|
GÖZKAPAĞI VE GÖZ ÇEVRESİ ESTETİĞİ
Gözkapağı ve göz çevresi estetiği, yüzyıllardır tıp adamlarının üzerinde çalıştığı bir konudur. 10. yüzyılda Avicenna ve Ebu Reşit adlı bilimadamları, fazla cildin çıkarılması ile gözkapaklarındaki sarkıklığın giderilebileceğini yazmışlardır.
|
Üst gözkapağı estetiği hakkında.. |
Alt gözkapağı estetiği hakkında.. |
Alt ve üst gözkapaklarının anatomik yapıları tamamen aynı değildir. Her iki gözkapağında birbirine karşılık denk gelen dokular elbette vardır fakat yine de, anatomi ve fonksiyonları birebir aynı değildir. Ayrıca iki gözkapağının yerleşimleri (biri üstte, biri altta) farklı olduğu için yerçekiminden de farklı etkilenirler. Bu sebeplerden dolayı her iki ameliyat birbirinden oldukça farklıdır. Yapılan kesinin yeri, yapılan ameliyatın şekli, gelişebilecek komplikasyonlar üst ve alt gözkapaklarında farklıdır.
Ameliyattan önce kişiye rutin tetkikler yapılır. Bunlara ek olarak hastada bazı tiroid rahatsızlıkları, gözlerde kuruluğa yolaçan hastalıklar, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı var ise bu hastalıklara yönelik tetkikler de yapılmalıdır.
Her iki gözkapağı farklı özelliklere sahip olduğu için her iki gözkapağı için yapılan ameliyat planı da farklı olmaktadır. Ayrıca her hastada mutlaka hem üst hemde alt gözkapağı estetiği yapılması şart değildir. Ameliyattan önce hasta ayakta dik duruken, gözkapakları üzerine cilde yazı yazabilen cerrahi kalem ile kesi hatları çizilir. Nereden, ne kadar cilt, kas ve yağ doku çıkarılacağı kalem ile belirlenir. Üst gözkapağında, içe doğru girinti yapan bir kıvrım (sağdaki resimde A) olduğu için ameliyat izinin en az kalması için dikiş hattının bu kıvrımın içinde kalması planlanır. Alt gözkapağında ise böyle bir kıvrım olmadığından kesi, hemen kirpiklerin altından geçecek şekilde (sağdaki resimde B) planlanır. Sonuçta, kalacak dikiş izleri nerede ise görülemeyecek kadar hafifdir. Ameliyat sonunda amaç, alt gözkapağının yanak ile devamlı olması, aradaki torbalanma yada derideki sarkmaların yokedilmesidir (sağdaki resimde C); üst gözkapağında ise sarkmaların alınmasıdır.
Bir diğer önemli nokta da, gözkapağı estetiği ile aynı anda alın germe-kaş kaldırma ameliyatının da yapılıp yapılmayacağına karar verilmesidir. Bazı hastalarda göz kapağı gözün önüne düştüğü için kişi farkında olmadan alın kasları ile kaşlarını kaldırarak gözkapaklarını kaldırır ve çevreyi rahat görmeye çalışır. Bu alın kırışıklıklarına ve gizli kaş düşüklüğüne yol açar. Kaş düşüklüğü bu şekilde kendini belli etmez. Kişi gözkapağı estetiği olup, gözünün önüne düşen gözkapağı sarkıklığını aldırırsa görüşü rahatlar ve alın kasları gevşer. Artık rahat görebildiği için kaşlarını kaldırarak gözkapaklarını açmaya çalışmayı bırakır. Bu da kaşlarda düşüklüğe yol açar. Bu gibi kişiler gözkapağı estetiği ile birlikte alın germe ve kaş kaldırma içinde değerlendirilmelidir.
Üst gözkapağı estetiği, tüm operasyon.. Video, youtube kaynaklıdır.. |
Gözkapağı estetiği ameliyatları lokal anestezi ile hasta uyutulmadan gerçekleştirilir. Hasta dilerse bir sakinleştirici ile heyecanı yatıştırılabilir. Eğer gözkapağı estetiği ile birlikte daha geniş çaplı bir estetik operasyonda planlanıyorsa (yüz germe, alın germe gibi) genel anestezi verilebilir.
Gözkapağı estetiği hakkında eğitici bir video: |
Gözkapağı estetiği.. Video, youtube kaynaklıdır... |
Tipik bir dört gözkapağı estetik ameliyatı 1-2 saat içinde biter. Önce üst gözkapaklarına, sonra alt gözkapaklarına ameliyat yapılır. Üst gözkapaklarında gözkapağının ortasında bir seviyede, gözkapağı kıvrımının içinde kalacak şekilde, alt gözkapaklarında ise hemen kirpiklerin altından kesi yapılır. Gözkapaklarında dışarı fıtıklaşarak torbalanmaya yolaçan yağ kitlelerine ulaşılır ve fazla yağ dokusu alınır yada yanak bölgesine doğru yayılır. Genellikle üst gözkapağından daha fazla doku çıkarılır. Daha sonra ciltteki ve kas dokusundaki sarkıklığa yolaçan fazla kısımlar alınır. Kas ve cilt ayrı ayrı dikilir. Ciltte deri içinden geçen tek bir dikiş vardır ve düğümsüzdür. Ameliyattan 5 gün sonra bir ucundan çekilerek kolayca alınır (kendiliğinden eriyen dikilerle dikilmişse, dikiş almaya gerek kalmaz).
Transkonkunktival blepharoplasty, sadece alt gözkapaklarına uygulanan bir yöntemdir. Bazen hastada cilt problemi yoktur fakat alt gözaltlarında yağ doku fazlalığına bağlı olarak şişlikler vardır. Bu gibi vakalarda uygulanmak üzere Transkonjunctival blepharoplasty denen yöntem geliştirilmişdir. Bu yöntemde kesi gözkapağının hemen iç kısmından yapılmakta, yağ doku fazlalığı buradan alınmakta, cilde herhangi bir kesi yapılmamaktadır. Yapılan kesi kendiliğinden iyileşir, dikiş gerektirmez ve tamamen izsiz (kesi gözkapağının iç tarafındadır) iyileşir.
Dörtdörtlük bir göz çevresi estetiği için bazen sadece gözkapağı estetiği yapmak yetmez. Gözkapaklarında sarkma, torbalanma ve kırışıklık dışında başka estetik kusurlar olabilir. Gözkapağı estetiğinden farklı tedavi yöntemleri gerektiren göz çevresi estetik kusurlarını şöyle sıralayabiliriz:
Göz kenarlarında oluşan kaz ayağı çizgileri.
Üst gözkapaklarında gözyaşı bezinin fıtıklaşması ve sarkması.
Kaşlarda düşüklük.
Yanak dokusunda sarkma.
İki kaş arasında kaş çatma çizgileri ve burun kökünde oluşan tavşan (bunny) çizgileri.
Göz çevresi cildinde güneş hasarı.
Ameliyattan sonra gözkapaklarınızda bir gerginlik hissedebilirsiniz. Bu beklenen bir durumdur ve ödem geçtikçe gerginlik azalacaktır. Ödemin geçmesi için yapabileceğiniz en etkili yöntem, yatarken başınızın arkasına büyükçe bir yastık koyarak yatakta hafifçe oturur pozisyonda yatmaktır. Başınız kalp seviyesinden yüksekte olduğu sürece ödemler hızla azalır; normal yastıkla düz yatarsanız ödemin arttığını göreceksiniz. Ödemi daha çabuk geçirmek için kullanılan bir ilaç yoktur. Yalnızca ilk gün etkili olmak üzere gözkapaklarının üzerine buz uygulanabilir; fakat buz uygulamasının ilk günden sonra faydası yoktur.
Ameliyattan sonra dikiş hatları üzerine ince bantlar ile yapılan pansuman görüşünüzü etkilemez (yine de ameliyattan hemen sonra otomobil kullanmamanız önerilir). Ertesi sabah kontrole gelmek üzere hemen evinize dönebilirsiniz.
Taburcu olurken ağrı kesici, antibiyotik ve gözlerde yanma, batma, kuruluk gibi problemlere karşı bir göz damlası reçete edilir.
Gözlerinizde beklenenden fazla şişlik, morarma olduğu takdirde doktorunuzu aramalısınız. Ameliyattan sonra televizyon seyredebilirsiniz fakat televizyon ışığı rahatsız ederse arada bir gözlerinizi dinlendirmeniz önerilir.
Ameliyattan sonraki 1-2 hafta içinde güneşe güneş gözlüğü olmadan çıkmamanız önerilir. Bunun dışında 2 hafta kadar lens takmamanız da faydalı olacaktır.
Bir hafta sonunda dikişleriniz alınır, ödemleriniz azalır ve 10 gün içinde normal günlük yaşantınıza dönebilirsiniz. Dışarı çıkacağınız zaman güneşten korunmak için bir güneş gözlüğü takmanız önerilir. Güneşten korunmalısınız çünkü güneş, gözaltlarında oluşan morlukların geçmesini güçleştirir. Doktorunuza danışarak bu morlukları saklamak için erken dönemde makyaja başlayabilirsiniz.
İlk bir iki hafta içinde alkolden, sigaradan ve ağır egzersizden, spor karşılaşmalarından uzak durmanız önerilir. Alkol, operasyon yerinde su tutulmasına yol açar ve ödemi artırır, sigara ise o bölgedeki kan akımını ve yara iyileşmesini bozar.
Aradan birkaç hafta geçince dikiş hattındaki pembeliğin hızla solduğunu ve izin iyice belirsizleştiğini göreceksiniz. Ameliyatın sonuçları uzun yıllar sürer, hastaların çoğunda hayat boyu tekrar ameliyata gerek görülmez.
Bilinçli yapıldığında, gözkapağı estetiğinde komplikasyon son derece nadirdir. Ameliyattan sonra göz çevresinde morluk ve şişlik oluşumu, bir süre bulanık görme (ameliyatta göze sürülen pomada bağlıdır) beklenen şeylerdir.
Estetik göz cerrahisinde tekrar ameliyat gerektirebilecek bir sorun ektropiyon'dur. Ektropiyon, alt göz kapağının tam kapanmayı önleyecek tarzda hafifçe (sarkması) dışa dönmesidir ve genellikle ödeme ve alt gözkapağından gereğinden fazla cilt çıkarılması sebebiyle oluşur. Bir süre masaj, ince bir bant ile destek yapılması gibi önlemler ektropiyonu düzeltmezse, revizyon ameliyatı gerektirebilir. Bu tarz problemler genellikle üst gözkapağında görülmez.
Enfeksiyon oluşma riski çok çok düşüktür. Kanama ise özellikle alt gözkapağı estetiğinde görülebilir. Bu yüzden alt gözkapağından torbalaşmaya yolaçan yağ dokusu alınırken oluşan ufak kanamalar koter cihazı ile durdurulur.
Gözkapağı estetiği gözün görmesini etkilemez, çünkü yapılan ameliyat göz küresi ve göz yuvasının dışında, gözkapağındadır; yani cilttedir. Fakat bazı sistemik rahatsızlıkların gözkapağı estetiğinde komplikasyon riskini artırdığı unutulmamalıdır. Bazı tiroid rahatsızlıkları, gözlerde kuruluğa yolaçan hastalıklar, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı var ise bu hastalıklara yönelik tetkikler de yapılmalı, hasta bu rahatsızlıkların gözlerde yolaçabileceği komplikasyonlara karşı bir göz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Bu yüzden bu ameliyatı olmayı düşünüyorsanız doktorunuza tüm rahatsızlıklarınızı ve aldığınız ilaçları bildirmeyi unutmayın.
Bir firma ancak Allergan kadar şanslı olabilir. Bildiğiniz gibi Allergan firması Botox u üreten firma. Bu firmanın kullanıma yeni sunduğu bir ürün var ki, sanırım botox kadar ses getirecek. Allergan için şanslı diye bahsetmemin sebebi ise Latisse adlı bu ürünün tamamen tesadüfen bulunmuş olması. Latisse adlı bu damla, yanlış hatırlamıyorsam göz tansiyonu gibi bir rahatsızlık için denenirken uzmanlar, hastaların kirpiklerinde uzama olduğunu farkediyor. Sonunda dünyanın ilk kirpik uzatan damlası üretilmiş oluyor: Latisse.. Latisse nin şu an için muadili yok ve sanırım patent kanunları sebebiyle bir kaç sene daha üretilmesi ve satışa sunulması mümkün değil. Bana çok sorulan Latisse nin bir firma tarafından Türkiye ye getirilmesini ümid ediyorum..
Latisse yi ilk deneyen kişilerden birisi ünlü oyuncu Brooke Shields imiş.. Firma, ürünün reklamı için Brooke Shields ile anlaşmış.. Firmanın web sitesinde, Brooke Shields in kirpiklerindeki uzamayı görebilirsiniz, tıklayın. Bu arada Latisse nin FDA onayını aldığını da eklemeliyim..
Latisse nin tanıtım filmi: |
Ameliyatınızla ilgili herhangi bir sorununuz olduğu taktirde ilk olarak kendi doktorunuza başvurunuz. Estetik ameliyat olmuş ve ameliyat sonucunda pürüzler olan hastaların en sık yaptıkları hata, kendi doktorlarına kontrole gitmemeleri; başka bir doktora başvurmaları ve sabırsız olmalarıdır.
Her ameliyatın kendine göre bazı riskleri vardır ve ameliyat sonunda bazı istenmeyen sonuçlar, pürüzler oluşabilir. Genellikle bu pürüzler, ufak revizyonlarla düzeltilebilecek sorunlardır. Unutmayın ki estetik cerrahide, canlı dokulara şekil verilmektedir ve ameliyatın sonucu genellikle tüm şişlikler inip, dikişler iyileşmeden görülemez. Bu iyileşme süreci, yerine göre 1-2 ay ile 1 yıl arasında bir zaman alır. Bu yüzden ameliyatınız sonunda pürüz kaldıysa öncelikle ameliyatınızı yapan kendi doktorunuza başvurun ve sabırlı olun.
Revizyon ameliyatlarını yapmak için o bölgede iyileşmenin tamamlanmasını beklemek gerekir. Bu yüzden sabırlı olun. Mutlaka kendi doktorunuza kontrole gidin ve iletişiminizi kesmeyin.
Ameliyattan önce ameliyatınız hakkında bilgilenin; ameliyat günü cesaretli olun; ameliyattan sonra sabırlı olun..