Sabah bir ara 'Beluga' alarmı verildi. Geminin yanından 5 adet Beluga (beyaz balina) geçiyordu. Az çok resimleyebildik. Beluga balinaları, arktik bölgede görülmesi en zor canlılardan. Buna rağmen 5 tanesini birden görmek piyangonun vurması gibiydi..
Allaam nedir bu başımıza gelenler yahu? Neredeyse gezinin başından beri bir sistir gidiyor. Sabah o kadar yoğun sis vardı ki, bu kadarını Zonguldakta bile görmemiştim.. Sis yüzünden bugünkü helikopter uçuşlarının biri iptal edildi. Öğle yemeğinden sonra Markham Strait denen bölge üzerinde helikopter uçuşu yapılacaktı, iptal edildi. Sadece yemek öncesi Champ adasına götürüldük. Adada 2-3 saat vaktimiz oldu gezi için. Bu ada da, diğer onlarca Franz-Joseph adaları gibi çorak; ama yine de üzerinde küçük bitkiler, çiçekler ve liken toplulukları yetişiyor.. Buranın en büyük özelliği doğal olarak şekillenmiş küre şeklindeki kayaları. Bu kayaların üzerinde turuncu renkli bazı alanlar var. Uzaktan bakınca turuncu boya püskürtülmüş sanabilirsiniz ama değil, bu renkli alanlar aslında Liken oluşumları. Bu likenlerin, kayaların üzerinde gelişmesi için yüzyıllar geçmesi gerekmiş. İnanılmaz ama ekspedisyon sırasında bir devlet görevlisi bulunuyordu ve özellikle turuncu likenlere dokunmamamız ve çiçeklere basmamamız konusunda sık sık uyardı bizi. Gülle şeklindeki kayalarla resim çektirenleri sık sık likenli alanlara yaslanmamaları için uyardı.
Champ adasında ufak bitki ve liken toplulukları yetişiyor. Bu küçük bitkilerin bile gelişimi yüzyıllar alıyor; bu yüzden bu bitkilere mümkün olduğunca basmamamız ve zarar vermememiz için uyarıldık...
Champ adasının kıyı bölgesinde sık sık balina kemiklerine rastlanıyormuş. Önceki gezilerde de böyle kemiklere rastnanılmış. Biz de bir iki kemiğe rastladık. Sanırım burası ölmeye yakın balinaların kıyıya vurdukları yerlerden..
Birinin bu kutup ayısı meselesine bir çözüm bulması gerek. Gezi boyunca giderken 2, dönerken 2 olmak üzere toplamda 4 kutup ayısı gördük (aslında 7 ayı görülmüş ama ben sadece dördüne sahit oldum) ama bunların hepsi biz gemideyken buz üzerinde ve çok uzakta görülen kutup ayılarıydı. Zar zor resimleyebildik, videolarını çektik. Bugün Champ adasında iken ne olmuş dersiniz? Bir grup sahile yakın dolaşırken bir anda 15-20 metre ilerilerinden, denizden bir kutup ayısı çıkmış. Grup, feryat figan kaçarken bağırtıları duyan korumalar işaret fişeklerini ateşleyerek kutup ayısını kaçırmışlar. Olayı yemekte duyduk. Her akşam bizimle aynı masada yemek yiyen çiftin başına gelmiş bu olay. Resim çektiniz mi diye sorduk; resmi, videoyu bırakın, arkalarına bakmadan kaçmışlar. Allahtan korumalar yetişti diyorlar. Tur boyunca gördüğümüz kutup ayıları hep çok uzaktı, şikayet ettik; kutup ayısı hemen ayağımıza geliyor, arkamıza bakmadan kaçıyoruz. Bu işe bir çözüm bulmak şart. Sonuçta, doğru düzgün bir kutup ayısı resmi çekebilmemiz için bizim gemi güvertesinde, ayının da buz üzerinde olup gemiye yaklaşması gerekiyor. Ölme eşşeğim ölme.. Diğer yandan, bu hayvan bize yaklaşıyorsa 'Merhaba, hoşgeldiniz' demek için yaklaşmıyor. Karnımızı deşip, bizi parçalara ayırdıktan sonra yemek için yaklaşıyor. Buraları görseniz, hayvana hak verirsiniz. Onlarca Franz-Joseph adasında havuç bile yetişmiyor. Canlı hayvansa hiç görmedik. Doğal olarak kutup ayıları da sadece besin arıyor. Bu gibi ekspedisyonlarda korumaların olması da şart; ama bir şekilde bu hayvanları rahatça resimleyebilmenin de bir yolunu bulmak lazım.
Helikopterle gemiye dönüş: Bakın bakalım kaç dakika tutuyor...
Ada ekspedisyonundan ve öğle yemeğinden sonra gemi ufak ufak demir aldı. Ben de fırsattan istifade havuza indim. Hemen bilgi vereyim, havuz geminin en alt kısmında bulunuyor ve gemi buzları kırarak yolalırken sarsıntı ve sesleri en fazla burada hissediyorsunuz. Havuza girdiğimde öyle bir gürültü koptu ki az daha havuzun suyu sayemde kirleniyordu, yani öyle diyeyim. Bu arada havuzun suyunun deniz suyunun arıtılması ile oluşturulduğunu belirteyim. Su, oldukça tuzlu. Kuzey kutbu noktasında denize girmemiştim ama havuza girerek bir anlamda arktik sularda da yüzmüş oldum.. Su ısıtılıyor ama yine de sıcak diyemeyiz. Ayrıca gemi buzları kırarak gidiyorsa havuzda yüzmek son derece rahatsızlık verici; kopan gürültü ve sarsıntılardan havuzda yüzmenin keyfine varamıyorsunuz..
Havuz faslından sonra kısa bir süre geminin güvertesine çıkayım dedim, baktım yine küçük bir kokteyl veriliyor. Sıcak kakao, rom ve içine bir adet yumuşak şekerleme. Harika oluyor. Bu neyin kutlaması diye sormadım artık, bu gemide öksürseniz kutlama yapılıyor, içkiler dağıtılıyor..
Akşam yemeğinden sonra hemen odama çekildim. O kadar yorulmuştum ki, kutup ayıları güverteyi bassa odamdan çıkmam diyordum. Büyük konuşmamak lazımmış. Odama geldim, üstümü değiştirdim, tam yatıcam, bizim meşhuuur ekspedisyon lideri Jan, bir anons yaptı yine: 'Sayın konuklar Avusturya kanalını geçiyoruz ve tam geminin burnunda Wilczek adası ve buzulunu görebilirsiniz. Kaptan mümkün olduğunca buzula yaklaşacak'.. Yemin ediyorum, yerimden kımıldamaya niyetim yoktu ama lombozdan bakınca bi 'HASSTTRR!' deyip 3 saniye içinde yine kalın kıyafetlerimi giyip kameramla güverteye fırlamışım.. Bu gezide kutup ayıları dışında en fazla görmek istediğim şeyler dev aysbergler, dev buzullardı.. ve karşımdaki manzara şöyle idi:
Özellikle şu aşağıdaki videoda görülen buzun rengini kendi gözlerinizle görmenizi isterdim. Bence gerçek rengi çektiğim Full HD videoda bile gerçeğinden farklı çıkmış. İnanılmaz güzel bir camsı, kristal turkuaz rengi vardı.. Hipnotize edici!!
Wilczek buzulundan ayrılış..
Bu bölgedeki kuşlar enteresan. Su üstünde dolanırken balıkları gözlerine kestiriyor, sonra direkt suya dalıp su altında kanat çırparak balıkları avlıyorlar.. Hemen alttaki videoda su altında nasıl kanat çırptıklarını görebilirsiniz...
Ziyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸