Biliyorsunuz, son yıllarda bir çok ülke bizimle aralarında vize olayını kaldırdı. Bu ülkelerin bir çoğu adını daha önce hiç duymadığımız antik kuntik ülkeler olsa da (mesela Vanuatu..) boşverin bunları, dostlar alışverişte görsün.. Bizden vize istemeyen ülkelerin sayısı kağıt üzerinde artsın yeter. Kimse işin şu yanını aklına getirmiyor: bu vize istemeyen ülkelerin çoğuna direkt gidemiyorsunuz. Örneğin yukarıda bahsettiğim Vanuatu ada ülkesi, bizden artık vize istemiyor olabilir (bugüne kadar Vanuatu'nun bizden vize istemesi zaten yeterince ayıp bir şey) ama siz, tutup Vanuatu'ya direkt uçamıyorsunuz ki zaten. Vanuatu'ya gitmek için önce Avustralya'ya uçmalısınız, bunun için de Avustralya vizesi almalısınız; yani Vanuatu'nun vizeyi kaldırması pek de anlamlı değil. Bahamalar'da da durum aynı. Bahamalar bizden vize istemiyor ama direkt Bahamalara uçuş olmadığından önce A.B.D.ye (Miami) uçup, oradan yerel havayolları yada gemilerle Bahamalara gidebiliyorsunuz. Sonuçta Bahamalara gitmek için A.B.D. vizesi almanız şart. Bu yüzden, biz de Bahamalar'a tatile giderken mecburi olarak Miami'yi de görmüş olduk. Fena mı oldu, kesinlikle hayır; Miami'de çok eğlenceli 2 gün geçirdik. Benim kızdığım, sürekli bir ülke ile aramızda vizenin kalkması ve bunu hükümetin bir başarı diye duyurması. Halbuki bunların bize hiç bir faydası yok. Vanuatu'ya daha önce giden, haritada yerini bilen var mı? Gitseniz bile yine de Avustralya vizesi almanız gerekecek, bundan haberiniz var mı? Neyse, biz konumuza dönelim. Miami ve Key west...
Turun maliyeti: Merak edilen birşey olduğundan ve bence yanlış bilindiğinden, bu turun maliyetinden bahsedeyim kısaca.. Bir haftalık bu tur, güney sahillerimizde bir tatil köyünde 1 hafta kalmaktan ucuza çıktı bence.. Turda sadece İzmir'den 6 kişilik bir aile ile tanıştık, başka Türk yoktu.. Ülkemizden neden bu kadar az katılım olmuş anlayamıyorum. Uçak biletleri, tur, otel masrafı zaten başta ödendiğinden, gemide herşey dahil olduğundan, hatta Cococay'de de yeme-içme bedava olduğundan tüm tur çok hesaplıya geldi.. Sadece ekstra gezi ve turlara, ekstra faaliyetlere (kano kiralamak, Atlantis oteli gezisi, yunuslarla yüzme vs) ücret ödemeniz gerekiyor.. Yine de Antalya'da, Marmaris'de bir hafta tatil yapacağınıza Miami-Bahamalar'a gidin daha iyi bence; aynı paraya geliyor...
Banyan ağacı.. Miami'nin her yerinde var. Neden? Çünkü tüm Miami aslında bataklık bölgeymiş, kurutulmuş.. Banyan ağacı da bataklık yerlerde yaşayan bir ağaç..
Miami - Bayside'da canlı müzik.. Burası Miami'ye ilk kez gidenlerin ilk uğraması gereken yer.. Burada Tom hanks'in filmi Forrest Gump'da adı geçen ünlü istakozcu, ünlü Hooters restoranlarının bir şubesi, bir çok hediyelik eşya satan yer, Hard rock kafe vs.. var.. Sahildeki kafelerin önündeki mini anfi tiyatroda gündüzleri sürekli canlı müzik var.. Amaaa, en önemlisi bay-side alışveriş merkezinin üst katındaki Arjantin et restoranı.. Mutlaka uğrayın, sonra üzülürsünüz.. Orada bir king-size biftek yemeden dönmeyin..
Bay-side da 'Lets make a daiquiri' cafe-bar...
Bay-side daki alış veriş merkezindeki disney mağazası.. Bizimkinin hiç ilgisini çekmedi..
Ünlülerin evleri... Gezi sırasında bir sürü ünlünün evi gösteriliyor.. O kadar bekledik, Sibel Can'ın evini göremedik.. Sanırım Sibel Can, Madonna'ya, Mel Gibson'a yada Jenifer Lopez'e komşu değil..
Havabus bekliyoruz.. Havadan giden bir raylı sistem.. Peki, Miami'de neden metro yok da havabus var? Çünkü tüm Miami'nin altı bataklık; metro yapılamıyor..
Jungle island... Buraya en az 4-5 saat ayırmak gerek.. Eğlenceli bir yer, yalnız erken kapanıyor..
Jungle island..
Jungle island... Buz gibi yavru timsah..
Buranın meşhur albino kaplanı.. Biz gezerken uyuyordu..
Jungle island'da bahçe düzenlemeleri mükemmel..
Bol kıllı arkadaşlarla hatıra fotoğrafı..
Flamingolar...
Ocean Drive.. Miami'nin en havalı yerlerinden.. Burada bu senenin kazığını yedik.. Bir tabak deniz ürünü: 150 dolar!... Valla, çok usturuplu kazık attılar, ama bir daha yemem..
Key west - Kelebek habitatı.. Burayı tamamen tesadüfen bulduk.. Tur otobüsü şehri gezerken istediğiniz yerde iniyorsunuz, kendiniz o bölgeyi turladıktan sonra duraklardan bir sonraki tur otobüsüne binebiliyorsunuz.. Otobüsden öylesine indik, kendimizi bu kelebek habitatının önünde bulduk.. Çok güzel bir yer..
Kelebek habitatı..
Batık gemi müzesi..
Hazine sandığı! Hem de dolu!..
Batık gemi müzesinin tepesindeki gözetleme kulesi..
En tepeye tırmananlara özel bir rozet veriyorlar..
Key west şehir turu..
Key West limanı.. Burayı "speed 2" filminden hatırlayabilirsiniz. Cruise gemisinin fren yapamayıp karaya daldığı final sahneleri burada geçiyor..
Amerikanın en güney noktası.. Southern most point.. Bizi buraya getiren tur rehberi deli bir herifti.. Sağı solu gösterip sayıyordu: "This is southern most hotel, this is southern most point, this is southern most car, this is southern most trash!"... Bir yandan da delice gülüp dizlerini tokatlıyordu.. Herif acaip eğleniyordu. "southern most olayının bokunu çıkardık" diyordu resmen..
Southern most point'de resim çektirdikten sonra hemen ilerideki matkaplı amcanın coconutlarından içtik.. Adam coconut'a tak, matkapla delik delip, pipeti takıyor.. Buz gibi de soğutmuş.. Süper oldu.. Giderseniz ve matkaplı amca ordaysa kaçırmayın, için bi tane..
Ziyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸