Op. Dr. Oytun İdil - www.kozmetikcerrahi.com

YOLDA BAŞIMA BUNLAR DA GELDİ..

"MERHABA. BURADA TÜRKÇE KONUŞAN BİRİLERİ VARMIŞ?"

Güneye giderken gemideki tek Türk olduğumu biliyordum, çünkü önceden kontrol ettirmiştim. Benimkinden önceki seferlerde Türkler vardı ama benim katıldığım seferdeki tek Türk bendim. Yine de büyük bir sürpriz yaşadım. Bir gün seminer salonunda semineri beklerken biri masama yaklaştı ve son derece akıcı bir Türkçeyle aynen şöyle dedi: 'Merhaba, burada Türkçe konuşan birileri varmış..' Başımı kaldırdım, devlet bahçeliye benzeyen biri.. Kısa bir şok yaşadım. Meğer Zakir bey ve eşi Mahire hanım, aslen Tatar'mışlar. 1960'lı yıllarda Türkiyeye gelmişler ve yıllarca Ankara'da yaşamışlar. Sonra A.B.D. ye göç etmişler. Şu anda Teksas'da yaşıyorlarmış. Gemiye bindiklerinde Türkiye'den kimse var mı diye yolcu listesini kontrol ettirmişler ve beni bulmuşlar. Gerçekten çok hoş bir sürpriz oldu bu benim için..

south pole

BUENOS AİRES HAVAALANINDA BENİ TERÖRİST SANDILAR!

Buenos Aires havaalanında, dönüş günü tüm yolcuların pasaportları kontrol edildi, herkes pasaport kontrolü geçti, beni bir kenara ayırdılar. Bayan memur, pasaportumu aldı ve beklememi söyledi, gitti.. Bekle, bekle, gelmez.. En az yarım saat bekledim. Gerçi beni neden beklettiklerini biliyordum. Pasaportumda öyle bir fotoğraf var ki, resmen ben El-kaide militanıyım, ben canlı bombayım diyor. Öyle kötü bir fotoğraf olmuş yani.. Yüzde yüz, pasaportumdaki fotoğrafımı görünce memur bayan kimliğimi daha ayrıntılı incelemek istedi. Yine de bu kadar uzayacağını tahmin etmemiştim. Sonra geldi, pasaportumu verdi. Bir problem olup olmadığını sorduğumda da 'yok bir şey, rutin kontroller' dedi. Yok artık!

south pole

PARİS DE GAULLE HAVAALANINDA ZENCİ GÖREVLİ BANA ZENCİ MUAMELESİ YAPTI!

Fransadaki bu zencilerden illahlah kardeşim! İnsanı zorla ırkçı yapacaklar! Arjantin-Paris uçağı rötar yapmış, Paris'e geç inmişiz, İstanbul uçağına yetişmeye çalışıyorum. Her zamanki gibi kapı numaraları değişmiş. Bir memura yol sordum. Acelem olduğunu, uçağı kaçırmak üzere olduğumu, uçağımın kapı numarasını söyleyip nereden gidebileceğimi sordum. Herif (zenci!) bana 'good afternoon sir.' diyor sakin sakin.. Bir kaç kez daha sordum, herhalde anlamadı diye.. Her seferinde aynı şey: 'good afternoon sir.'... Adam güya bana medeniyet öğretiyor, demek istiyor ki, sen de bana 'good afternoon.' de, konuşmaya başlayayım diyor.. Uçağı kaçırmak üzereyim, bu zenci, bana zenci muamelesi çekiyor. Yok böyle bir şey! Bu medeniyet değil, züppelik. Böyle sempati falan toplayamazsın, olsa olsa züppe Fransız zencilerden nefret ettirirsin.. ki bunlardan çok var Fransa'da. Sonunda elemana kapı numarasını bir daha sordum; cümleye 'good afternoon' diye başlayarak.. Nihayet cevapladı zibidi.. Uçağa ucu ucuna yetiştim.

south pole

Güney kutbu anasayfasına gitmek için tıklayınız..