşen Von Stein gösterileri varmış.. Varmış diyorum, çünkü bu kulübe sadece club üyeleri katılabiliyormuş. Biz kulübün kapısından çevrildik. Klüp'e internet sitesinden üye olunabiliyormuş (artık Hellfest in sitesinden mi bilemiyorum).. Maalesef Cult club'a üye bile olsak bu sene o Cult Club çadırına giremeyeceğiz, çünkü biletleri anında bitmiş.. :-( Artık o Cult Club çadırının içinde neler dönüyorsa..??..

Hellfest Kız gösteri grupları..

Hellfest

Metal corner


estetik cerrahi Metal corner'dan da bahsedeyim.. Burası aslında bir metal disko.. Sürekli metal parçaları çalınıyor, belli saatlerde de kız gösteri gruplarının gösterileri oluyor. Ses düzeni çok çok iyi. Bir gece saat 03:00 e kadar kaldık, Pyrohex (kız ateşli gösteri grubu) grubunun gösterisini de izledik. Gösteriden sonra kalsaydık, DJ ler müzik çalmaya devam ediyorlardı.. Çalınan parçalar, tam 'gaz' parçalardı..Arada bir herkesin bildiği metal dışı parçalar da çalıyorlardı.. Mesela BoneyM'den Rasputin.. Herkes bunu bir ağızdan söylüyordu.. Metal olsun olmasın, çalınan müzikler hep eğlenceli, coşkulu parçalardı. Ses sisteminin canavar gibi olmasını ve insanların güzel olmasını da ekleyin.. Ortam süperdi yani.. Aşağıdaki videoyu tıklayın, açılmayacak. Çıkan yazıdaki linki tıklarsanız ayrı bir pencerede açılan youtube sitesinden izleyebilirsiniz..



estetik cerrahi Metal corner'da gece ortamları... Aşağıdaki videoyu tıklayın, açılmayacak. Şerefsizler kendi çektiğim videomu web siteme gömmemi engellemişler. Çıkan yazıdaki linki tıklarsanız ayrı bir pencerede açılan youtube sitesinden izleyebilirsiniz..



First aid!...


estetik cerrahi Hellfest'in en zayıf yeri.. İlk yardım.. Kocaman bir FIRST AID yazısından ilk yardımın yeri belli oluyor; ama aman diyim, işiniz düşmesin.. Örneğin bizim işimiz düştü, ilk yardımın imkanlarına bizzat şahit olduk. Umut'un çimen allerjisi varmış.. Bildiğiniz gibi Hellfest te hayvan gibi geniş çimenlik bir alanda yapılıyor. Bir ara Umut'un gözleri falan şişti allerjiden. Koştuk ilk yardıma, bir dekort, avil falan yaptıralım dedik.. Acile bir gittik ki, enjektör bile yok. Sadece bir kaç hasta bakıcı, pogo yaparken orası burası ezilenlere, cildi berelenenlere pansuman yapıyorlar. Gerekirse Nantes'dan doktor çağırabiliyorlarmış; ama doktor ücretli imiş.. Acilde bence en azından avil, dekort falan olmalıydı. Bu yüzden seneye özellikle Umut için yanımızda ufak bir çantada avil, dekort, enjektör, kortizonlu krem falan da götüreceğiz..

Dijital imkanlar..


estetik cerrahi estetik cerrahiHellfest'in dijital imkanlarından da bahsetmeliyim.. Hellfest'in ne manyak bir organizasyon olduğu daha gitmeden internet sitesinden ve telefona indirdiğiniz Hellfest kılavuzu programından belli oluyor. Adamlar yapılabilecek herşeyin en mükemmelini yapmaya baş koymuşlar.. Son dakikaya kadar web sitesini takip etmenizi öneririm, programdaki tüm değişiklikler siteden duyuruluyor. Ayrıca android ve ios tabanlı telefonlara ve tabletlere indirebileceğiniz çok başarılı bir Hellfest programı hazırlanmış. Bu programda gün-gün, saat-saat tüm festival programı yer alıyor. Hatta, izlemek istediğiniz konserleri, gösterileri işaretlerseniz program, telefonu titreştirerek sizi hemen gösteri-konser öncesi haberdar ediyor. Ayrıca programda bir de radyo kısmı var ve festivale katılan gruplardan örnek parçalar çalıyor. Ayrıca festival alanı çok geniş ve biraz biçimsiz olduğundan neyin ne tarafta olduğunu gösteren bir de festival alanı haritası bulunuyor. Festival bittikten sonra web sitelerinde festivalin bir değerlendirmesi yazılıyor, size e-maille bir anket gönderiyorlar. Ankete verdiğiniz cevaplar gelecek senenin festivalinin planlanması için festival yönetimine yeni fikirler veriyor..






Tuvaletler..


estetik cerrahi İzninizle tuvaletlerden özel olarak bahsetmek istiyorum.. Arkadaşlar, bu tuvalet mevzusu üzerine milletçe düşünmeliyiz. Hellfest festival alanının hemen her köşesinde bol bol tuvalet var. Kabin şeklinde olanlar, yalak şeklinde işemek için olanlar, girişdeki mukavvadan yapılmış, altında talaş olanlar.. Kabin tuvaletler kadın ve erkek tuvaletleri olarak ayrılmış, neden olduğunu anlamadım. Zaten hepsi tek kabin şeklinde?.. Şu kabinler erkek, şu kabinler kadın tuvaletidemek çok saçma.. Yalnız asıl aklımı kurcalayan şu: yaw kardeşim; bu festival 3 gün sürdü ve 150.000 kişi 3 gün boyunca deliler gibi bira, şarap içip, deliler gibi yemek yiyip bu tuvaletleri kullandı.. Ulen, o zaman nasıl oluyor da tuvaletler 3. gün bile hala tertemiz kalabiliyor? Hala anlayabilmiş değilim. Bu festival burada olsa emin olun daha ilk günün sonunda tuvaletler girilmez olmuştu (siz hiç küçükçiftlik parkta herhangi bir konserde tuvaleti kullandınız mı? Tuvaleti kullanılmaz hale getirmek için bir kaç saat yetiyor bize..). Ben 3. gün tuvaletlerden birine girip hala tertemiz, kupkuru, hala tuvalet kağıdı olduğunu görünce hayretler içinde kaldım (keza 2. gün de tertemizdi tuvaletler). Bu nasıl bir iş anlayamadım. Medeniyet böyle bir şey işte.. Üstelik bu tuvaletleri kullanan 150.000 kişi en azından çakır keyif.. Sadece girişdeki talaşlı-mukavvalı tuvaletler felaketti. Sanırım bu tuvaletler yapıları gereği temizlenmiyordu. Tuvalet yine temizdi ama yapılan herşey (!) alttaki talaşın içine gittiğinden ve talaş değiştirilmediğinden koku felaketti. Allahtan bu tuvaletler sadece giriş kısmında idi.. Diğer yandan kampta kalanların duş alabilmeleri için girişe yakın bir yerde duşlar varmış. Kamp yapmadığımızdan kullanma şansımız olmadı (bu sene karavanla gideceğimizden kullanacağız..). Biz Nantes de otelde kaldık ama zaten sadece saat 04:00-10:00 arası otele gidip duş alıp uyuyorduk; sonra tekrar Clisson'a dön.. Oldukça yorucu oluyordu. Bu sene karavan kiraladık; hellfest'in kapısında karavanda konaklıyoruz ve duş işini kamp alanındaki duşlarda hallediyoruz.

Hellfest

Bir sonraki seneye hazırlık....


estetik cerrahi Hellfest yapımcıları işlerinde oldukça titiz. Festival sonunda web sitelerinde mutlaka bir özeleştiri yayınlıyorlar.. Şu, şu, şu konuda sıçtık, biliyoruz gibisinden. Mesela bu sene bir iki grubun konseri ilan edilen saatten erkene alınmış ve bunu haber almayan bazı izleyiciler konserleri kaçırmışlar. Bu konuda özür dilediler ve seneye böyle duyuruları daha farklı kanallardan yapacaklarını duyurdular. Punk sahnesinin gözden ırak bir noktaya kurulmuş olması da eleştirilmiş. Punklar üvey evlat değil, ama maalesef alanın şekli ve sınırları sebebi ile öyle olmak zorunda diye günah çıkarttılar. Dönme dolap çok ilgi çektiğinden devam edecekmiş.. Bu konularda direkt gelen ziyaretçileri ve forumda yazılanları takip ediyorlar. Festival bittikten bir süre sonra da size bir e-mail gönderip düşüncelerinizi alıyorlar. Festivale gelen herkesin fikrine ayrı ayrı önem veriyorlar.. Zaten bu sayede bu festival bu kadar harika bir hale gelmiş. Dediğim gibi Hellfest, büyüklük açısından Wacken ile yarışmaz ama hem ortam (çamur deryası değil, yemyeşil çimlik alan!) hem de gelen ziyaretçilerin -her açıdan- güzel insanlar olması sebebi ile benim için hep tercih edilen olacaktır..



Hellfest

İlk gideceklere tüyolar...


estetik cerrahi Şimdi biraz da madde madde tüyoları yazıp hızlıca önerilerimi sıralıyayım:

- Festivale gittiyseniz kapıların açıldığı gün ilk iş olarak gelecek senenin biletini alın. Gitmemişseniz biletler web sitesi üzerinde eylülün 15'inde çıkıyor, zamanını geçirmeyin, biletler kısa sürede tükeniyor.

- Bu sene bir ilk yaşandı ve nedense biletlerin satışa çıktığı tarihte henüz gruplar duyurulmamıştı. Yani insanlar festivale katılacak grupları bilmeden biletlerini aldı. Ben yine de grup listesinin tatmin edici olacağını düşünüyorum..

Hellfest

- Festival alanına trenle gidiyorsanız yanınızda esrar vs bulundurmayın, garda cenderme köpeklerle arama yapıyor (zaten konser alanı cugara kaynıyor olacak, kimden otlanmak isteseniz verirler..).. Yanınızda esrar vs varsa Nantes'den festival alanının kapısına direkt taksi ile gidin, Clisson garına hiç uğramayın. Aramalar sadece garda yapılıyor..

- Festivalde ideal kıyafet şöyle olmalı: rahat bir spor ayakkabı yada terlik, t-shirt, şapka (mutlaka şapka götürün yoksa başınıza güneş geçer), çok fonksiyonel kısa pantolon yada şort.. Şu çok fonksiyonlu kısa pantolon meselesini açayım biraz.. İlk gün Clisson'da dolmuş beklerken önümüzde bi eleman vardı. Adamın kısa pantolonunda bir sürü cep dikili idi. Bir baktık, adam bir cebini açtı, biletini cebine koydu. Başka birini açtı bir bira çıkardı, başka bir cepten bir sandviç çıkardı. Yedi içti, bir başka cebinden ıslak mendil çıkardı, ellerini sildi, çöpleri çöpe attı.. Resmen ayaküstü kahvaltı etti. Her cebinde bir şeyler vardı. Sonradan farkettik, bazı gelenler pantolonlarına ekstra cep diktirmişlerdi. Tecrübeli elemanlar hemen belli oluyor.

- Alış veriş yapacaksanız kapıların açıldığı gün (kapılar, festivalin ilk gününden önceki gün saat 16:00 da açılıyor) alış-verişinizi yapın. İlk gün alacağınızı almazsanız ya bir daha vaktiniz olmuyor, yada mallar tükeniyor; ve ortalıkta 150.000 kişinin dolaştığını unutmayınız..

Hellfest

- Prezervatifinizi yanınızda getirin. Koca alanda sadece bir noktada satıldığını gördük..

- Herhangi bir ilaca ihtiyacınız olma ihtimali varsa yanınızda getirin; örneğin allerji ilaçları.. İlk yardıma güvenmeyin. İlk yardımda doktor yok, ilaç yok.. Enjeksiyon yapmıyorlar. Sadece paramedikler, pansuman yapıyor.. Umut'un polen allerjisi bir konser sırasında azdı. Adamın yüzü şişti, burnu tıkandı. Acile gidip bi dekort yaptıralım dedik, yaptıramadık. Bence festivalin en zayıf olduğu noktalardan biri ilk yardım. Neredeyse hiç bir şey yok. Gerçekten acil, doktorluk bi durum olunca Clisson'dan doktor çağırıyorlarmış..

- Yanınızda 500 cc. pet şişe kapağı getirin. Su şişelerini musluklardan doldurup tekrar kullanmayın diye direkt açıp kapağını çöpe atıyorlar.
- Vaktinizi yollarda harcamamak ve geceyarısından sonraki olayları da kaçırmamak için mutlaka kamp kurun (yada karavanla gidin; biz 2016 da karavanla gidiyoruz). Biz Nantes'da otelde kaldık ama saat 4 de otele varıyor, duş alıyor ve saat 11:00 de tekrar geri geliyorduk. Halbuki kamp alanında kalsak, duşumuzu duş kısmında alsak, çok daha pratik olacaktı..

- Barlarda pepsi yada coca cola dışında cola sattıklarını görürseniz uzak durun, içmeyin.. Bu sene berbat bir çakma kola satıyorlardı..

- Dönme dolaba mutlaka hem gündüz hem gece binin. Tüm festival alanını tepeden göreceksiniz, manzara gündüz ayrı güzel, gece ayrı güzel.. Bu sene dönme dolap kişi başı 5 euro idi..

Hellfest

- İlk gün alış veriş yaparken mutlaka hafif, taşınabilir bir şezlong alın. Konserlerin bir kısmını oturarak seyredin. Zaten her yerde dev ekranlar var, seyredememek diye bişii söz konusu değil. Tüm konserleri ayakta izlemeye kalkarsanız 3 gün sonunda bel fıtığı olursunuz, omurlarınız kayar..

- Nantes ve Clisson sandığınız -yada göründüğü kadar- ufak yerler değil. Yapılacak bir çok şey var. Akvaryum, tarihi kaleler, dev mekanik hayvanlar müzesi vs.. Ayrıca buralarda yapılan tek festival Hellfest te değil. Tavsiyem, festivalden bir kaç gün önce gidip Nantes ve Clisson'u gezin. Dev mekanik file binin mesela. Bizim dev mekanik filden haberimiz olmasına rağmen binmeye vaktimiz olmadı bir türlü.. Seneye karavan kiralamayı düşünüyoruz. Hem otel konforu olur, hem çevreyi dilediğimiz gibi gezeriz.. Hem de hemen festivalin kapısında konaklamış oluruz..

Hellfest

- Festival programına bakın, yüzlerce grup var, etkinlik var.. Özellikle festivalin aplikasyonunu telefonunuza mutlaka indirin ve kendi programınızı ona göre planlayın.. Şimdi kendinizi şuna alıştırın: tüm bu etkinliklerin 75% ini kaçıracaksınız.. İzleyeceğiniz konserleri buna göre planlayın. Aynı anda en az 3 sahnede konserler oluyor. Bazı izlemeyi çok istediğiniz konserler çakışıyor. Yani mutlaka bazı şeyleri kaçıracaksınız. Örneğin bu sene Alice cooper ile Cradle of filth çakışmıştı. İkisini de izlemeyi çok isterdim ama COF i feda etmek zorunda kaldım. Böyle çok konser kaçıracaksınız. Diğer yandan, herşeye yetişeyim derseniz olayın eğlencesi de kalmaz, işkenceye dönüşür.. Önemli olan eğlenmek, tüm festivali kaçırmadan izlemek değil.. Örneğin 2. akşam canımız şarap çekti, gittik şarapçılar ormanına, şarap içip sohbet ettik; uzaktan scorpions'ın konseri duyuluyordu; aynı anda karşımızdaki çadırda da Venom konseri vardı, dev ekrandan izledik.. Bazı konserleri böyle uzaktan dinlemek de keyifli.. Allahtan festival yönetimi hemen 1-2 hafta içinde bir çok konseri profesyonel çekimlerle youtube e koyuyor. Örneğin kaçırdığımız COF konserini ben daha sonra youtube den izledim.. Festivalden sonra öğrendik ki, bazı konserler internetten canlı yayınlanmış. Yani, adamlar daha ne yapsın, sorarım size?..

- Festivalde her türlü kamera, video vs serbest. Yeter ki sahnedeki elemanın gözüne lazer tutmayın, flash patlatmayın.. Bir çok kişi GoPro ile konserleri kaydediyordu..

- Nantes'da, festival treninin, peronda normal yerde değil, bir 100 metre ileride, peronun alçak olduğu yerde durduğunu unutmayın.

- Festivalden önce mutlaka internet üzerinden Cult club'a üye olun. Böylece gece kulübündeki fetiş gösterilere girebilirsiniz (tabii bilet alabilirseniz)..

- Yanınızda mutlaka güneş kremi de getirin. Üç gün boyunca bayaa bir yanacaksınız. Bazı gelenler yere havlu serip, kremlenip bol bol güneşlendiler mesela.



HELLFEST BELGESELİ:


estetik cerrahi Hellfestte alnımda GoPro kamera, elimde Toshiba handycam ile dolaştım ve bir dolu video çektim.. Dönünce bunları montajladım ve 5 parça halinde youtube e yükledim.. Videoları aşağıdan izleyebilirsiniz (tıklayınca belgesellerden 2. ve 5. bölüm açılmıyor; youtube telif kanunları yüzünden bunların siteye gömülmesini engellemiş; tıkladığınızda çıkan yazıdaki linke tıklarsanız youtube sitesinden izleyebilirsiniz..):

estetik cerrahi Hellfest - 1 ( Nasıl gidilir, nerede kalınır..) : https://youtu.be/3_Ne3VAcrFc



estetik cerrahi Hellfest - 2 (Festival alanı ortamları) : https://youtu.be/nPaWWiQdaZM



estetik cerrahi Hellfest - 3 (Konserler) : https://youtu.be/BBnxqyL1ffI



estetik cerrahi Hellfest - 4 (Judas Priest konseri) : https://youtu.be/-4Rw_1p4Eq4



estetik cerrahi Hellfest - 5 (havaifişek gösterisi) : https://youtu.be/VB61UMgr8yQ





HELLFEST EKİBİNİN KAMERASINDAN :


Hellfest Festival ekibine bağlı çalışan profesyonel fotoğrafçı ve kameramanlar var.. Fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar, festivalden sonra web sitesinde yayınlanıyor. Bazı konserler de webden canlı yayınlanıyor..

Hellfest Festival alanı çıplak haliyle..

Hellfest

Hellfest Festivalin haritası..

Hellfest

Hellfest Hellfest ekibinin fotoğrafçılarının çektiği kareler...

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

Hellfest

KONSERLER..

estetik cerrahi Hellfest 2015 den bazı konserler...

estetik cerrahi Satyricon

estetik cerrahi Bloodbath

estetik cerrahi Children of bodom

estetik cerrahi Slash

estetik cerrahi Mayhem

estetik cerrahi Finntroll

estetik cerrahi Nuclear assault

estetik cerrahi Butcher babies

estetik cerrahi Onslaught


PARİS MACERALARIMIZ..

Sabah sabah psikopatlıklar zinciri.. Böyle şeyler hep beni bulur..


estetik cerrahi estetik cerrahiFransaya giderken, sabahın köründe Atatürk havaalani simit sarayinda şahit oldugum acaip bir olay var, anlatmam lazım.. Birşeyler almak için sıraya girdim, ama en öndeki adam simit sarayı çalışanı ile tartışıyordu.. Adam, az once bir poğaça almış, yarısını yemiş ve beğenmemiş. Yarısı yenmiş poğaçayı geri getirmiş, parasının yarısını geri istiyor. Simit sarayı elemanı da hayatında böyle birşey duymadığını, yarısı yenmiş poğaçayı iade alamıyacağını söylüyordu. Yalnız, poğaçayı geri getiren adam son derece ciddi. Şaka falan yapmıyor. Bir süre tartıştılar sonra adam "Al at o zaman, ben bunu sevmedim, yemem" diyerek poğaçayı tezgaha bıraktı. "Ben başka bir şey alacağım, çünkü doymadım" dedi.. "Yalnız bu kez tadıp öyle alacağım, sen bana ordan değişik poğaçalardan, açmalardan ver, hepsini tadacağım; sonra beğenmezsem iade almıyorsun.." dedi.. Biz sıradakiler, bu olay bir animasyon gösterisi mi acaba diye şüphelenmeye basladık. Adam son derece ciddi, sanki çok normal birşeymis gibi tüm simit, poğaca ve açmalardan tatmak istiyor.. Sonunda tezgahtar adamı kibarca kovdu. "Kenarı ısırılmış şeyleri nasıl satayım, duyulmuş şey değil diye söyleniyordu.. O adam da giderken aynen şunları söyledi: "Allah allah yaa. Nasıl insanlar var?".. Durun, daha bitmedi.. Sabah sabah olan gariplikler devam ediyordu.. Sırada önümde duran cocuklarla simit sarayı çalışanı arasında şöyle bir konuşma geçti:

- Bu simit sarayında ürünler neden pahalı böyle?

- Pasaport kontrolunu geçince diğer tarafta da bir şubemiz daha var.. Orada herşey daha da pahalı!...

Hadi buyurun.. Aldın mı cevabını küçük hanım!...

estetik cerrahi Hellfest'in, Fransa'nın güneyinde ufak bir kasaba olan Clisson'da yapıldığını yazmıştım. Bu yüzden ilk olarak uçakla Paris'e gittik.. Kısaca Paris'den de bahsedeyim..

estetik cerrahi Mesela tüm Paris'i tepeden panaromik görebileceğiniz, Paris'in tek gökdeleni olan Montparnasse kulesine çıktık. Aslında burayı tamamen tesadüfen keşfettik, daha önceden hiç bir bilgimiz yoktu.. Kaldığımız otelin hemen üstündeki caddede bulunuyordu Montparnasse kulesi. Turistlerin toplu olarak buraya girdiğini görünce ilgimizi çekti. Kapıdaki 'panaromik teras' yazısını okuyunca girdik. Gerçekten terasından tüm Paris 360 derece seyredilebiliyor; ama hani çok bir özelliği de yok. Tepede dolaşırken yerde bulunan büyükçe bir monitörün üzerinden geçiyorsunuz. Üzerine bastığınızda monitördeki görüntü kırılıyor ve gökdelenin tepesinden düştüğünüzü gösteren bir video tetikleniyor.. Gerçi alet biraz duyarsız. Videoyu başlatana kadar canımız çıktı; ama yine de güzel bir animasyon olmuş.. Bu arada teras kısmında doğru dürüst yemek yapan bir yer yok. Sadece hamburger var.. Buraya koydukları hatıra parası otomatlarından para almamak olmazdı. Hatıra paraları oldukça havalı. Ben 2 tane aldım.. Tanesi 2 euro idi, yanlış hatırlamıyorsam.



estetik cerrahi Paris'de kaldığımız otelin altındaki restoran.. Türkler heryerde!..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Paris'in tek kulesi olan Montparnesse kulesi..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Montparnesse kulesinin tepesinden manzara..

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

Hellfest

Jimi'nin mezarını ziyaret ettik..


estetik cerrahi Paris'e gittiğimde mutlaka Jim morrison'ın mezarını ziyaret edecektim. Hazır gelmişken Paris'den Facebook arkadaşımız olan Ekim ile buluştuk ve birlikte Père Lachaise mezarlığına gittik.. Ekim, Paris'de yaşamasına rağmen bugüne kadar mezarlığa hiç gitmemiş, hatta yerini bile bilmiyormuş.. Kısıtlı zamanında bize katıldı. Birlikte mezarlığı keşfettik.. Mezarlık çok büyük. Bir çok ünlünün mezarı bulunduğundan ve bu mezarlar sürekli turistler tarafından ziyaret edildiğinden, mezarlık girişine bir harita konmuş. Bu harita üzerinde numara ve sokak adları ile aradığınız mezarın 'adresini' kolayca bulabiliyorsunuz.. Haritada sık aranılan ünlü mezarları işaretli. Aslında çok pratik bir sistem ama Umut, sağolsun haritaya bakıp sokak ismini almasına rağmen yolumuzu kaybetti. Koca mezarlıkta bol bol dolaştık.
estetik cerrahi Mezarlar gerçekten birer sanat eseri, görmek lazım.. Ama yolumuzu kaybetmişken Umut'un 'Abi ben daha önce de Küba'da yolumu kaybetmiştim biliyormusun' demesi bana ders oldu.. Birazdan da 'Moskova'da da kaybolmuştum ben' ..... 'Hatta Almanya'da da kaybolmuştum..' demesi ile anladım ki Umut'un yön duygusu yok.. Paris'den bir kaç gün sonra Nantes'da da yolumuzu kaybettik beraber (ve hatta Hellfest'den 1 ay sonra AC/DC konserine gittiğimizde Norveç'te de).. Jim Morrison'ın mezarını, mezarlıkta dolaşan gençleri izleyerek bulduk. Jimi'nin mezarını her gün bir sürü genç, rockçı ziyaret ediyor. Toplu halde mezarlıkta dolaşan gençleri izleyin bulursunuz.. Tam Morrison'ın mezarının karşısında da bir Türk'ün mezarı var. Görünce çok şaşırdık. Uğur Hüküm adında bir gazeteci imiş. Araştırmacı gazeteci, sinema eleştirmeni ve yazarmış, 2013 yılında Paris'de vefat etmiş...

estetik cerrahi Père Lachaise mezarlığı: Bazı mezarlar gerçek birer sanat eseri; hatta ufak bir tapınak şeklinde olanlar bile var. Mezarlığı gezerken bir iki kamyonete rastladık. Üzerlerinde 'Mezarlık hizmetleri' gibi şeyler yazıyordu. Burada mezarlık hizmetleri bir sektör haline gelmiş sanırım. İsteğe göre heykel, tapınak gibi şeyler yapıyorlar.. Çoğu mezar hayranlık uyandırıcı..

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi Jim Morrison'ın mezarı: Jimi'nin mezarını oldukça zor bulduk. Haritadan yerine bakmış olmamıza rağmen mezarlıkta kaybolduk. Neyse ki her daim Jimi'nin mezarını ziyaret eden birileri var. Bir tiineyç grubuna denk geldik, takıldık peşlerine. Tahminlerimizde yanılmamışız, onlar da Jimi'ye uğramaya gidiyorlarmış..

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi Uğur Hüküm'ün mezarı: Jim Morrison'ın mezarının hemen karşısında...

estetik cerrahi

Çok şık bir şekilde dolandırıldık!


estetik cerrahi Bu arada Paris'de çok kibar ve şık bir biçimde dolandırıldık.. Nasıl diye sormayın, son derece saçma sapan bir olaydı. Yalnız, dolandırıldıktan sonra olayın nasıl olduğunun farkına vardık, adamın tekniğini takdir ettik ve geri dönüp helal ettik adama paraları; hatta birlikte resim çektirdik.. Gülmeyin, adam öyle bir numara yapıyor ki, kafayı çalıştırmış ve bildiğiniz 'bul karayı al parayı' numarasına sihirbazlık numarası katmış, yeni bir yöntem icat etmiş. Evet, yanlış okumadınız, biz iki doktor resmen 'bul karayı al parayı' numarasının yeni bir versiyonuyla dolandırıldık.. Nasıl olduğunu kısaca anlatayım..

estetik cerrahi Sakre kur kilisesi.. Çevresindeki sanatçılar sokağı ve dolandırıcıları ile meşhur..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Sakre kur kilisesini gezeceğiz.. Kilisenin önünde bir adamın çevresindeki kalabalık ilgimizi çekti. Yaklaştık, baktık adam turistleri bildiğin 'bul karayı al parayı' numarasıyla soyuyor.. Ama olayda bir tuhaflık var. Normalde bu numarada adam el çabukluğu ile 3 kartı karıştırır, eli o kadar hızlıdır ki kartları takip edemezsin.. Bu eleman ise aynı numarayı 3 kutu ile yapıyor. Kutuların altları açık ve -güya- birinin altında ufak bir taş var.. Kutulardan birinin altına taşı koyuyor ve kutuları karıştırıyor; ama öyle hızlıca falan değil.. Yavaş, yavaş, usulca.. Kutuları son pozisyona koyarken de bir kutuyu hafifçe kaldırıyor ki altındaki taşı rahatça görebiliyorsunuz. Taşın hangi kutu altında olduğunu rahatça görüyorsunuz, taş kesinlikle gördüğünüz o kutunun altında.. E, tamam o zaman. Bastırın parayı, iki katını kazanın.. Çoook kolay.. Zaten Umut da böyle düşündü ve parayı bastırdı. Kutuyu bir kaldırdı, taş yok!.. Yahu az önce net bir şekilde gördük, taş o kutunun altında idi!.. Resmen iki saniye önce orada olan taş yokoldu, bir yerlere ışınlandı!.. Olacak iş değil.. Umutla birbirimize baktık (bu arada para da gitti tabii).. Abi, bunun aldatmaca olduğu belli, paranın gideceği kesindi dedim.. Adam başka bir kutuyu kaldırdı, aaa! taş o kutunun altında!.. İnanılmaz bir şey.. Adam kutuları yine karıştırdı. Ama yine yavaş yavaş karıştırıyor, son hamlede de taşı yine gösteriyor.. Kabak gibi görüyorsunuz taşın hangi kutunun altında olduğunu.. Umut da gördü ve tutturdu 'koy parayı abi, verdiğim parayı geri alalım'.. Ne kadar direndiysem de Umut'un isteğini kıramadım. Hem zaten kabak gibi görmüştük, taş ahanda işte o kutunun altında.. Verdik parayı, kutuyu kaldırdık.. Hastr...!!! Taş maş yok!.. Abi, nasıl olmaz! Az önce oradaydı!.. Kaybettiğimiz parayı hiç sormayın, çığlığı basarsınız..Şok vaziyette gittik hemen yandaki sanatçılar sokağını gezdik.. Geziyoruz ama aklımız parayı nasıl kaybettiğimizde.. Sonra, yavaş yavaş anladık durumu.. Bu adam, klasik 'bul karayı al parayı' numarasını geliştirmiş, olaya sihirbazlık numaraları katmış.. Tekniğini çözünce hakikaten adamı takdir ettik. Adam, parayı bileğinin hakkıyla kazandı resmen. Olay şu: resmen numaranın perde arkasını açıklıyorum, iyi dinleyin.. Aslında her kutunun altında birer taş var; ama biz kutuyu (herhangi birini) kaldırdığımızda altındaki taş da kutu ile birlikte kalkıyor, biz de altından taş çıkmıyor zannediyoruz. Halbuki taş, kutu ile birlikte kalkıyor. Adam bir kutuyu kaldırdığında kutunun altındaki taş yerde kalıyor.. Bunu nasıl başarıyor derseniz, bunu çözemedik ama mutlaka mıknatıslı falan bir yolu vardır. Sonuçta parayı bastıran kişi hangi kutuyu kaldırırsa kaldırsın kutunun altından taş falan çıkmıyor.. Adam hangi kutuyu kaldırırsa kaldırsın altından taş çıkıyor. Kaybetmek garanti yani.. Adamın tekniğini çözünce geri döndük, adamı tebrik ettik, birlikte resim çektirdik.. Vallahi helal olsun.. Numarası çok zekice idi.. Hatta geri döndüğümüzde adam bizi bir kez daha şaşırttı, bizi görünce 'Ooo, hoşgeldiniz, hoşgeldiniz!' dedi.. Meğer Arnavutmuş ve çok Türk tanımış.. Sakre kur'un önünde bir çok Türk'ü de dolandırmış şerefsiz.. Aynen bizi dolandırdığı gibi.. Bu olayı facebook a yazdığımda bir arkadaşımız şöyle bir yorumda bulunmuş: 'Yalnız, adamın tipi tam dolandırıcı ha!' .. Valla doğru, adamın tipi hakkatten tam dolandırıcı.. Dolandırıcı ama zeki.. Zekasına saygı duyduk..

estetik cerrahi 'Bul karayı, al parayı' numarasına zeka ve sihirbazlık katmış olan Arnavut vatandaş..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Ah be Umut!.. Yaktın ikimizi de..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Sakre kur kilisesinin yanındaki sanatçılar sokağı...

estetik cerrahi

estetik cerrahi

Muşlu zombi...


estetik cerrahi Fransa'da Türklere de rastladık. En enteresanı Nantes'deki Türkish bakkal, Muş'lu vatandaşdı. Anlatmasam olmaz. Baktık, bakkalın ismi Turkish, girip memleketlimize bir merhaba diyelim dedik.. Aramızda geçen diyalog ahanda aynen şöyle:

- Merhabalar, Türksünüz galiba..

- Evet... estetik cerrahi

- .....

- .....

- Nerelisiniz?

- Muş..

- Öylemiii...

- ..... (adam sabit bir şekilde bakıyor, konuşmuyor)

- İyi güzel...

- .... (bakmaya devam ediyor..)

- Biz bir kaç bişii alacaktık.. Şunlar, şunlar, şunlar... Ne kadar?

- 18 euro..

- Buyrun.. İyi geceler...

- ..... (cevap vermedi.. ööyle bakmaya devam ediyor..)

O Muşlu arkadaşın gerçekten yaşadığına emin değilim.. Zombi falan olabilir. Bu kadar ifadesiz, duygusuz bir adam görmedim. Sanki kısa cümlelerle cevap vermekten öte, olabilecek en kısa kelimelerle (3 yada 4 harfli kelimelerle) cevap vermeye çabalıyordu.. İşin enteresanı, adam Muş'lu idi.. Nereli olduğunu sorunca zorlanmamıştı Muş demek için (sadece 3 harf!).. Allahtan Erzurum'lu yada Eşkişehir'li falan değildi..

Sen nehri tekne gezisi


estetik cerrahi Ethan Hawke ve Julie Delpy'nin oynadığı 'Gün batmadan' filmini izlediğimden beri Paris'de sen nehrindeki turlara katılmak istemişimdir. Bu gidişimizde sen nehri gemi turlarına katıldık. Çok bir özelliği yokmuş.. Hani katılmasanız da olur. Yanınızda sevgiliniz varsa tabii ki zevkli olacaktır ama biz Umut'la birlikte iki kazma gezdiğimiz için öyle 'Gün batmadan' filmindeki ambiyansı yakalayamadık tabii (nerede bir Julie Delpy? Aaah, ah!).. Yalnız enteresan birşey, gemi turlarının başladığı yerde bir T-rex heykeli vardı. Nedir bu belediye başkanlarının dinozor, transformers heykeli merakı yaw? Paris belediyesi de buraya pasparlak metalden bir T-rex iskeleti heykeli koymuş..

estetik cerrahi Sen nehrinde tekne gezintisi..

estetik cerrahi

estetik cerrahi Teknelerin kalktığı rıhtımdaki T-rex heykeli...

estetik cerrahi

Paris'de elektrikli otomobiller..


estetik cerrahi Paris'de kaldığımız otelin hemen altında elektrikli araçlar için şarj üniteleri vardı. Şehri gezerken bir çok yerde bu şarj ünitelerini gördük. Araç sahipleri akşam araçlarını prize takıyor, araçları sabaha kadar şarj oluyor.. Bu araçlar çalışırken motor sesi gelmiyor, sadece bir vınlama duyuyorsunuz; aynı bilim-kurgu filmlerindeki gibi.. Tabii, karbondioksit emisyonu falan yok..

estetik cerrahi

estetik cerrahi

La Fayette alış veriş merkezi..


estetik cerrahi Paris'de mutlaka görülmesi gereken bir yer.. Yalnız dikkat! İki tane La Fayette var.. Taxi şöförüne 'Büyük La Fayette'ye gitmek istediğinizi' söyleyin mutlaka.. Gidin, gezin ama göreceksiniz, biraz pahalı bir yer..

estetik cerrahi

estetik cerrahi

estetik cerrahi







estetik cerrahiZiyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):

ip-location

 
 


,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸