|
ESTETİK ANALİZ
QUİD BENE DİAGNOSCİT BENE CURAT: Uygun tedavi için öncelikle hastalığın sebebi bilinmelidir. ESTETİK ANALİZ: Başarılı bir estetik ameliyat için öncelikle estetik kusurun nereden kaynaklandığı tespit edilmelidir. Estetik ve ideal güzellik kavramı kişiden kişiye ve yaşanan zamana, topluma göre değişen bir kavramdır. Bu yüzden estetik cerrahide ideal bir sonuç almanın, örneğin rhinoplasty ile güzel bir burun elde etmenin matematiksel kesin bir kuralı yoktur. Daha doğrusu genel kabul gören, makbul sayılan bazı oranlar vardır ama zaman içinde bunlar değişime uğrar. Örneğin burun örneğinden yola çıkarsak dünya üzerinde büyük ve kemerli bir burunun makbul kabul edildiği yer ve zamanlar olmuştur mutlaka. Örneğin eski yunan heykellerine bakarsanız burunların oldukça basık olduğunu görürsünüz. Boyunlarına küçük yaştan itibaren halka geçirerek boyunlarını uzatan afrikalı kadınları ve küçük yaştan beri ufak sandaletlere ayakları bağlandığı için ayakları büyümeyen, hatta ayak anatomisi bozulan çinli kadınları düşünün. Uzun boyunlu olmak, bir bayan için afrika kültüründe makbul iken çin'de de bayanların ufak ayaklı olması -anatomik bozukluklara rağmen- makbuldür. Bu gibi şeyler bizim toplumumuzda ise çirkin dahi sayılabilir. Bu yüzden insanlık yüzyıllar boyunca ideal yüz ve vücut oranlarının nasıl olması gerektiğini tartışmış, sanatçılar eserlerinde ideal güzellik peşinde koşmuş ve bu tartışmalar bugün dahi sonlanmamıştır. Günümüzde, estetik ve plastik cerrahi uzmanları, ideal güzellik kavramını belli kurallar ve standartların çerçevesine almak için çeşitli araştırmalar yapmakta ve bunları tıbbi dergilerde yayınlamaktadırlar. Hatta televizyon ve yazılı basında bu konuda yayınlar yapılmakta; insanlık halen ideal güzellik kavramını somutlaştırmaya çalışmaktadır. Güzelliğin tek bir formülü ve matematiksel bir ölçümü yoktur. Güzel olan bir şey aslında kendi içinde bir harmoni, uyum olduğunda göze güzel gelmektedir. Aşağıda, bilimsel yayınlarda varılan sonuçlara ve toplumda yapılan araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre günümüz toplumlarında geçerli olan bazı estetik oranlar verilmiştir. Bu değerlerin kesin bir güzellik sağlamadığı, sadece makbul kabul edilen ortalama değerler olduğu unutulmamalıdır. Önemli olan, yüz ve vücudunuzda uyum (düzgün orantı) olmasıdır. Vücudunuza ve yüzünüze uymayan bir burun ne kadar estetik ve güzel olsa da, ortada bir uyumsuzluk olduğundan komik görünecektir. Bu yüzden erkek hastalarda -özellikle hasta uzun boylu ve iri cüsseli ise- burun estetiği yaparken burunu çok küçültmemek, burun ucunu fazla kaldırmamak gerekir. Bayan hastalarda ise -özellikle hasta minyon tipli ve ince yapılı ise- burun küçük ve ucu kalkık olduğunda hoş durmaktadır. Ayrıca vücutta tam bir simetrinin olmadığı da unutulmamalıdır. Bayanlarda göğüslerin tam simetrik olmaması buna örnek olarak verilebilir. Bir çok bayanın bir göğsü diğerinden hafifçe daha büyüktür. Zaten tam simetrik ve bazı matematik oranlara tam uyan bir yüz ve vücut doğal olmaktan çıkıp mekanik bir hal alacaktır. Aşağıdaki değerler ortalama değerlerdir ve sadece ve sadece vücudun ve yüzün geri kalanı ile uyumlu olduğu sürece güzel görünecektir. Yüzün estetik oranlarından önce dilerseniz tarih boyunca estetiğin simgesi olmuş Eski Mısır Kraliçesi Nefertiti'nin büstünü estetik açıdan inceleyelim. Göreceksiniz ki Nefertiti bile kusursuz değildi: NEFERTİTİ'NİN BÜSTÜNÜN ESTETİK AÇIDAN DEĞERLENDİRMESİ
Estetik, güzellik, çekicilik gibi soyut kavramların somut bir biçimde değerlendirilebilmesi, bir bütünü oluşturan parçaların birbirleri arasında bir takım orantı ve ölçümler, kıyaslamalar yapmakla mümkün olabilir. Bir şey gözümüze hoş geliyorsa mutlaka bazı farkında olmadığımız "makbul" ölçü ve oranlara sahiptir. Bunun en güzel örneği, yüzyıllardır tüm dünyada bir güzellik ikonu kabul edilen Antik Mısır kraliçesi Nefertiti'dir. Nefertiti (milattan önce 1376-1350), milattan önce 1353 - 1336 yıllarında antik Mısır'da hüküm sürmüş Mısır kralı IV. Amenhotep'in eşi idi. Aşağıda resmini gördüğünüz ve Berlin Mısır müzesinde sergilenmekte olan büstünün milattan önce 1340 yıllarında yapıldığı sanılıyor. Heykeltraşın antik Mısırda oldukça ünlü olan "Thutmosis" olduğu düşünülüyor. Nefertiti'nin bu büstünün silueti bugün bazı plastik cerrahi derneklerinin ve estetik cerrahi kliniklerinin sembolüdür. Gelin, Nefertiti'nin neden insanları bu derece etkilediğini ve genel olarak tüm dünyada bir güzellik sembolü olarak kabul edildiğini inceleyelim. Nefertitinin güzelliğinin sırrını incelemek için yine orantılara ve ölçümlere başvurmalıyız: Nefertitinin büstünde burun kanatlarının genişliği tam olarak iki göz pınarı arasındaki mesafe kadardır. Bu, bugünki estetik normlara uygundur. Nefertitinin büstünde burun sırtı düzdür, kemersizdir. Yüzün oblik (çapraz açıdan) görünümünde (üç resimden ilkinde) elmacık kemiklerinin çıkıntılı olduğu, yanak dokusunun sarkık olmadığı, çene konturunun son derece düzgün bir yüz ovali oluşturduğu görülmektedir. Kaşlar estetik bir kavisle dışa doğru yükselmekte, gözbebeğinin dış kenarında en yüksek noktaya ulaşmaktadır. Bu görünüm bugün kaş kaldırma ameliyatları ile oluşturulan estetik kaş görüntüsünün ta kendisidir. Yüzün oblik görüntüsünde kaş ve burun sırtının tek bir kavis oluşturacak şekilde birbirleri ile devamlı oldukları görülmektedir. Burun sırtı ile kulak açısı paraleldir (bu, büstün bugünki estetik normlara uymayan nadir ölçümlerindendir; günümüzde kulağın doğrultusu ile burun sırtının doğrultusu arasında -kulağın yere daha dik olması koşuluyla- yaklaşık 15 derecelik bir açı olması makbul kabul edilmekte). Ayrıca Nefertitinin kulak kepçelerinin hafifçe yanlara açık olduğunu -hafifçe kepçe kulak deformitesi olduğunu- görüyoruz. Burun ucunun projeksiyonunun, burun uzunluğunun 2/3'ü kadar olduğunu görüyoruz. Bu ölçüm de bugün makbul sayılıyor. Nefertiti'nin dudaklarının ince olmadığını, bugün dahi istendiği kadar dolgun olduğunu görüyoruz. Profilden bakıldığında burun ucu, dudaklar ve çene ucunun son derece uyumlu olduğu görülüyor. Nefertiti'nin cildinde hiç kırışıklık olmadığı; alında, iki kaş arasında yada göz kenarlarında kırışıklık olmadığı görülüyor. Nefertiti'nin büstü sanki yüz germe ve botulinum toksin yapılmış gibi diri ve pürüzsüzdür. Büstün uzun ve düzgün bir boyuna sahip olduğunu, boyunda da bir sarkma yada kırışıklık olmadığı görülüyor. Ortadaki resimde çene köşesi açısının 133 derece olduğu görülüyor ki bu, bugün estetik açıdan makbul kabul edilen bir değerdir. Burnun dudakla yaptığı açı olan nasolabial açı Nefertiti'nin burnunda 105 derece (bugün bayanlarda bu açının 102-115 dereceler arasında olması estetik açıdan uygun kabul ediliyor). Çene ile boyun o kadar belirginki sınırları hemen ayırt ediliyor. Çene-boyun açısı keskin bir biçimde 120 derece olarak ölçülüyor. Gördüğünüz gibi bir çok açıdan mükemmele çok yakın olsa da Nefertiti dahi tam olarak estetik normlara uymuyor. Ölçüm ve orantılar gösteriyor ki, bir şey gözümüze hoş geliyorsa bu bazı estetik normlara uyduğu ve kendi içinde de uyum ve orantı barındırdığı içindir. Yine de, bence Nefertiti bugün yaşasa idi en azından bir kulak estetiği ameliyatına aday idi.
Leonardo da Vinci, yüzyıllar öncesinden yüzün oranlarını sezmiş, yüzün güzel görünmesinin özel bazı oran ve ölçümlere bağlı olduğunu farketmişti. Aşağıdaki orjinal çiziminde kafanın en ve boy oranlarını kulak ve burun boyları ile oranlamış.
FOTOĞRAF VE BİLGİSAYAR İLE ESTETİK ANALİZ ÇALIŞMALARI
Hastaların estetik açıdan yüzlerinin değerlendirilmesi hem muayene ile hemde hasta fotoğrafının bilgisayarda değerlendirilmesi ile yapılıyor. Hasta kapıdan girdiği andan itibaren yüz şekli, burnunun açıları, konuşma sırasındaki mimikleri ve yüz oranları değerlendirilir. Daha objektif ve kantitatif (ölçüme dayalı) çalışma yapmak için hastanın belli pozisyonlarda fotoğrafları çekilir ve resimler bilgisayarda değerlendirilir; yeri gelince bilgisayarda rötuşlanarak hastanın ameliyat sonundaki olası görünümü ortaya konur. Bazı vakalarda (burun estetiğinde mesela) fotoğraf üzerinde ameliyat planı yapılabilir.
Fotoğraf çekiminin bir çok faydası vardır:
Preoperatif ve postoperatif değişiklikleri ortaya koymak (Not: hastalar genellikle ameliyattan sonra eski görünümlerini unuturlar; hatta bu unutma o kadar ciddi olabiliyor ki nerede ise hafıza kaybı denebilir. Bazı hastalar ameliyattan sonra eski görünümlerini hiç hatırlamıyor ve eski resimlerine baktıkça şaşırıyorlar; bu yüzden resim almak faydalıdır). Hukuki bir belge sağlamak. Bilimsel ve mesleki sunularda eğitim amacıyla kullanmak. Kliniğimize başvuran hastalara örnek vakaların ameliyat öncesi ve sonrası görüntülerinden örnekler sunmak (Not: hastalar izin vermediği takdirde resimleri diğer hastalara gösterilmemektedir). Estetik cerrahide hastanın önceki ve sonraki görünümünü resim alarak kaydetmek hukuki bir zorunluluktur. Özellikle rinoplasti vakalarında, çekilen fotoğraflar bize çok yardımcı olur. Ameliyattan önce çekilen fotoğraflar üzerinde bilgisayar ortamında rötüş işlemleri yaparız. Bilgisayarda resim üzerinde değişiklikler yapmak bize bir çok fayda sağlar:
|
Yüzün önden estetik değerlendirilmesi: Yüzün en geniş kısmı bir elmacık kemiğinden diğer elmacık kemiğine olan kısımdır; resimde mavi okla gösteriliyor. İki göz pınarı arasındaki uzaklık bir çok oranda karşımıza çıkar. Örneğin tüm yüz genişliği genellikle iki göz pınarı arası mesafenin 5 katıdır. Kabaca şu mesafeler birbirlerine eşittir: AB=BC=CD=DE=EF İki göz pınarı arasındaki mesafe gnellikle bir göz genişliği kadardır.. Burun kökünün genişliği (resimde GH olarak gösterilen mesafe), genellikle iki göz pınarı arasındaki mesafenin (CD mesafesinin) yarısı kadardır.. Bu oranlar teorikte böyle olsa da gerçekte kimsenin yüzü bu oranlara tam anlamı ile uymaz. Bu çizim bana aittir. |
|
Yüzün önden estetik değerlendirilmesi: Yüzün yüksekliği genellikle 3 tam eşit parçaya bölünür. Burada Alında saç çizgisinden burun köküne kadar olan mesafe (AB), burun kökünden burun alt ucuna kadar olan mesafe (BC) ve burun alt ucunan çene ucuna kadar olan mesafe (CD) eşittir. Bu oranlardan estetik ameliyatlar sırasında sık sık yararlanırız. Örneğin saç ekmede, saç ön hattı çizilirken bu oranlar dikkate alınarak ön saç çizgisi çizilir. Alt yüz bölgesi (burun alt ucu ile çene ucu arasında kalan kısım yani CD), dudak açıklığı hizasında üstte 1:3 (CE), altta 2:3 (ED) olacak şekilde bölünür. Yüzdeki orantılarla ilgili enteresan bir örnekte şudur: Yüz uzunluğu, elin uzunluğu ile hemen hemen aynıdır. Total yüz yüksekliği genellikle 3. parmağın ucundan el bileğine kadar olan mesafe ile aynıdır. Bu çizim bana aittir. |
|
Önemli noktalar Yüzü değerlendirirken bazı önemli noktalardan yararlanırız. Örneğin Glabella iki kaş arası noktadır. Nasion, burun kökünde burun kemiklerinin alın kemiği ile birleştiği noktadır. Pogonion, çenenin en çıkıntılı noktasıdır. |
|
Simetri ne kadar önemlidir? Simetri mekaniktir, asimetri ise doğallıktır. Hiç kimsenin yüzü tam anlamı ile simetrik değildir. Çok aşırıya kaçmadığı sürece hafif asimetriler görünüşünüze doğallık katar. Bir cerrahın dediği gibi estetik cerrahide amacımız %80 doğal, %20 estetikli sonuçlar ortaya koymaktır. Bu yüzden ameliyattan önce de sonra da hafif asimetriler gözünüzü korkutmamalı. Normal hayatta hiç kimse karşılıklı konuşurken sizi cetvelle milimetrik olarak incelemez; ama bazen yüzü ile ilgili bir ameliyat olmuş hastalarımız ayna karşısına geçip ellerine cetvel alarak milimetrik incelemeler yapıyor. En ufak bir asimetride de mutsuz oluyorlar. Bu durumda kendi kendinize şunu sormalısınız: Bu asimetri günlük hayatta karşınızdakilerin farkedeceği kadar, görünüşünüzü bozacak kadar belirgin mi? Diğer yandan hafif asimetrilerin doğanın bir parçası olduğunu kabul etmelisiniz; ameliyatları yaparken hiç bir cerrahın elinde milimetre ile ameliyat yapmadığını da... Yandaki resimde asimetriler yok mu? Var, ama hiç te rahatsız edici asimetriler değil. |
|
Profil nasıl değerlendirilir? Yüz değerlendirilirken en önemli bakış açılarından biride profildir. Profil değerlendirilirken, profili oluşturan tüm elementler gözönüne alınmalıdır. Alın, kaş bölgesindeki çıkıntı, burun, dudaklar, çene ucu ve boyun mutlaka birlikte değerlendirilmelidir. Bazen rinoplasti isteyen bir hastanın resmini bilgisayarda rötuşladığımızda boyun ve çeneye de estetik yapmak gerektiğini görüyoruz. Burada yeri gelmişken burun estetiğinin sadece burunla sınırlı olmadığını aslında bir profil düzeltme ameliyatı olduğunu (profiloplasti) belirtmeliyim; hastaların bir kısmında güzel bir sonuç elde etmek için (profilde estetik bir uyum, bütünlük yakalamak için) çene ucuna büyütme, küçültme yada boyun estetiği de yapmak gerekiyor. Yandaki resim Leonardo Da Vinci nin çizimlerinden biridir. Da Vinci, çizimlerinde güzeli, uyumu, orantıyı aramış; bunu yaparken sadece güzelin niye güzel olduğunu değil, çirkinin de neden çirkin olduğunu araştırmıştır. Çizimleri, bu araştırmalarının eseridir. Resimdeki çizime dikkatli bakınız. Özellikle çirkin çizdiği bu resimde alın, burun, çene ucu ilişkilerine bakınız. Uyumsuz parçaların (kırışık bir alın, ucu düşük, kemerli bir burun, çıkıntılı bir çene ucu ve içe göçük ince dudaklar) biraraya gelince profili nasıl bozabileceğini Da Vinci çok güzel göstermiş.. |
|
Frankfort horizontal hattı: Bu hat yüzün estetik değerlendirmesinde çok önemlidir. Frankfort horizontal hattı, kulakta tragus dediğimiz kıkırdak çıkıntı ve göz yuvasının alt kenarı olan orbitale'den geçen hayali bir hattır. Değerlendirme için hastanın resmi çekilirken bu hat mutlaka yere paralel olmalıdır. |
|
Kulağın ve burunun pozisyonu: Kulak ve burunun duruşu birbirine bağlıdır. Kulağın aksı ile burunun aksı arasında bir ilişki vardır. İki hat arasında yaklaşık 15o lik bir açı vardır. Ayrıca kulağın boyu, yaklaşık olarak burunun ve başparmağın boyuna eşittir (55-80 mm. / ortalama 65 mm). Kulağın aksı ile yere dik çizilen hayali bir hat arasında da yaklaşık 250'lik bir açı bulunmalıdır. Kulak memesinin uzunluğu, kulağın uzunluğunun 25-30%'u kadardır (13-25 mm. / ortalama 18 mm). Yaşlanma ile kulak memesinin boyunda artış olur. |
|
Nasofrontal açı: Hasta rinoplasti açısından değerlendirilirken ve ameliyat planı yapılırken bazı özel açılar gözönünde tutulmalıdır. Nasofrontal açı, bunlardan biridir. Burunun alın ile yaptığı açıdır ve normal değeri 115o-130o arasındadır. |
|
Nasolabial açı: Bu açı, burun ucunun kalkıklığını değerlendirmemizde faydalıdır. Erkekte ve kadında ideal değerleri farklıdır. Bayanlarda burun ucunun kalkık olması göze hoş gelirken erkekte ucu kalkık bir burun feminen bir görüntü verir. |
|
Nasofasiyal açı: Burun sırtının yüz hattına göre duruşu hakkında bize bilgi verir. Yüz hattı, glabella ve pogonion noktalarından geçen ve yere dik olması gereken bir hattır (resimdeki örnekte dik değil, çünkü resimdeki kadının alt çenesi hafifçe küçük). |
|
Alın: Alın, normalde yere dik olan hayali bir hat ile yaklaşık 10o'lik bir açı yapar. Bu çizim bana aittir. |
|
Kulak memesi: Normalde kulak memesi ile kulak arasında yaklaşık 12o-15o'lik bir açı vardır. Yüz germe ameliyatı sırasında kulak çevresindeki dikişler düzgün atılmazsa kulak memesini öne çeker ve yüz germe ameliyatının yapıldığını belli eden bir deformite oluşur; bu açı azalır. |
Sefalometrik analiz, yüz kemiklerindeki şekil bozukluklarını, çene kemiklerindeki şekil bozukluklarını, dişlerdeki duruş bozukluklarını değerlendirmek için uygulanan bir estetik analiz yöntemidir. Sefalometrik analiz için özel bir film çektirmek gerekir. Bu film belli sabit pozisyonlarda birebir ölçülerde çekilmiş, kafa ve yüz kemiklerinin bir röntgenidir. Bu film üzerinde bazı hesaplamalar ve kıyaslamalar yaparak yüz ve kafa kemiklerinde olan uyumsuzluk ve orantısızlıklar belirlenir. Değerlendirme sonucuna göre hastaya ya ortognatik cerrahi ile düzeltme ameliyatları yapılır yada ortodontik tedavi uygulanır. Sefalometrik analiz ile ilgili daha geniş bilgi almak için tıklayınız.
Göğüslerle ilgili bir "ideal" ölçü yoktur, "ideal göğüs şekli" vardır; birde göğüslerde sarkma derecesi belirlenmiştir. Göğüslerin "ideal" büyüklüğü ise kişiseldir. Kimi bayanlar büyük göğüslerini küçültmek isterken, kimi bayanlar küçük göğüslerini büyütmek için plastik cerrahlara başvurur. Ülkemizde ise göğüsleri küçük bayanlar genellikle ortanın biraz üzerinde, dikkat çekici büyüklükte göğüs ölçüsü istiyorlar. Göğüsleri büyük bayanlar ise göğüslerinin 85-90 ölçüsüne küçültülmesini istiyorlar.
Aşağıda, bayanların genelinde görülen göğüs sarkması dereceleri ve toplumda görülen farklı göğüs şekilleri görülüyor. Meme küçültme ameliyatından önce hasta ile çok ayrıntılı konuşarak, hastanın göğüs şekli değerlendirilerek küçültme ameliyatında göğüse istenen şekil verilebilmektedir. Hasta ile ne büyüklükte sütyen takmak istediği, meme uçlarını ne kadar yüksekte istediği, meme uçlarının çapının da küçülmesini isteyip istemediği, istediği göğüs şeklinin nasıl olduğu konuşularak net bir şekilde belirlenir ve bu planlamadaki ölçümler, santimler ona göre ayarlanır. İki göğüs arasında asimetri varsa yine ölçümlerde oynama yaparak iki göğüsü birbirine eşitlenir.
Çok hafif sarkma (1. derece): Memenin ucu (koyu renkli alan -areola- değil, tam meme ucunun çıkıntısı), meme altı hattının tam üzerinde yada hafifçe yukarısında ise.. | Orta derecede sarkma (2. derece): Meme ucu, meme altı hattının 1-3 santim altında ise.. | ||
Ciddi derecede sarkma (3. derece): Meme ucu ve areola meme altı hattının en az 3 santim aşağısına düşmüştür. | Total sarkma (4. derece): Meme ucu ve meme glandı (meme bezi) total olarak meme altı hattının aşağısına düşmüştür. Bu vakalarda serbest greft yöntemi ile meme küçültme yapılabilir. Genellikle meme ucundaki koyu alanında -areolanın- küçültülmesi gerekir. | ||
Sarkma ve asimetrinin birlikte olduğu vakalar: Bu hastalarda meme küçültme-dikleştirme ameliyatı çok iyi planlanmalıdır. Ölçüm ve çizimler her iki meme eşitlenecek şekilde yapılmalıdır. | Düşük yerleşimli meme: Bazı bayanlarda meme dokusu göğüsde normalde olmasından daha düşük yerleşimlidir. | ||
Pseudoptozis (meme dokusunun yalancı sarkıklığı): Bu bayanlarda meme ucu, meme altı hattının yukarısındayken meme bezinin kendisinde sarkma görülür. Meme ucunun düşük olmaması sebebiyle aslında meme sarkması tarifine uymaz (Meme sarması: meme ucunun, meme altı hattıının aşağısına düşmesi). Fakat bu hastalarda meme dokusunda bir sarkma vardır. Bu hastalara dikleştirme, toparlama yapılabilir. | Sarkma ve iri memenin birarada olduğu hastalar: Bu hastalarda meme hem küçültülür hemde dikleştirilir. Nasıl bir göğüs istediği hasta ile ayrıntılı olarak konuşulur, hastanın göğüsleri değerlendirilir ve ameliyat planı ona göre yapılır. |
İdeal göğüs şekli: İdeal göğüs şekli, insanın kendi estetik anlayışına göre değişse de toplumda genel olarak makbul sayılan, istenen göğüs şekli resimdeki gibidir. Memenin, meme ucu üstünde kalan kısmı nispeten daha düz, meme ucu altında kalan kısmı daha dolgun ve aşağı doğru 'ceplenmiş' gibidir. Meme küçültme ve büyütme ameliyatlarından hemen sonra bu görüntü oluşmamakta, aradan bir süre geçince meme dokusu -yada protezler- yerçekiminin etkisi ile aşağıya yönelip alt kısımdaki dolgunluğu sağlamaktadır. | Volüm kaybı olmayan ptotik meme: Meme dokusu atrofiye olmamış, kitle olarak dolgun meme dokusu içeren, hafif ptotik (düşük) meme şekli. Bu hastalara meme dikleştirme ile birlikte meme ucunada küçültme yapılır. Genellikle meme uçları -areola denen koyu kısım- emzirme sonrası genişlemiştir, dikleştirme sırasında küçültülür. | ||
Pectus carinatum (kuş göğsü) deformitesi:Kuş göğsü deformitesine sahip hastalardaki ptotik meme şekli. Bu hastalarda göğüs kemiği dışa çıkıntılı durduğu için göğüslerde bir duruş sorunu vardır. Meme protezi yerleştirilmesi görünümü düzeltebilir. | Volüm kaybı olan ptotik meme:Genellikle doğum ve emzirme sonrası olan ptoz (sarkma) + meme dokusunda atrofi görünümü. Burada hem meme dokusu küçülmüş hemde sarkmıştır. Bu durumda bazen meme protezi konması bazen meme dikleştirme yapılması bazende ikisinin birarada yapılması gerekir. Meme protezi konduğunda protezin üzerini örten meme dokusu çok az ise -meme dokusu çok küçülmüşse- protezin kas altına konması daha iyi olur. Meme dokusu altına konan protezler meme dokusu az olduğu için dışarıdan el ile hissedilebilir. Bu yüzden bu hastalarda meme protezi daha çok göğüs kası altına konur. Daha geniş bilgi için ameliyatlar / meme büyütme (silikon protez) sayfasına bakınız. | ||
Az miktarda volüm kaybı olan ptotik meme: Yine doğum ve emzirme sonrası memede hafif derecede atrofi -küçülme- ve ptoz görünümü. Bu hastalar meme protezinden çok memnun kalır. | Snoopy meme deformitesi: Bu hastalarda meme ucu ve areola denen koyu renkli alan, normalden fazla iri ve öne çıkıktır. Meme başından lifting yapılarak düzeltilebilir. | ||
Üst polde hacim eksikliği: Bu tip meme dokusunda meme ucu yukarısında kalan kısımda meme dokusu daha az gelişmiştir. Meme uçları yukarıyı gösterir. Meme protezinden fayda görürler. Bu gibi vakalarda özellikle high profile meme protezlerini kullanmak gerekir. | Tübüler meme (konstrikte meme) : Tübüler meme deformitesi tek yada çift taraflı olabilir. Düzeltilebilen bir deformitedir. Memenin tabanı dardır, meme uzuncadır, tüp şeklindedir. Protez konması, konstrikte meme dokusunun kesilerle genişlemeye müsait hale getirilmesi, meme başındaki fıtıklaşmanın düzeltilmesi ameliyat yöntemleridir. | ||
Az gelişmiş meme dokusu olan memeler: Bu hastalar meme protezlerinden fayda görürler. Protezin tipine ve nereye yerleştirileceğine hasta muayene edilerek karar verilir. Genelde sonuçtan çok memnun kalırlar. Eğer meme dokusu hiç yoksa ve hasta iri bir protez istiyorsa kalıcı meme protezinden önce meme cildinin genişlemesi için doku genişletici meme protezleri konması gerekebilir. | Göğüslerdeki sarkmanın derecelendirilmesi: A)NORMAL POZİSYON: Meme ucu, meme altı hattının üzerinde. B)HAFİF PTOTİK MEME: Meme ucu, meme altı hattının seviyesinde. Memede sarkma var falat orta derecede. C)MEMEDE CİDDİ PTOZ: Meme ucu, meme altı hattının da altına düşmüş. Meme dokusunda ciddi sarkma mevcut. |
Bazen bir kişinin yüzünün neden yakışıklı göründüğünü, bir başkasının ise neden çocuksu göründüğünü anlayamayız. Bu gibi özellikleri belirleyen bir çok ayrıntı vardır ve bazen bu ayrıntıları farketmemiz çok zor olur. İşte Almanya da bulunan Regensburg ve Rostock üniversitelerinde de bu konu üzerine kapsamlı bir çalışma yapılmış ve bazı yüzlerin neden seksi göründüğü, bazı yüzlerin neden çocuksu göründüğü; yüzümüze erkeksi ve kadınsı özellikleri ne gibi ayrıntıların verdiği araştırılmış. Çalışma çok ayrıntılı olduğu için burada özetini dahi veremiyorum. Bu çalışma için bir web sitesi oluşturulmuş (http://www.beautycheck.de/). Çalışmanın sonunda oluşturulan raporu okumak için tıklayınız..
Aşağıya, bu çalışmada kullanılan bazı resimleri koyuyorum. Bakın bakalım, size hangisi erkeksi, hangisi çocuksu, hangisi kadınsı geliyor. Resimlerin sizde neden böyle farklı duygular uyandırdığını; bu farklılıklara neyin, yüzlerdeki hangi özelliklerin yolaçtığını söyleyebilir misiniz?