Sabah 5 gibi kola fiyordunu geçip murmansk limanına vardık.. Gördüğünüz gibi tam kutup noktasında geceyarısı bile hava aydınlıkken, güneye indikçe karanlık basmaya başladı. Örneğin bu resim sabaha karşı saat 5'de çekildi..
Murmansk limanında gemiden inmek, aynen binmek gibi 2 saat sürdü. Boş otobüsleri arayıp tarayıp limana aldılar, pasaport kontrollerinden sonra otobüslere binebildik. Hala inanamıyorum, bu kadar güvenliğe önem veriyorlar ve sonra devlete ait gemilerinde bilgisayarlarda windows işletim sistemini kullanıyorlar. Bir de, limanda açık alanlarda dahi resim çekmek yasak. Sanırım google earth den yada A.B.D. nin casus uydularından haberleri yok..
Helsinki uçağımız akşam kalktığından gün boyu murmanskı gezdik. İlk durağımız limanda demirli olan rusların ilk nükleer reaktörlü buzkıran gemisi olan LENİN oldu.. Bu gemi artık çalışmıyor ve sadece müze olarak kullanılıyor. Rehberler eşliğinde içi gezilebiliyor..
Lenin'i gezerken bize gemiyi gezdiren rus memur ile tur yolcuları arasında şöyle bir diyalog geçti:
Turist: Gemi şu an faal mi?
Memur: Hayır, çalışmıyor..
Turist: Elektriği nereden alıyorsunuz?
Memur: Şehir elektriğini kullanıyoruz. Geminin nükleer reaktörü faal değil.
Turist: Gemiyi gezerken bazı odalara girmememiz gerektiği söylendi. Şu an halen kullanılan kısımları var mı?
Memur: Tabii ki, mürettebatın odalarına girmemelisiniz.
Turist: Gemi faal değil ama mürettebatı var öyle mi?
Memur: Limanda demirli her geminin ihtiyaçları olur, bu yüzden mürettebata ihtiyaç var.
Turist: Ama gemi faal değil dediniz, o zaman neden halen limanda demirli duruyor..
Memur: Çünkü bu bir gemi.. Limanda durmak zorunda ve su üzerinde durduğu sürece de mürettebata ihtiyacı var..
Turist: ????
Gemiyi gezen gruptakiler birbirlerine bakışır.. Herkes birbirine bakışları ile şu soruyu sorar: Madem gemi faal değil ve müze olarak kullanılıyor. Neden karaya çekmeyi düşünmüyorlar? Çalışmayan bir gemiyi su üzerinde hayatta tutmaya çalışıyorlar. Bu iş için vakit ve emek harcayan mürettebat ta cabası.. Anlayabilmek mümkün değil..
Artık kullanılmayan, radyoaktif rodların konduğu çubuklardan biri:
Malesef bazı yerlere dikilmiş boy boy, rusyanın ne muhteşem bir ülke olduğunu anlatan posterler, arka plandaki acı gerçeği kapatmaya yetmiyor.. Asıl gerçek arka plandaki dökük evler gibi..
Leninden sonra murmansk'ı gezdik.. Buyurun halen konunizmi yaşayan bir işçi kasabası olan murmansktan bir kaç kare:
Beni dinleyin, bu tavsiyem kulağınıza küpe olsun: sakın ama sakın, murmansk'ta halka açık bir tuvalete gitmeyin! Ben bilmediğimden gittim.. Tarif edemiyorum, çünkü ortamı tarif edebilecek, tam karşılığını verecek kelimeler Türkçemizde yok.. Gerçekten tarif edecek kelime bulamıyorum..
Bilmem hatırlarmısınız. 2000 yılı ağustosunda rusların Kursk adlı nükleer denizaltısı, reaktöründe meydana gelen 2 patlama sonucu 45 metre derinlikte dibe oturmuştu. İngiltere, norveç ve A.B.D. nin yardım teklifleri reddedilmiş ve denizlatıda bulunan 118 mürettebat ölüme terkedilmişti. Rusların uluslararası yardımları reddetmelerinin tek sebebi, nükleer denizaltılarının askeri sırlarının, yardım eden ülkelerce öğrenilmesi riskiydi. Nükleer reaktör teknolojilerinin gizli kalması herşeyden önemliydi. Çok net hatırlıyorum, denizaltı mürettebatının ölüme terkedilmesini protesto eden bir mürettebat yakını kameraların önünde devlet memurları tarafından yaka paça götürülüyor, bir bayan görevli de protestocunun koluna bir ilaç enjekte edip uyutmaya çalışıyordu.. Bu olaylar murmansk ta olmuştu..
Kursk trajedisinden sonra, hem bu denizaltıda ölen hem de savaşlarda hayatını kaybeden diğer rus askerleri adına murmanskta heryere hakim bir tepede büyük bir heykel dikilmiş. Bildiğiniz meçhul asker anıtı.. Tam komunist rusyaya yaraşan bir anıt: göz göre göre ölüme terkedilen askerlerinin anısına dikilmiş dev bir beton kütle...
Sonunda büyük badireler atlatarak Helsinki'ye uçtuk.. Hotel Radisson'da 1 gece daha kalacağız. Ertesi gün herkes kendi ülkesine doğru yola çıkacak..
Helsinki o kadar marjinal bir şehir ki, heryerde şöyle afişler asılı: 'Helsinki! Gay friendly city!'.. Sokaklarda ciddi anlamda punk ve gotik yaşam tarzını seçmiş kişilere rastlayabiliyorsunuz. Bunlara rağmen bu marjinal kesimlerin de sorunları varmış meğer..
Helsinkide kaldığım son akşam 'Slut Walk' denen bir protesto yürüyüşüne denk geldim. O an kameram elimde değildi ama allahtan birileri videoya çakip youtube e koymuş. Ne kadar marjinal grup varsa bu yürüyüşe katılmıştı. Yürüyüşe katılanların söylemek istedikleri şu: açık saçık giyinebiliriz, marjinal kıyafetler giyebiliriz; ama bu, bana tecavüz et, taciz et anlamına gelmiyor. Benim yaşam tarzım bu!..
Buyurun son dakika sürprizi Slut Walk:
Ne diyelim.. En büyük derdiniz bu olsun, ilahi Finlandiyalılar!!
Ziyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸