|
BASI YARALARI (YATAK YARALARI, DEKÜBİT ÜLSERLERİ, DEKÜBİT YARALARI)
Yatak yarası (dekübit yarası, dekübit ülseri yada bası yaraları) nedir, nasıl oluşur?Normalde yatarken hiç kimse uzun süre aynı pozisyonda sabit yatmaz. Otururken bile sık sık pozisyon değiştiririz, ama bunun farkına varmayız. Bu oturuş şeklinin değiştirilmesi bir refleks olarak gelişir. Peki bu refleks oturuş (yada yatış) şeklinin değişimi neden kaynaklanır. Sebebi şudur: ne şekilde oturursanız oturun (yada ne şekilde yatarsanız yatın) mutlaka vücudunuzun tüm ağırlığı belli noktaların üzerine biner. Tam üzerine oturduğunuz kısım ağırlığınız ve kemik yapılar arasında sıkışır ve kan akımı azalır. Bir süre sonra bu kan akımının azalması o bölgede toksik maddelerin atılamamasına (kan toksik maddelerin atılmasını sağlar; kan akışı azalırsa o bölgede toksik maddeler birikir) yol açar. Bir süre sonra o bölgede toksik maddeler artar, dokuların oksijen ihtiyacı artar ve beyne sinirsel bir mesaj gider: burada basınç fazla, kan akımı azaldı ve oksijene ihtiyaç var; vücut ağırlığını başka bir noktaya ver. Biz bu refleksin farkına varmayız (sadece bir rahatsızlık hissederiz) ve otomatikman daha rahat oturmak için oturuş şeklimizi değiştiririz. Uykuda isek bile bu refleks çalışır ve uykuda iken farkında olmadan sağa sola döneriz. Malesef yatalak, ayaklarını hissetmeyen yada kanser hastaları gibi çok düşkün hastalarda bu refleks oluşmayabilir yada hasta üzerine yattığı yerde ağrı duysa bile pozisyonunu değiştiremeyebilir. Bu durumda üzerine yatılan yerde yara açılır. Hasta özellikle sivri bir kemik çıkıntı üzerine yatıyorsa burada yara açılması daha da kolaylaşır; örneğin çok zayıf bir hastada, kuyruksokumu kemiği iyice çıkıntılı hale gelebilir. Hasta zaten zayıf olduğundan kuyruksokumu üzerindeki yastık görevi gören doku da çok incelmiştir. Böyle bir durumda bir, iki saat içinde bile çok ciddi bası yarası açılabilir. Bası yaralarının en sık açıldığı alanlar, kemik çıkıntıların olduğu ve üzerine ağırlık binan alanlardır. Yatan bir kişide başın arkası, kuyruksokumu üzeri, dirseklerin arkası, topukların arkası bası yarası açılmasına müsait yerlerdir. Hasta yan yatıyorsa diz yanları, pelvis (leğen) kemiğinin yan kısımlarındaki çıkıntılı yerler, başın yan kısımları, yine bası yarası açılmaya müsait yerlerdir. Yatak yaraları öncelikle bir kızarıklık yada morarma şeklinde kendini belli eder. Bu yaralar genellikle çevreye doğru büyümez ama derinleşir ve sonunda alttaki çıkıntı yapan kemiğe kadar ulaşır. Bu yaraların dışarıdan ufak görünmesi hasta yakınlarını aldatabilir, genellikle içerideki yara çok daha geniştir ve yaranın tam kapatılması için oldukça büyük (ve yatalak bir hasta için oldukça riskli) bir ameliyat yapmak gerekir. Yatak yarasının açılmasını kolaylaştıran etkenler nelerdir?
Yatak yaraları nasıl sınıflandırılıyor?
Bugün en sık olarak Amerikan’daki Ulusal Bası Yarası Danışma Heyetinin (NPUAP) geliştirdiği sınıflama kullanılmaktadır.
Normal: cilt rengi normaldir, kızarıklık dahi yoktur.
1. Derece bası yarası: cilt sağlamdır, sadece bası bölgesinde parmakla basınca solmayan kızarıklık vardır. Daha çok bir kemik çıkıntı (mesela kuyruksokumu) üzerinde görülür, o bölgede bası yarasının açılacağının işaretidir, derhal önlem alınmalıdır. 2. Derece bası yarası: cilt üzerinde hafif bir ülser oluşmuştur, dermis soyulduğundan (sıyrıldığından) bası yarası olan bölgede cilt kırmızı hal almıştır. 3. Derece bası yarası: tam kat cilt kaybı vardır, ciltaltı yağ dokusu görülebilir, yara henüz kas veya kemik tabakaya kadar derinleşmemiştir. 4. Derece bası yarası: yara kas, tendon ve kemiğe kadar derinleşmiştir. Derecelendirilemeyen bası yarası: yara bölgesinde ülser yerine ölü ciltten geriye kalan siyahlaşmış kabuk varsa yara derinliği değerlendirilemeyebilir. Derin doku hasarı olduğu şüphesi olan bası yarası. Yatak yarasının oluşumunu önlemek tedaviden daha da önemlidir!Şunu kesinlikle unutmayınız: Yatak yarasının asıl tedavisi, oluşumunu en baştan önlemektir. Yatak yarası bir kez oluştuğunda tedavi edilmesi son derece zordur. Hızla derinleşebilir ve hastanın genel durumunun bozulmasına yolaçabilir. Bu hastaların çok az bir kısmı o sırada ameliyat edilebilecek durumdadır. Anestezi uzmanları narkozu kaldıramayacaklarını düşündüklerinden, cerrahlar ise ameliyat sırasındaki kan kaybını kaldıramayacaklarını düşündüklerinden bu hastaları genellikle hemen ameliyata alamazlar. Hastanın opere olabilmesi için kan değerlerinin ve kan proteinlerinin belli seviyelerde olması gerekir. Diğer yandan bası yarası, bu hastaların genel durumunu daha da kötüye götürür. Hasta ömrünün kısalmasına yolaçacak bir kısır döngüye girebilir. Bu yüzden bası yarasının oluşumunun önlenmesi ve oluşmuşsa erkenden farkına varılması çok çok önemlidir. Dekübit ülserlerine aday hastalarda, genellikle ciddi yan rahatsızlıklar da vardır. Örneğin uzun süre yatmaya bağlı olarak akciğer rahatsızlıkları sıkça görülür. Yatalak olmalarına sebep olan rahatsızlıklar ciddi olabilir (ciddi bir trafik kazası, nörolojik bir hastalık, inme gibi). Bir yandan yatak yarası iyileştirilmeye çalışılırken diğer yandan da bu rahatsızlıkların tedavi edilmesi gerekir. En doğrusu hastanın tam teşekküllü bir hastanede yoğun bakımda bir çok branş hekimi tarafından takip edilmesidir.
Hastanın bazı kan değerlerinin yüksek olmasından ve iyi beslenmesi gerektiğinden bahsetmiştik; örneğin:
Plastik cerrahi uzmanları, yatak yaralarının tedavisinde neler yapıyor?Yatak yarası demek, bakımı ve tedavisi zor, büyük bir yara demektir. İşin gerçeği, büyük ve bakımı zor yaraların tedavisi, plastik cerrahinin en temel uğraşı alanlarından biridir. Hatırlayınız, plastik cerrahideki en büyük atılımlar ve gelişmeler birinci ve ikinci dünya savaşları sırasında gerçekleşmiştir. El cerrahisinin, estetik cerrahinin hatta tüm plastik cerrahinin temeli yara bakımı ve tedavisine dayanır. Bası yarası tedavisinde de ilk yaptığımız uygun yara bakımıdır. Hastanın uygun beslenmesi ve uygun yara bakımı ile yara daha birinci aşamada iken tedavi gerçekleştirilebilir. Böyle başlangıç aşamasında gördüğümüz hastalar için hasta yakınlarına bir dizi önerimiz olur, hastanın beslenmesini düzenleriz ve yara bakımını hasta yakınlarına nasıl yapacaklarını gösteririz. Bası yaraları için özel hazırlanmış bazı pansuman malzemeleri vardır, bunlar kullanılabilir. Hastanın yara açılan yerindeki basıncı azaltıcı bazı öneriler söylenebilir (havalı yatak, koyun postu, sert süngerden hasta altına delikli yatak hazırlanması gibi). Yara oluşmuş yada oluşabilecek yerdeki basıncı en aza indirmek en önemli tedbir olacaktır. Bu amaçla hazırlanmış havalı yataklar, silikon yastıklar ve delikli altlıklar kullanılabilir.
SERT SÜNGER UYGULAMASI:Her klinik kendi yöntemini kullanıyor. Şu yöntem yada bu yöntem daha üstündür demek zor, ama burada en azından ihtisasım sırasında kullandığımız sert sünger uygulaması hakkında bilgi vereyim.. Öncelikle sert süngerin ne olduğunu anlatayım: gri sert sünger denen sünger çeşidi, daha çok mobilyacılar tarafından mobilya imalatında kullanılıyor. Sert olması sebebiyle üzerine ağırlık bindiğinde tamamen sönüp incelmiyor. Bu özelliği sebebiyle bası yaralarının tedavisinde kullanılıyor. Öncelikle hastanın yatağı boyunda gri sert sünger alınıyor (mobilya imalatçılarında bulabilirsiniz). Hastanın yattığı yatağın üzerine konuyor ve hastanın bası yaralarına denk gelen yerleri makas yada bıçakla kesilip çıkarılıyor. Üzerine çarşaf serilip hasta yatırılıyor. Hasta, bu sert süngerin üzerinde yattığında sünger sönüp incelmiyor. Bası yaraları da süngerin kesildiği yerlere denk geldiğinden yaralar havada kalıyor, böylece yaraların üzerindeki baskı kalktığından yaraların derinleşmesi önlenmiş oluyor ve iyileşme hızlanıyor.. Gri sert süngeri aşağıda görebilirsiniz.. Dekübit yarası, yine de açıldıysa ve ameliyattan başka çare kalmadıysa, hastanın kan değerlerinin ve kan protein değerlerinin belli seviyelerin üzerinde tutulması, yeterli beslenmesi sağlanır ve daha sonra hasta narkoz ve ameliyatı kaldırabilecek hale geldiğinde de ameliyat olması sağlanır. Ameliyatta yapılan işlemler, dekübit yarasının temizlenmesi, ortamdaki tüm ölü dokunun alınması, yaraya yakın bölgeden büyükçe bir doku nakli ile yaranın üzerinin örtülmesidir. Ameliyatlar genellikle hasta yakınlarının tahmin ettiğinden çok daha büyük ve riskli ameliyatlardır. Yara, dışarıdan ufak görünebilir ama içerideki yara daha geniştir. Yarayı kapatmak için gereken doku nakli ise daha da büyük olmalıdır. Bu ameliyatlarda kas doku da nakledildiğinden genellikle kanlı ameliyatlardır ve ameliyattan önce hasta için kan hazırlanması gerekebilir. Yara üzerine doku kaydırmak için bir taraf kaba etin tümünü kullanmak gerekebilir (aşağıdaki resimlere bakınız). Bu sırada yaranın açılmasına yolaçan kemik çıkıntı üzerine yastık oluştırmak üzere büyükçe bir kas dokusu getirilebilirse çok daha iyi olacaktır. Ameliyattan sonra bu hastalarda aynı yerde tekrar (ve hızla) bası yarası açılabilir. Bu yüzden ameliyattan sonra eskisinden de fazla ihtimamla hasta bakımına devam edilmelidir.
Bu konuyu internette aramak için kullanabileceğiniz anahtar kelimeler (keywords) :
|
|||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸
|
||||||||||||||||||||||