Üzülerek dün gece dönüş yolculuğuna başladık. Gece (hava yine de aydınlık) güvertede dolaşırken bir şey dikkatimi çekti, kamaraların yarısında lombozlar açık yada aralık bırakılmıştı. Bu tura katılanlar cidden soğuğu seven insanlar. Sıcaklık 0-2 derece arasında ve insanlar lombozlarını açık bırakıp yatıyor.. Ohhh, serin serin!! Dönüş yolunda yine bir sistir bastırdı.. Hava da kapalı..
Bugün kaptan, benimde dahil olduğum bir grup yolcuyu toplantı odasında kabul etti. Hepimizle tek tek tanıştı ve sorularımızı cevapladı. Bu sırada yine poğaça börek ve şarap ikram edildi. Bu gemide kesinlikle yiyecek ve içecek sıkıntısı yok. Her fırsatta birşeyler ikram ediliyor. Kaptan, enteresan şeyler anlattı. Mesela küresel ısınma sebebiyle kuzey buz denizinin eridiği söyleniyor; hatta tam kutup noktasında bunu gözlerimizle gördük, yer yer erimeler vardı heryerde; ama kaptana göre seneden seneye bir azalma dikkatlerini çekmemiş. Kaç tane nükleer buzkıran gemisi olduğu soruldu. Şu an nükleer buzkıran gemisine sahip tek ülke Rusya imiş ve halen faal 5 nükleer buzkıran gemisi varmış; bir tane de yedekte tutuluyormuş. Şu an bindiğimiz '50 years of Victory' gemisi, (inşasına 1987 de başlanmış) 2007 de bitirilmiş. Geminin toplam ağırlığı yüklü halde 25.000 ton imiş (motor gücü 75.000 beygir). Tur firması bu buzkıran gemilerini Rus hükümetinden kiralıyormuş. Bir önceki kullanılan gemi olan 'Yamal' ile 2 yıl önce çıkılan bir seferde tam kutup noktasına gelindiğinde, buzu kırıp yüzeye çıkmış Amerikan nükleer denizaltısıyla karşılaşmışlar. Her iki taraf ta bu tesadüfe çok şaşırmış. Gemi ile ilgili ilginç bir anısı sorulduğunda geminin adı ile ilgili bir hikaye anlattı. Geminin adı önceleri farklıymış, geminin suya indirilmesine yakın ismi değiştirilip '50 years of victory' konmuş. Geminin dış kısmına ismi yazılacağı zaman bir yanlış anlama sonucu işçiler geminin adını '60 years of victory' yazmışlar. İş bittikten sonra geminin adını görenler şok olmuş. Daha sonra isim düzeltilmiş. Kaptanla tanışma kokteylinin yapıldığı bu odada daha önce çok üst düzey rus yetkililer ağırlanmış. Örneğin aşağıdaki resimde beyaz gömlekli Mr. Roman'ın (Avustralya) oturduğu koltukta daha önceleri bir resmi resepsiyonda Putin konuk edilmiş.
Kaptana bu gemilerle ilgili efsane gibi dolaşan söylentiyi de sorduk: 'Nükleer reaktörlü gemiler sıcak sularda dolaşabilir mi, dolaşamazlar mı?'. Bu gemiler tamamen soğuk sularda çalışmak üzere yapılmışlar. Nükleer reaktörlerin soğutulması için mutlaka soğuk deniz suyu gerekiyor. Dolayısı ile ekvatora doğru yaklaşıp akdenizde seyretmeleri mümkün değilmiş. Kaptan sorularımızı yanıtladıktan sonra dilersek birlikte resim çektirebileceğimizi söyledi. Artık bu üçüncü mü oldu dördüncü mü hatırlamıyorum ama yine de kaptanla bir resim daha çektirdim...
Geminin güvertesinde 3-4 tane dev pervane bulunuyor. Bunların gizemini de bugün çözmüş bulunuyoruz. Kaptana hiç tehlikeli bir olay başınıza geldi mi diye soruldu. O da başlarına gelen en kötü olayın pervane kırılması olduğunu söyledi. Gemi buzu kırıyor, bana mısın demiyor ama bazen kalın buz tabakaları pervaneleri zorlayıp kırılmalarına yolaçabiliyormuş. Bu durumda geminin limana çekilip pervanesinin onarılması çok vakit alıyormuş. Bu yüzden güvertelerde 3-4 tane yedek pervane tutuyorlar. Gerek olduğunda kırık pervane demonte edilip yerine yenisini takabiliyorlarmış. Bu işi arktik sularda bile yapabilecek dalgıçlar varmış mürettebat arasında. Benim tahminim bu pervanelerin her birinin en azından 10 ton olduğu.. Bunları suya nasıl indiriyorlar, nasıl kırık olan sökülüp yenisi takılıyor, sormadık artık..
Aslında bugünün olayı, tur lideri Jan'ın yöneteceği açık artırma idi. Çok az görüntü alabildim; çünkü yukarıda gördükleri her eli artırma olarak kabul edeceklerini söylediler. Jan, müthiş bir eleman. Adam, aramızdaki fabrika sahiplerini, işadamlarını, rus mafya babalarını isim isim öğrenmiş. Dersine iyi çalışmış. Satılan şeyin fiyatını artırmak için inanılmaz atraksiyonlar yaptı. Espri ardına espri patlattı, aramızdaki en zenginlere isimleri ile (ve sık sık kendi dillerinde hitap ederek) seslendi. Örneğin kaptanın şapkası satılıyordu. Hemen gözüne kestirdiği Srilanka lı bir iş adamına gönderdi şapkayı ve başına koydurarak denetti.
Şapkayı ve şapka ile birlikte gemiyi 2 saatliğine idare etme yetkisini aramızdan bir İtalyan yaklaşık 20bin Euro'ya aldı.
Tayvanlı grup enteresandı. Bir iki şeyi oldukça yüksek fiyat vererek grup olarak aldılar (parayı aralarında toplayıp alıyorlardı).
Geminin seyir rotasının işleneceği, arktik bölgeyi gösteren harita ise rus mafya babalarına rekor fiyatla satıldı: 24.000 Euro!! Eğer ileride bu geziye katılmayı düşünürseniz ve kutup dönüşü yapılan bu açık artırmada bir şeyler alırım diyorsanız, yanınızda ekstradan bir 15-20bin euro getirin; benden söylemesi.. Bir de Jan, enteresan bir şey anlattı, geçen sene geminin seyir haritasını Tayvanlı grup almış ve haritayı kopyalatmışlar, böylece her biri aynı haritadan bir tane almış olmuş. Hemen, sağda solda 'Tayvanlılardan beklenir, herşeyi kopyalıyorlar' şeklinde konuşulmaya başlandı...
Bu açık artırmanın tüm gelirinin kutup ayılarının korunmasını sağlamaya çalışan uluslararası bir kuruluşa verileceğini de belirtmeliyim..
Akşam gala yemeği yapıldı. Yolculara özellikle şık giyinmeleri söylendi; ama benden size tavsiye: bu tur sırasında üzerinizden kalın parka ve termal kıyafetleri eksik etmeyin; başka da bir şey giymeyin. Hatta odanızda duş alırken bile duşu kısa tutun; çünkü her an fotoğraf makinanız ve dürbününüzle geminin güvertesine fırlamanız gerekebilir. Seyir sırasında sık sık böyle alarmlar verildi. 'Balinalar gelişimizi kutluyor, sayın yolcular. Geminin sağında ve solunda balinaları görebilirsiniz..' yada 'Sayın yolcular, şu an geminin burun kısmına yakın saat 11 hizasında, buz üzerinde bir kutup ayısı tespit edilmiştir. Fotoğraflamak isteyen yolcularımızı güverteye davet ediyoruz. Gemi mümkün olduğunca çabuk durdurulacaktır' şeklinde. Gala yemeğinden hemen sonra da yine bir kutup ayısı alarmı verildi. Bu kez 2 ayrı kutup ayısı birden geminin çevresindeydi. Gala yemeği için takım giymiş olan Finlandiyalı arkadaşımız o elbiselerle dışarı çıkmak zorunda kaldı. Zar zor kutup ayılarını resimledikten sonra bu kez Finlandiyalı arkadaşımızı resimledik. Demek ki neymiş: bu turda termal kıyafetler ve kalın parka ile her an güverteye fırlamaya hazır bekleyeceksin.
Resepsiyona, bu tura katılan ilk Türk olup olmadığımı sormuştum. Firmaya haber verip geçen yılların yolcu listelerini kontrol edeceklerini söylemişlerdi. Cevap gelmiş: 11 yılda 4bin civarında kutup turistini kuzey kutbuna taşımışlar ama, daha önce bu tura hiç bir Türk katılmamış, ben ilkmişim. Benden başka Finlandiyalı yolcu ve Sri-lanka'lı yolcu da bu geziye ülkelerinden katılan ilk yolcularmış.. Bana bu konuda ayrı bir sertifika vereceklerini söylediler..
Dönüş yolu:
Kahretsin! Yemekler her zaman mükemmeldi..
Ziyaretçilerim hangi ülkelerden (son 24 saat):
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸