ERKEK HASTALARA DAHA FAZLA BOTOX UYGULANMASI GEREKTİĞİ BİLDİRİLDİ (29.12.2007)
Son yıllarda erkek hastaların botox a olan ilgisinin artması yeni bir duruma dikkatleri çekiyor. Erkek hastalarda, kadın hastalardaki gibi sonuç alabilmek için daha fazla botox kullanmak gerekiyor. Dermatologic Therapy dergisinde çıkan bir makalede bu konu incelenmiş ve erkek hastaların mimik kaslarının daha güçlü olduğu, kadınlarda uygulanan doz kadar botox yapıldığında erkek hastaların genellikle ek bir doz yaptırmak için kliniğe geri geldikleri belirtilmiş. Bu yüzden erkek vakalarda ilk uygulama sırasında dozun kadınlara göre biraz daha fazla tutulması önerilmiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
EV YAPIMI STRESS TOPU! (26.12.2007)
Bu bence müthiş bir buluş, tamamen insan doğasına uygun ve kesinlikle işe yarayacağını düşünüyorum. Birisi yememiş içmemiş, oturup bunu dizayn etmiş: göğüs şeklinde, jelden oluşan bir stres topu. Hangi erkek, stres atmak için bununla oynamayı istemez. Tek kusuru daha çok erkeklerde işe yarayacak olması (bazı bayanlarda da işe yarayacağını düşünüyorum). Bunu evde nasıl yapabileceğinizi aşağıdaki linkten öğrenebilirsiniz.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız, stres topunun nasıl yapıldığını öğrenmek için tıklayınız.
FRANSIZ IPSEN VE AMERİKALI ORTAĞI MEDICIS, RELOXIN (DYSPORT) İN KOZMETİK AMAÇLI KULLANIMI İÇİN FDA YA BAŞVURDUKLARINI AÇIKLADI (07.12.2007)
Bilindiği gibi Fransız İpsen firması, bir botulinum toksin ürünü olan Dysport u (İngiltere laboratuarlarında) üretiyor ve bu ürünü Japonya, Kanada ve Amerika birleşik devletlerinde Reloxin adı ile satıyor. Dünya genelinde 21 ülkede estetik amaçlı uygulama onayı bulunan Dysport, ülkemizde de kullanılan bir ürün, fakat ülkemizde daha çok nörolojik rahatsızlıklar için kullanılıyor. İpsen ve Amerikalı ortağı Medicis, Reloxin in kozmetik amaçlı kullanımlarının onayı için FDA ya başvurduklarını duyurdular. Ürün için 10 ay sürecek bir araştırma-inceleme sonunda FDA nın bir karara varması bekleniyor. GÜNCELLEME: Bu güncelleme Reuters haber ajansından alınmış. Son habere göre FDA, Medicis in başvurusunu reddetmiş ve Reloxin e kozmetik amaçlı kullanımlar için onay verilmemiş. FDA onayının reddinin, FDA yı bilgilendirme eksikliğinden kaynaklandığı ve geçte olsa Reloxin için sonunda FDA onayı alınacağı bildirilmiş. Yine de Amerikada bu gibi bir söylenti bile çıksa firmaların hisse değerleri anında düşüyor, nitekim bu açıklamadan hemen sonra Medicis in hisseleri 15% değer kaybetmiş. Bu haberin ayrıntısı için tıklayınız.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
JUST GOT EM!: MEME BÜYÜTME AMELİYATI SONRASI, GEÇMİŞ OLSUN HEDİYESİ PAKETİ (!!) (15.11.2007)
Oldukça yaratıcı bir fikir, ama ne kadar sattığını merak ediyorum doğrusu. Bu bir geçmiş olsun hediye paketi. Bir arkadaşınız meme büyütme ameliyatı geçirmiş ve siz de hastaneye (yada evine) geçmiş olsuna gideceksiniz. Bu paketlerden bir tane alıyorsunuz ve arkadaşınızın o an ihtiyaç duyduğu her şeyi içeren bir paketi hediye olarak götürüyorsunuz. İçinde ise şunlar bulunuyor:
Ameliyat öncesi ve sonrası gerekenler listesi
Dikiş izlerinin daha silik olması için silikon sheet
Sıcak-soğuk kompresler
Ameliyatlı bölgeyi silmek için özel sabunlu-dezenfektanlı silme bezi
Meme uçları için özel ped
Victorias secret yada La Senza hediye çeki (ameliyat sonrası, seksi bir sütyen yada body almak için)
Önden fermuarlı, rahat giyilip çıkarılabilen ince bir mont
İyileşme döneminde giymek üzere, soğuk yada sıcak kompres için cebi olan sütyen benzeri bir kıyafet
just got em T-shirt ü.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
HASTALARINA FDA ONAYI OLMAYAN BOTULINUM TOKSİN UYGULAYAN DOKTOR GÖZALTINDA (15.11.2007)
Amerika da bir doktor FDA onayı olmayan botulinum toksin kullanmak suçu ile gözaltına alındı. Dr. Mark Van Wormer, muayenehanesinde hastalarına Botox® un reklamını yaparken, uygulama sırasında FDA onayı olmayan, diğer markalardan bir ürün (Estetox®, Dysport®, Refinex® yada Prosigne® olabilir) kullanıyor imiş. Bu ürünlerin hepsi de aynen Botox® kadar etkili olmasına rağmen, Amerika da FDA onayı olmayan bir ürünü kullanmak suç. Bildiğim kadarı ile Botox® dışında bu sene Dysport® da FDA onayını aldı (yada almak üzere). Dr. Mark Van Wormer in botulinum toksin uyguladığı 120 hastanın hiç birinde bir sorun yaşanmamışken, sadece FDA onayı olmayan bir ürünü kullanmanın ona 3 yıl hapis ve 250.000 dolar para cezasına mal olabileceği söyleniyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
DEĞİŞİK BİR DÖVME STİLİ: KÖRLER İÇİN BRAİLLE DÖVME (15.11.2007)
Bu aslında bir dövme yönteminden çok vücut modifikasyonu yapılırken vücuda yerleştirilen implantlara benziyor. Burada cilt altına çok küçük titanyum yada cerrahi çelikten implantlar, aynen körlerin Braille alfabesindeki harfler gibi yerleştiriliyor. İmplantlar ciltten kabarık olduğu için kör bir kişi eli ile dokunarak burada ne yazdığını okuyabilir. Bu aslında bir sanat çalışması. Berlin güzel sanatlar fakültesinden Klara Jirkova nın bir çalışması. İlginç bir çalışma.. Klara Jirkova yı gelecek İstanbul bienaline bekliyoruz.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
BEŞ DOLARA AMELİYATSIZ YÜZ GERME (15.11.2007)
Sadece 5 dolara, ameliyatsız yüz germe, alın germe, kaş kaldırma.. Yüzün bazı noktalarına yapıştırılan özel bantlarla (evet, şaka değil gerçek) yüz germe etkisi sağlandığı söyleniyor.. Bant kopana kadar işe yarayabilir..
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
DERMALIVE ADLI DOLGU MADDESİ DEFORMİTELERE YOLAÇABİLİYOR (15.11.2007)
Yurtdışında bir çok hastanın Dermalive adlı dolgu maddesini yaptırdıktan sonra o bölgede ciddi deformite ve estetik pürüzlerle karşılaştığı bildirildi. Hatta, internet haber sitelerinde bazı hastaların Kanada sağlık bakanlığı aleyhine ve Dermalive ı temin eden firmaların aleyhine bu konuda dava açtıkları yazılıyor. Kanada sağlık bakanlığı, Dermalive adlı dolgu maddesine güvenli olduğu gerekçesi ile 2003 yılında onay vermişti. Bilindiği gibi Dermalive adlı dolgu maddesi hyaluronik asit içinde acrylic hydrogel partikülleri içeren uzun etkili bir dolgu maddesi. Dermalive ın kullanımı şu an Amerika ve Fransa da askıya alınmış durumda. Ayrıca şu an Dermalive ın resmi Kanada sitesi olan http://www.dermalive.ca sitesine ve ürünün üreticisi olan Dermatech sitesine (http://www.dermalive.de) ulaşılamıyor; Vivierskin firmasının (Dermatech ile birlikte diğer üretici firma) web sitesinde (http://www.vivierskin.com/) Dermalive hakkında bilgi bulunmuyor. Ürün hakkında daha geniş bilgiyi Dolgu maddeleri sayfamızda bulabilirsiniz.
PLASTİK CERRAHİ DÜNYASININ EN PRESTİJLİ ÖDÜLÜ THE MALINIAC LECTURE, PROF. DR. ONUR EROL A VERİLDİ. (10.11.2007)
Plastik cerrahi alanında dünyanın en önemli konferansında The Maliniac Lecture konuşmasını yapmak üzere ilk kez bir Türk doktoru seçildi.
Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği (ASPS) ve Amerikan Plastik Cerrahi Eğitim Vakfı (PSEF) tarafından her yıl ABD dışındaki ülkelerden, plastik cerrahi dalında üstün başarı ve saygınlık kazanmış tek bir doktora verilen Maliniac konuşmasını yapma onuruna ve konuşmanın akabinde takdim edilecek "The Maliniac Lecturer" ödülüne ilk kez bir Türk Plastik Cerrah layık bulundu.
Dünya çapında yüzlerce plastik cerrahın izlediği konuşma ve ödülün takdim edilişi Türkiye için büyük gurur kaynağı oldu. Prof. Dr. Onur Erol'un konuşmasını başından sonuna kadar takip eden cerrahlar, konuşma bitiminde Prof. Dr. Erol'u dakikalarca ayakta alkışladı. Yerli yabancı bir çok cerraha da ilham kaynağı olan Prof. Dr. Onur Erol, daha sonra cerrahların tebriklerini kabul etti ve herkesin takdirini topladı. Bu tabloyu heyecanla ve zevkle takip eden Türk plastik cerrahlar da hocalarını uzun süre tebrik etti. Törenin ardından Amerika'nın önde gelen plastik cerrahları, Prof. Dr. Onur Erol adına özel bir yemek düzenledi.
Plastik cerrahi alanında bugüne kadar kendi geliştirmiş olduğu ve de literatürde kabul görmüş olan 28 yeni tekniği, kazanmış olduğu uluslararası ödülleri ve üstün çalışmalarından ötürü Prof. Dr. Onur Erol, "2007 yılı Maliniac Konuşmacısı" seçilmeye tüm komite üyelerinin oy birliğiyle layık görüldü.
Dünyanın önde gelen yaklaşık 4 bin plastik cerrahının dinlediği 30 dakikalık bir sunum yapan Prof. Dr. Onur Erol, "Bir Plastik Cerrahın Gelişiminde Türk ve Batı Kültürünün Sentezi" başlıklı konuşmasında Türkiye'nin ve Türk plastik cerrahinin gelişimini, kendisinin bugüne kadar geliştirmiş olduğu tüm cerrahi teknikler ve yapmış olduğu çalışmalarını anlattı ve bu noktaya gelmesinde emeği geçmiş olan tüm kişilere teşekkürlerini sundu. Konuşmasının ardından, Maliniac Lecture Seçici Kurul Başkanı tarafından kendisine ödülü takdim edildi.
"The Maliniac Lecture" adını, plastik cerrahi tarihinde bir kilometre taşı olan ve Amerikan Plastik Cerrahi Derneği ve Plastik Cerrahi Eğitim Vakfı'nın kurucusu olan Prof. Dr. Jacques W. Maliniac'dan alıyor. "The Maliniac Lecture" 1979 yılından beri Amerikan Plastik Cerrahlar Komitesi üyelerinin oylamaları sonucu her yıl dünyanın farklı ülkelerinden aday gösterilen plastik cerrahlar arasından tek bir plastik cerraha veriliyor. "The Maliniac Lecturer" ödülünü, çalışmalarını Türkiye'de sürdüren bir Türk doktorun ilk kez alacak olması Türkiye sağlık sektörü açısından da büyük bir önem taşıyor.
Prof. Dr. Onur Erol, 26-31 Ekim tarihleri arasında ABD'nin Baltimore eyaletinde düzenlenecek olan "Plastic Surgery 2007" toplantısı kapsamımda, 30 Ekim tarihinde "Plastik Cerrahın Gelişiminde Türk ve Batı Kültürünün Sentezi" konulu konuşmasının ardından "The Maliniac Lecture" ödülünü aldı.
Ayrıntı için tıklayınız.
ÜNLÜ BREZİLYALI CERRAH BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİNE TRANSFER OLDU (10.11.2007)
Ünlü Brezilyalı plastik cerrah Luiz Toledo, Birleşik arap emirliklerine, Dubai de bulunan The International Modern Hospital a, plastik cerrahi bölüm başkanı olmak üzere transfer oldu. Bu haber The International Modern Hospital web sitesinde ve Dr. Luiz Toledo nun kendi web sitesinde eşzamanlı olarak duyuruldu. Dr. Toledo, daha önce de bazı sempozyum ve kongrelere katılmak üzere ülkemize gelmişti.
The International Modern Hospital web sitesi için tıklayınız.
Dr. Luiz Toledo nun kendi web sitesi için tıklayınız.
AMERİKA DA BİR PLASTİK CERRAH, BİR UYUŞTURUCU SATICISININ PARMAK İZLERİNİ DEĞİŞTİRMEKLE SUÇLANIYOR (10.11.2007)
Arizona da çalışan Amerikalı plastik cerrah Dr. Jose L. Covarrubias, jamaikalı bir uyuşturucu satıcısının el parmaklarındaki parmak izlerini, ayak parmaklarının parmak izlerini ele naklederek değiştirmekle suçlanıyor. Cerrah, her ne kadar ameliyat ettiği kişinin bir suçlu olduğunu bilmediğini söylese de, el parmak izlerini, ayak parmak izleri ile değiştirmek pekte normal ve sıradan bir ameliyat değil. Cerrahın 5 yıl hapis cezası alabileceği söyleniyor.
X300 CERRAHİ SİMULASYON SİSTEMİ TANITILDI (10.11.2007)
Cerrahi simulasyon sistemleri üreten bir firma olan Axis Three, plastik cerrahlar için yeni bir simulasyon sistemi ürettiğini duyurdu. Bu sistem meme estetiği sırasında cerraha yardımcı olmak üzere hazırlanmış. Çeşitli değerler (hastanın boyu, omuz genişliği, göğüs ölçüsü vs..) programa giriliyor, hastanın resimleri özel bir aparat ile çekiliyor ve böylece hastanın foto-gerçekçi bir 3-D modeli bilgisayarda oluşturuluyor. Yapılacak ameliyat bilgisayarda gerçekleştirilip sonucun nasıl olacağı bilgisayarda görülebiliyor. Hastanın görüntüsü 3 boyutlu olduğundan ameliyat sonucunu da değişik açılardan görebiliyorsunuz. Bu sistemin temelinde Siemens teknolojisi yeralıyor.
İlgili link için tıklayınız.
DOLGU MADDELERİ UYGUN ENJEKTE EDİLMEZSE CİLDE ZARAR VERİYOR (10.11.2007)
Fransız kozmetik cerrah Dr Daniel Marchac (daha önce Türkiye de plastik cerrahi kongremize katılmıştı kendisi) ın yaptığı bir araştırmaya göre kırışıklıkları gidermek için sık yaptırılan dolgu maddesi cilde zarar verebiliyor. Yalnız burada daha çok uygulama hatası olabileceğinin altı çiziliyor. Dermal dolgu maddelerinde tecrübesiz doktorların yaptıkları uygulamalarda çok yüzeyel yada cildin o bölgesinin alabileceğinden fazla dolgu maddesi enjeksiyonu ile ciltte kalıcı hasar oluşabileceği gösterilmiş.
NİP TUCK MY PHOTO! (29.10.2007)
http://www.niptuckmyphoto.com/ , yeni faaliyete geçen enteresan bir site. Buraya resimlerinizi gönderiyorsunuz, resimler üzerinde profesyonel grafik uzmanları bazı rötuşlar yapıyorlar ve estetik ameliyatla yada ameliyatsız yöntemlerle nasıl görüneceğinizi gösteriyorlar. Örneğin kaşlarınız sarkık, alında kırışıklıklar var, dudaklar ince bir de burun kemerli.. Resimlerinizi bu siteye gönderiyorsunuz, burun estetiği, botox, dudak dolgusu yaptırdıktan sonra nasıl görünebileceğinizi resimlerinizi rötuşlayarak size gösteriyorlar. Tabii ki bu hizmetler paralı; resimlerdeki tüm kusurların giderilmesi 50% indirimli olarak £40 ediyor...
İlgili link için tıklayınız.
ALLERGAN FİRMASI SAHTE BOTOX LARA KARŞI UYARIYOR (29.10.2007)
Botox® un üreticisi olan Amerikan Allergan firması, botulinum toksin yaptırmayı düşünenleri sahte botox ürünlerine karşı uyardı. Allergan firmasına göre tüm botulinum toksin uygulamalarının 5% i bu denetimsiz üretilen sahte botulinum toksin ürünleri ile yapılıyor. Bu ürünlerin Çin ve Kore üretimi olduklarını ve yapılan sahte botox uygulamalarının daha çok Hindistan ve Güney Amerika da yapıldığını belirtiyorlar. Bu ürünlerin prospektüslerinin genellikle okunamayacak şekilde Çince yazıldığı ve prospektüste ingilizce tercümenin bulunmadığı söyleniyor. Bu ürünler, orjinal botox a göre 40% daha ucuz oldukları için tercih ediliyormuş.
Burada şu noktayı vurgulamadan edemeyeceğim. Gerçekten orjinal botox kadar etkili olmayan, hatta hastanın hayatını tehlikeye atabilecek kadar tehlikeli sahte Çin yada Kore üretimi botox benzeri ürünler olabilir ama ciddi anlamda üretim yapan firmaların botulinum toksin ürünleri de var. Örneğin Çin üretimi olan Refinex, oldukça etkili -hatta Botox® kadar etkili- bir ürün. Refinex i sahte botox ürünleri ile bir sayamayız. Sonuçta günümüzde Botox artık piyasadaki tek ürün değil. Estetox, Dysport, Refinex gibi bir çok botulinum toksin ürünleri var; hatta Purtox gibi oldukça iddialı yeni botulinum toksin ürünleri de yakında piyasaya çıkacak. Daha geniş bilgi için Botulinum toksin uygulamaları sayfamıza bakınız.
Refinex in web sitesine gitmek için tıklayınız.
BEBEK EMZİRMEK GÖĞÜSLERDE SARKMAYA YOLAÇMIYORMUŞ! (29.10.2007)
Yeni bir bilimsel çalışmaya göre, bebek emzirmek göğüslerde sarkma gibi bir şekil bozukluğuna yolaçmıyor. Yale üniversitesinden Dr. Brian Rinker, bu araştırmasını Amerikan plastik cerrahi derneğinin Baltimore daki toplantısında sunmuş. Bu araştırmada daha önce bir yada daha fazla gebelik geçirmiş, daha sonra da meme estetiği ameliyatı olmuş 93 bayan değerlendirilmiş. Çalışmanın sonuçlarına göre göğüslerde sarkma, bebek emzirmekten, gebelikte alınan kilodan ve emzirmenin süresinden çok daha önceden gelen sigara içimi, daha önceden de kilolu olma ve gebeliklerin sayısı ile ilişkili.
Dr. Brian Rinker a ulaşmak için tıklayınız. Açılan sayfada SKYPE bağlantısı var. Amerikadaki mesai saatleri içinde ararsanız direkt kendisi ile telefonda görüşebilme imkanınız var.
NİP TUCK, BEVERLY HILLS E TAŞINIYOR... SENEYE.. (29.10.2007)
Bizde 4. sezonu Cnbc-e kanalında pazar geceleri saat 23:00 de (battlestar galactica nın ardından) yayınlanan Nip-tuck ın, yurtdışında 5. sezonu yayınlanıyor. Beşinci sezonda Mc Namara ve Troy, kliniklerini Beverly Hills e taşıyorlar ve rekabetin oldukça çetin olduğu kurtlar sofrasına adım atıyorlarmış. Biz malesef 5. sezonu ancak seneye izleyebileceğiz. İnternetten indiririm yada you-tube den seyrederim (hem de sansürsüz!) diyorsanız o başka tabii..
ŞİMDİ ELF KULAĞI MODA! (29.10.2007)
Yurtdışında bir cerrah isteyene elf kulağı yapıyormuş. Ülkemizde ki yüzüklerin efendisi fanlarına duyurulur. Yalnız ben yine de, insanı insan formundan çıkaran bu tür vücut modifikasyonlarını estetik cerrahiden saymadığımı belirteyim. Bu gibi girişimler estetik cerrahinin sınırları dışında kalıyor.
Vaka örneklerini görmek için tıklayınız.
YOK ARTIK DAHA NELER! CİLT GÜZELLEŞTİRİCİ SAKIZ, FUWARİNKA, JAPONYA DA SATIŞA SUNULMUŞ! (15.10.2007)
Kracie (crazy?) adlı bir Japon firması, cildi güzelleştirdiğini iddia ettikleri bir sakızı piyasaya sunmuşlar: FUWARİNKA! Bu sakız, güya bir çok anti-oksidan ve gülden elde edilen ekstratlar içeriyormuş ve çiğneyenlerin cildi güzelleşiyormuş, gençleşiyorlarmış. İnsanların vazgeçemedikleri ebedi güzellik arayışının istismarında son numara bence.. Bunu çiğneyenler internetteki forumlarda berbat bir tadı olduğunu belirtiyorlar. Ziyaretçilerimden rica ediyorum, bana bu gibi ürünleri nereden bulabileceğinizi sormayınız efendim. Fuwarinka (cilt güzelleştirici sakız!), F-cup (meme büyütücü kurabiyeler!) gibi ürünlerin haberlerini burada biraz da gülelim eğlenelim diye yazıyorum. Japonlar yapmış abi deyip geçiniz efendim.
İlgili link için tıklayınız.
ARTIK ÜLKEMİZDE DE ESTETİK CERRAHİ İÇİN KREDİ VERİLSİN! (04.10.2007)
Yurtdışında bazı kredi kartı firmaları sadece özel sağlık hizmetleri için kredi olanağı sunuyorlar, hatta daha önce bu bölümde duyurmuştum, Lübnanda bir banka sadece estetik ameliyatlar için kredi veriyor. CareCredit de bu özel hizmetlerden biri. Sadece estetik ameliyat, diş beyazlatma, lazerle göz tedavileri gibi bazı özel tıbbi girişimler için kredi sağlıyorlar. Bu uygulamanın en kısa sürede ülkemizde de başlatılmasını diliyoruz. Bu biraz haber gibi olmadı, dilek gibi oldu..
CareCredit için tıklayınız.
BODY WORLDS 2 SERGİSİ (04.10.2007)
Daha önce burada bahsettiğim (2007 haber arşivine bakınız) inanılmaz kadavra çalışmalarından oluşan body worlds sergisinin yenilenmiş hali body worlds 2 adı ile çeşitli büyük şehirlerde sergilenmeye devam ediyor. Aşağıda bu inanılmaz sergi ile ilgili bir videoyu izleyebilirsiniz. Gördüklerinizin hepsi (at dahil) gerçek kadavralar.
Sergi hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayınız. Bu haber yazıldığında sergi Amerika San Jose - Kaliforniya da olacak. İleride hangi şehirleri gezeceğini bu siteden (http://www.bodyworlds.com/en.html) öğrenebilirsiniz. Malesef serginin eylül 2008 e kadar programı belli ve Türkiyeye gelme gibi bir planları şimdilik yok.
BİR KOZMETİK CERRAH MÜKEMMEL GÖĞÜSLERİN FORMÜLÜNÜ BULDUĞUNU İDDİA EDİYOR (01.10.2007)
Bir kozmetik cerrah olan Patrick Mallucci, yüzlerce üstsüz modelin resimlerini incelemiş, ölçümler yapmış ve sonunda mükemmel göğüslerin nasıl olması gerektiğine dair bir teori ortaya atmış. Buna göre:
göğüs uçları hafifçe yukarıya dönük olmalı,
göğüslerin üst kısımları hacmen alt kısımdan daha küçük olmalı,
meme uçları, göğüslerin üst kısmından alt kısmına uzanan hat üzerinde üstten 45-55% lik nokta üzerinde bulunmalı (tam göğsün ortasında bulunmamalı, hafifçe ortanın yukarısında yeralmalı)
Bana göre ideal bir göğüs şekli kişiden kişiye değişir. Kimisi gerçekten çok küçük göğüslerden hoşlanır, kimisi çok iri göğüslerden; ama yabancı bir cerrahın bir makalesinde söylediği bir cümleyi hatırlatmak isterim: Güzel ve ideal bir göğüs nasıl olur görmek istiyorsanız bir playboy alın ve görün. Toplumların estetik anlayışı her devirde farklı olduğundan, en azından yaşadığımız dönemde genel olarak kabul gören ideal göğüs şeklini görmek için bu cerrahın dediği gibi bir playboy a göz atmak yararlı olacaktır. Bir 100 yıl sonra ise ideal göğüs anlayışı tamamen değişebilir, belki de 100 yıl sonra küçük yada sarkık göğüsler ideal kabul edilecek, bunu şimdiden bilemeyiz. Geçmişte büyük burunun makbul olduğu devirler de olmuştur, örneğin roma imparatorluğunda. İdeal güzellik zamana ve toplumlara göre değişir; günümüzde göğüsler söz konusu olduğunda ise, iyi bir örnek görmek için playboy a bir göz atmak mantıklı geliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
VENEZUELLA DEVLET BAŞKANI HUGO CHAVEZ SİLİKONLARA KARŞI (01.10.2007)
Venezuella devlet başkanı Hugo Chavez, Tv de yaptığı haftalık konuşmasında son yıllarda 15 yaşındaki genç kızların silikon implantlar ile meme büyütme ameliyatı geçirmelerini kınadı. Bu trendin, Avrupa ve Amerika dan kaynaklandığını ve küçük çocukların oynadığı barbi bebekleri ile zihinlerine kazındığını söyledi. Bir çok dünya güzeli çıkaran Venezuella için bu durumun utanç verici olduğunu da ekledi. Venezuella da kızlar 15 yaşında genç kız kabul ediliyor ve meme büyütme ameliyatı geçirmeleri doğal karşılanıyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
MEME BÜYÜTMEDE ÜMİT VAAD EDEN YENİ BİR ÇALIŞMA: KÖK HÜCRE İLE MEME BÜYÜTME (01.10.2007)
Göğüs büyütme ameliyatlarına alternatif yeni bir yöntem duyuruldu. Bu yöntemde silikon implant yerine kişinin kendi yağ dokusundan elde edilen kök hücreler ve rejeneratif hücreler kullanılıyor. Bu uygulamaya Cell-Assisted Lipotransfer (CAL), yani hücfre destekli yağ nakli deniyor. Bu işlem için öncelikle hastanın kalça yada göbek bölgesinden yağ dokusu alınıyor. Bu dokular Celution adlı bir sistemde işleniyor ve işe yarayan canlı kök hücreler ve rejeneratif hücreler ayrılıyor. Bu işlem yaklaşık 1 saat alıyor. Hemen peşinden kullanılabilecek kök ve rejeneratif hücreler memede büyütme istenen bölgeye enjekte ediliyor. Bu sistem henüz çok yeni ve avrupa da 2008 yılı için onay verilmiş bir sistem. Amerika da henüz uygulanmıyor ve henüz FDA onayı da yok. Sistemin şu an için öncelikle memesinin bir kısmı alınmış hastalarda kullanılması; daha sonra ileride meme büyütme ameliyatlarına alternatif olarak kullanılması planlanıyor. Bu yöntemle memede büyüme aylar içinde oluşuyor. Örneğin 6 ay içinde memede 2 cup büyüme olabileceği belirtiliyor. Henüz çok yeni olan bu sistem ve uygulama ileride silikon implant ile meme büyütme ameliyatlarının yerini alabilir; ama henüz bunu söylemek için çok erken. Şu an meme büyütmenin en ideal yolu silikon implantlar ile meme büyütme ameliyatı.
Kök hücre ile meme büyütme üzerine olan çalışmalar aslında ilk olarak 2003 yılında Japonya da başladı ve bugüne kadar 54 hastaya kök hücre ile meme büyütme prosedürü uygulandı. Bu vakalardan elde edilen sonuçlara göre bir seferde kök hücre uygulaması ile memede 140-160 cc hacim artışı sağlanabildiği; 300 cc ye kadar hacim artışı isteniyorsa iki seans kök hücre uygulanması gerektiği; eğer daha fazla büyüme istenirse 2 seans kök hücre uygulamasına ek olarak bir de ufak silikon implant uygulanması gerektiği belirtiliyor. Aslında 300 cc den fazla büyüme istendiğinde tek seansda büyük bir silikon meme implantı uygulamak daha mantıklı görünüyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
SİLİKON MEME İMPLANTI: CİNAYET SORUŞTURMASINDA ÖNEMLİ BİR DELİL (01.10.2007)
Amerika Franklin County kasabası yakınlarındaki bataklıkta bir kadına ait ceset parçaları ve silikon meme implantları bulundu; bulunan cesedin 2005 yılında kaybolduğu bildirilen Leslie Adams olduğu düşünüldüğü belirtiliyor. Soruşturmada en önemli delillerden biri ise bataklıkta bulunan silikon meme implantı. İmplantın, cesedin kimliğinin tespitinde ve katilin bulunmasında faydalı olacağı düşünülüyor. Yakınları, kayıp olan Leslie Adams ın da meme büyütme ameliyatı geçirdiğini bildirmiş. Dokuların bataklık ortamında çürümesine rağmen silikon meme implantları yıllarca bozulmadan kalabiliyor; bu yüzden ceset çürüse bile meme implantları geride sapasağlam kalıyor. Meme implantları, aynen diş kayıtları gibi cesedin kimliğinin tespitinde yararlı olabiliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
İRANDA HER ZAMAN BİR NUMARA: BURUN ESTETİĞİ (30.08.2007)
İran da burun estetiğinin modası geçmiyor. Artık toplumda yaygın olarak yapılan burun estetiği ameliyatları sonucu sokaklarda kadınlı erkekli grupları burunlarında bandajla görebiliyorsunuz. Doktorların günde 6 burun estetiği yaptıkları söyleniyor. Ameliyat ücretleri ise şaşırtıcı: 5000 dolardan başlayıp 10.000 doların üzerine kadar çıkabiliyormuş. Ülkemizde ise burun estetiği ücretleri çok daha ucuz (lütfen videoyu izleyiniz, gerçekten 5.000-10.000 dolar ameliyat ücretinden bahsediliyor; bir de ülkemizdeki ameliyat fiyatları sayfamızdaki fiyatlara bakınız; türkiye de bahsedilen ücretler 2500-8500 YTL arasında). El-cezire televizyonunun hazırladığı İran da burun estetiği üzerine olan programı aşağıda seyredebilirsiniz:
DR. HİLMİ GÜRSEL İ KAYBETTİK (21.08.2007)
Türk plastik cerrahi derneğinin kurucularından Sn. Dr. Hilmi Gürsel i kaybettik. Huzur içinde yatsın..
DİJİTAL YÜZ İFADELERİ VE DİJİTAL DUYGULU BAKIŞLAR SİNEMADA (26.09.2007)
Sinemada gerçek anlamda dijital yüz ifadeleri ile 2001 yapımı olan Final Fantasy: The Spirits Within ile karşılaşmıştık. Filmdeki bayan karakter Aki ross o kadar gerçekçiydi ki dergiler, gerçek bir karektermiş gibi posterlerini vermişti o dönem. Aki Ross, tamamen bilgisayarda yaratılmış bir karekterdi. Malesef bu muhteşem film, yapım masraflarını karşılamayıp yapımcı firmanın iflasına yolaçmıştı. Bu sene vizyona girecek olan ve yönetmenliğini Robert Zemeckis in yaptığı, Holywood yapımı Beowulf filminde ise yapımcılar başrolleri Angelina Jolie ve Anthony Hopkins gibi ünlü oyunculara vererek filmin hasılatını garantilemişler. Bu kez filmdeki 3 boyutlu animasyon karekterler ve yüz ifadeleri, tamamen gerçek oyuncuların gerçek yüz ifadelerinden elde edilmiş. Bu tekniğe Mo-Cap (motion capture: hareket yakalama) deniyor ve daha çok bilgisayar oyunlarında karekterlerin vücut hareketlerinin yaratılmasında kullanılıyor (Quake 4 oyununda bunun en mükemmel örneklerini görebilirsiniz; bu oyundaki tüm karekterler -bir oyun olmasına rağmen- gerçek insan gibi doğal hareket eder). Beowulf filminde Mo-Cap tekniği daha da ileri götürülmüş ve yüz ifadelerinin, mimiklerin yakalanması ve bilgisayar ortamında yeniden yaratılması sağlanmış. Böylece filmde Angelina Jolie yi animasyon olarak göreceğiz ama yüz ifadeleri tamamen kendi doğal yüz ifadeleri olacak. Yandaki resimde Angelina Jolie yi Mo-Cap çalışması sırasında görüyorsunuz. Beyaz noktalar, bilgisayarların hareketleri yakalamasını sağlayan optik noktalar.
Final fantasy filmindeki Aki Ross ve yüz ifadeleri tamamen bilgisayarda yaratılmıştı:
Beowulf filminde mimiklerin bilgisayarla ne kadar mükemmel oluşturulabileceğini göreceğiz. Aşağıdaki resim filmden bir sahne, yani animasyon. Gerçek bir fotoğraf değil. Angelina Jolie nin yüzü ve mimiklerindeki gerçekçiliğe dikkat ediniz:
Filmin fragmanı:
Dijital duygu ve mimiklerden bahsederken bir teknoloji demosunu (gösteri) es geçemem: HEAVY RAİN.. Heavy rain birkaç sene önce ilk kez tanıtıldığında bilgisayarın karşısında apışıp kalmıştım, çünkü ilk kez bir anime karekter karşımda oturmuş intihardan, eşini vurmaktan falan bahsedip ağlıyordu. Kendiniz görmelisiniz. Kısa bir bölümünü aşağıdaki videoda seyredebilirsiniz. Bu videonun ilk tanıtıma ait olduğunu unutmayınız; muhtemelen geçen yıllarda çok daha geliştirilmiştir.
Peki bu haber neden bu sitede yer buldu? Sebep şu: sonunda film yapımcıları ve animasyon sanatçıları anladı ki, yüz mimiklerini bilgisayarda kusursuz bir şekilde yaratmak imkansıza yakın. Yüzümüzün anatomisi ve mimiklerimizi oluşturan kas sistemi kusursuz bir sistem. Bu yüzden Final fantasy filmindeki gibi mimikleri tamamen bilgisayarla yaratmak yerine gerçek insan mimiklerini (motion capture tekniği ile) direkt kopyalamak daha kolay. Bu da insan yüz anatomisinin ve mimik-kas sisteminin ne kadar karmaşık ve mükemmel olduğunu gösteriyor. İşte bu yüzden total yüz felcinin ideal bir tedavisi yoktur.
FİDEL CASTRO YA BOTOX TOKSİNİ İLE SUİKAST YAPACAKLARDI (25.09.2007)
Ülkelerin gizli teşkilatları aradan 50-60 yıl geçince eski dosyalarını halka açıklar ve böylece bizlerde ülkeler arasındaki zaman aşımına uğramış bu casus savaşlarından 50 yıl gecikme ile haberdar oluruz. Geçenlerde okuduğum enteresan bir habere görede 1961 ylında CİA, Küba lideri Fidel Castro ya bir suikast planlamış. Castronun en sevdiği marka purolara, Botox un içinde bulunan zayıflatılmış toksinin zayıflatılmamış, öldürücü formundan yerleştirilmiş. Bu öldürücü dozda botulinum toksin içeren purolar hiç kullanılmamış ama günümüzde yapılan incelemelerde hala bir insanı öldürecek kadar toksin içerdikleri görülmüş. Castro nun puroyu 1986 da bıraktığı biliniyor.
YURTDIŞINDA BİR DÖVME SANATÇISI GÖZ KÜRESİNE TATTOO YAPIYOR (25.09.2007)
Bu gerçekten akıl dışı bir uygulama olsa da bunu yapanlar ve yaptıranlar var. Bir dövme sanatçısı göz küresinde iris denen gözbebeği dışındaki gözün beyaz alanlarına, konjunktiva altına boya vererek göz küresine dövme uyguluyor. Bu şekilde yapılan tattooda belirgin bir şekil elde etmek mümkün değil, sadece renkli bir leke elde ediliyor. Son derece tehlikeli bir uygulama olan göz tattoo sunu yaptıran kişilerin buna neden gerek gördüklerini ise anlayamıyorum; sonuçta bu uygulamanın dudak içine yapılan tattoo uygulamaları gibi dekoratif bir yanı yok bence.
Daha önce bu haberi atlamışım ama 2006 yılında da yine bir ekstrem sanatçı göz üzerine implant yerleştirerek dekoratif (ve çok tehlikeli) uygulamalar yapmış. Bu uygulamaya ise Cosmetic Extraocular Implant (CEI) adını vermişler, yani kozmetik göz küresi dışına yerleştirilen implant. Web sitelerinde bu uygulamayı nasıl yaptıklarınıda anlatmışlar: tıklayınız. Okuyunuz ama denemeyiniz efendim...
NIP-TUCK IN GÖSTERİMİ ERTELENDİ :( (25.09.2007)
Cnbc-e kanalında eylül sonunda başlayacağı duyurulan Tv dizisi Nip-tuck ın gösterimi ertelendi (23 eylül pazar günü Nip-tuck ı beklerken bir de baktık ki The Tudors yayınlanıyor!). Sanırım ramazan dolayısı ile ertelenen dizinin 4. sezon bölümlerinin yayınına ekimde başlanacakmış. 14 Ekim pazar saat 23:00 de 3. sezon finali, 21 Ekim pazar saat 23:00 de ise 4. sezon 1. bölüm yayınlanacakmış.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
NIP-TUCK 4. SEZON CNBC-E DE BAŞLIYOR. (02.09.2007)
Christian Troy ve Sean McNamara nın maceraları (ve dramları) devam ediyor. Nip-tuck 3. sezonun finali 16 eylül pazar günü saat 23:00 da Cnbc-e de tekrar yayınlanacak. 23 Eylül pazar günü saat 23:00 da ise 4. sezonun ilk bölümü yayınlanacak. Fazla bir şey çıtlatmıyayım ama 4. sezonun daha çok Julia nın dramı üzerine kurulu olduğu söyleniyor. Biliyorsunuz Juila 3. sezonun sonunda hamile idi..
KULLANDIĞINIZ LAZER CİHAZI GÜVENLİ Mİ? (01.09.2007)
Daha önce bu sayfada yayınladığım Avustralya ile ilgili onlarca estetik haberlerinden anlaşılacağı üzere Avustralya hükümeti ve sağlık bakanlığı estetik-kozmetikle ilgili her olayı, kurumu ve gelişmeyi çok yakından takip ediyor ve bu konularda çok sıkı kurallar, yasalar uyguluyor. Son zamanlarda Çin üretimi olan yaklaşık 40.000 çocuk oyuncağının, kurşun içeren toksik boyaları sebebiyle geri çağrılması üzerine Avustralyanın sağlık denetim kurumu olan (Amerika daki FDA nın eşdeğeri) Therapeutic Goods Administration (TGA), Avustralya da bir çok klinikte kullanılan, onaysız, güvenlik şartlarını karşılamayan, Çin ve Kore üretimi olan lazer, IPL (İntense Pulsed Light), elektroliz gibi estetik-güzellik cihazlarını daha yakından denetlemeye başladı. Bu cihazların potansiyel olarak hastalar için tehlikeli olduğu belirtiliyor. TGA nın terapötik cihazlar bölümü başkanı olan Dr Derrick Beech, tehlikeyi artıran başka faktörlere de dikkat çekiyor ve bu uygulamaları (lazer epilasyon, lazer cilt gençleştirme, leke tedavisi gibi) eskiden doktorların uyguladığını, son düzenlemelerle artık bu uygulamaları güzellik uzmanlarının uyguladıklarını söylüyor. Güzellik uzmanlarına tanıtılan Çin ve Kore üretimi lazer cihazlarında aranması gereken bilimsel güvenlik şartlarının aranmadığını, sadece fiyatının ucuzluğunun gözönüne alındığını, güzellik salonlarının bu konuya doktorlar gibi yeteri kadar bilimsel yaklaşmadıklarını ekliyor. Avustralya kozmetik tıp derneği başkanı Dr Mary Dingley ise, yeteri kadar tıbbi bilgisi olmayan kişilerin ellerinde bu onaysız lazer cihazlarının bir çok komplikasyona yolaçabileceğini, hastalarda yanık oluşabileceğini söylüyor. Bazı vakalarda da hastanın gerçek sorununun teşhisini zorlaştırabilecek durumlar oluşabiliyormuş. Örneğin IPL ile tedavi edilmeye çalışılan melanomların rengi açılıyormuş ve acilen ameliyatla alınması gereken bu cilt kanserinin, rengi açıldığı için teşhisi zorlaşıyormuş.
Ülkemizde, güzellik merkezleri aldıkları cihazları sağlık grup başkanlıklarına bildirmek, o cihazın onay belgelerini sağlık grup başkanlıklarına iletmek ve bu cihazları eğitimli kişilere kullandırmak zorundalar. Açıkcası ben de bildiğim kliniklerin hiç birinde onaysız, Çin yada Kore malı bir lazer sistemi görmedim.
YENİ BİR DUDAK İMPLANTI: FULFİL (01.09.2007)
İngiltereden satışa sunulan yeni bir dudak implantı duyuruldu: Fulfil. Bu ürün, saline içeren, kalıcı ve istendiğinde çıkarılabilen bir dudak implantı olarak tanıtılıyor. Bu implant, özel çok katmanlı polimer tabakalardan oluşuyor ve hastanın dudağına yerleştirilirken serum fizyolojik ile şişiriliyor. Serumun miktarı istendiği gibi ayarlanabiliyor; dudakların az şişmesi istenirse az şişiriliyor, çok şişmesi istenirse çok şişiriliyor. Şu ana kadar 200 kadar hastaya uygulanmış ve bu hastalardan 50 kadarı da 1 seneden fazladır takip edilmekte imiş. Bu implantı Evera Medical (eski adı: Juva Medical) adlı bir firma üretiyor. Henüz FDA onayı olmadığından (FDA onayına başvurulmuş, bekleniyor) Amerika birleşik devletlerinde kullanılmıyor. İmplantın çeşitli ebatlarda değişik formları mevcut imiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
NANOTEKNOLOJİ ESTETİĞİN HİZMETİNDE (01.09.2007)
Michigan eyalet üniversitesinde kimya mühendisi olarak görevli olan Doç. Dr. Ilsoon Lee, nanopartiküllerin, ince polimer tabakalarda kırışma ve buruşmayı engellediğini keşfettiklerini bildirdi. Nanopartiküllerin bu özelliğinin ileride ciltte oluşan kışıklıkları önlemede kullanılması düşünülüyor. Dr. Ilsoon Lee, ciltteki yaşlanmanın çok ufak ölçekte başlayan bir olay olduğunu söylüyor, yaşlanmanın bu etkileri nano düzeyde durdurulabilirse ciltteki kırışıklıkların da önüne geçilebilir diyor. Diğer yandan günümüzde elektronik, boya sanayii (kir ve su tutmayan boyalar), tekstil sanayii (değişen ışık koşullarında renk değiştiren t-shirtler) gibi bir çok alanda kullanılmaya başlanan nanoteknoloji bir süredir estetik alanında zaten kullanılıyordu; örneğin cilde sürülerek kullanılan bazı kremlerin cilde daha kolay penetre olması nanopartiküllerle sağlanıyor. İleride, Botox® kadar ses getirecek, yaşlanmayı geciktiren, nanoteknoloji kullanılan kremlerin satışa sunulması kesin gibi..
Dr. Ilsoon Lee nin web sitesi için tıklayınız.
ÜÇÜNCÜ YÜZ NAKLİ BAŞARI İLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ (01.09.2007)
Von Recklinghausen hastası olan 29 yaşındaki bir erkek hastaya Fransa-Paris de yüz nakli yapıldı. Bu vaka dünyadaki 3. yüz nakli vakası oldu. Hastanın hastalığı yüzünden, yüzünde ciddi deformite olduğu belirtilmiş. Von Recklinghausen hastalığında ciltte çok sayıda, cildi deforme eden lezyon çıkıyor ve bu lezyonlara plexiform nörofibromatozis deniyor. Ameliyat, Paris yakınlarındaki Val-de-Marne de, geniş bir cerrahi ekip tarafından, bir pazar günü gerçekleştirilmiş ve 15 saat sürmüş. Henüz hastanın kimlik bilgileri ve resmi basına verilmemiş. Yüz nalkinde dünyada en ileri ülkeler olan Fransa, Amerika birleşik devletleri ve Çinde bu konudaki çalışmalar uzun yıllardır sürüyor. Sağdaki resimde Çin de yapılmış deneysel bir ameliyatın sonucunu görebilirsiniz: Yüzünün yarısı siyah, yarısı beyaz bir tavşan.
AMERİKALI ASKERE BİYONİK EL TAKILDI (01.09.2007)
Irakta, bomba patlaması sonucu bir elini kaybeden Amerikalı askere biyonik el takıldı. Aşağıdaki video linkini tıklarsanız, askerin yeni bionik elini ne kadar rahat kullanabildiğini göreceksiniz.
Videoyu görmek için tıklayınız.
MATEMATİKÇİLER GÜZELLİĞİN FORMÜLÜNÜ BULDU.. (01.09.2007)
Cambridge üniversitesindeki matematikçiler, belin kalçaya oranının 0.7 olmasının en çekici sonucu doğurduğunu bulmuşlar. Bu çalışma için bir çok model, manken ve resim üzerinde hesaplamalar yapılmış. Sonuçta bel çevresinin ölçümünün, kalça çevresi ölçümüne bölündüğünde sonucun 0.7 olması gerektiği hesaplanmış. Hep ideal ölçüler olduğu söylenen 90-60-90 ölçülerinde bu oran 0.66 çıkıyor; çok yakın ama demek ki belin biraz daha kalın olması gerekiyor. Bel çevresi ve kalça ölçümü oranı tam 0.7 çıkan bir ünlü ise Jessica Alba imiş..
Bence uyanık matematikçiler, güzelliğin formülünü değil, matematiği eğlenceli hale getirmenin yolunu bulmuşlar..
ÇİN DE TELEVİZYONLARDA ESTETİK CERRAHİ VE CİNSİYET DEĞİŞİMİ İLE İLGİLİ GÖRÜNTÜ VE PROGRAMLAR YASAKLANDI (31.08.2007)
Çin in RTÜK ü sayılan State Administration of Radio, Film and Television (SARFT), tüm televizyonlarda estetik cerrahi ile ilgili (özellikle cinsiyet değişimi hakkında) tüm görüntü, program, hatta haber görüntüsü verilmesini yasakladı. Bu yasağın gelmesinde Guangdong TV tarafından yayınlanan "A Date with Beauty" adlı estetik cerrahi programının sebep olduğu söyleniyor. Bu programda gerçek ameliyat görüntülerinin yayınlanması SARFT ı harekete geçirmiş. "A Date with Beauty" programının daha çok cinsiyet değişimi geçirenlerle ilgili olduğu ve ameliyat görüntülerine yer verildiği de belirtiliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
AVUSTRALYA DA ZOO WEEKLY DERGİSİNE SORUŞTURMA (30.08.2007)
Avustralya da yayınlanan bir erkek dergisi olan Zoo Weekly, düzenlediği yarışma ile ortalığı biraz karıştırdı. Düzenlenen yarışma bir nevi MTV nin Pimp my ride adlı yarışmasına benziyor. MTV nin yarışmasında (daha doğrusu programında), hurda halindeki zavallı otomobilinizin resmini MTV ye gönderiyorsunuz, arabama bir şekil verin diyorsunuz, onlar da otomobilinizi alıp, elden geçiriyor ve baştan aşağı yenilenmiş hali ile sizi ve izleyenleri şok ediyorlar. Zoo Weekly dergisinin yarışması da aynı mantıkla düzenlenmiş. Siz kız arkadaşınızın yada sevgilinizin üstsüz resmini dergiye gönderiyorsunuz, şu benim sevgilimin göğüslerine bir şekil verin diyorsunuz (tabii sevgilinizin göğüsleri küçük olacak yada bir şekilde estetiğe ihtiyacı olacak), onlar da gereken estetik müdehaleyi yaptırıyorlar. Dediğim gibi derginin ismi Zoo (hayvanat bahçesi) Weekly; ve bu bence derginin nasıl bir dergi olduğunu da özetliyor. Dergiye bu yarışma sebebiyle bir kaç soruşturma açılmış. Soruşturma açılmasının bir sebebi de, okuyucuların gönderdikleri resimleri izinsiz olarak derginin web sitesinde yayınlamaları. Bu gibi bir yarışma ile (hasta resimlerinin erkek dergisinde açık açık yayınlanması ile birlikte) göğüs büyütme yada dikleştirme ameliyatlarının yapılması etik değil; zaten Avustralya plastik cerrahi derneği, bu yarışmaya adı karışacak plastik cerrahlara ciddi cezalar verilebileceğini, hatta lisanslarının dahi iptal edilebileceğini duyurmuş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
LİPOLİZ, AMERİKANIN KANSAS EYALETİNDE YASAKLANDI (30.08.2007)
Ameliyatsız olarak istenmeyen yağlardan kurtulmak için bir çare olarak sunulan ve bir çok ülkede (İngiltere, Fransa, Türkiye) tartışmalı olan lipoliz (lipodissolve) uygulamaları Amerika birleşik devletlerinin Kansas eyaletinde tamamen yasaklandı. Bu konu bir süredir eyalet senatosunda incelenmekte idi ve ben de bu gelişmeleri buradan duyurmuştum. Tartışmalar sonuçlandı ve ciddi yan etkileri sebebiyle lipoliz uygulamaları Kansas da tamamen yasaklandı.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
CUP-UP: İÇ SÜTYEN İLE MEME DİKLEŞTİRME (30.08.2007)
İsrailli cerrahlar yeni bir meme dikleştirme yöntemini duyurdular: Cup-Up (iç sütyen ile meme dikleştirme). Bu yönteme Minimally Invasive Mastopexy de deniyor (az kesi ile gerçekleştirilen meme dikleştirme). Cup-up yönteminde kullanılan iç sütyeni geliştiren firmanın yöneticisi ise eskiden İsrail hava kuvvetlerinde görevli bir subay olan Adi Kohen (bu arada dikkat ettiyseniz İsrail ordusundan ayrılan bir çok subay hemen estetik alanında çalışmaya başlıyor, İsrailli lazer epilasyon firmalarının bir çoğunun sahipleri ve lazer epilasyon cihazlarını geliştirenler hep eski İsrail subayları ve İsrail ordusunda çalışmış bilim adamlarıdır). Cup-up yöntemini asıl geliştiren cerrah ise Tel Aviv deki Ichilov Hospital da görevli olan Dr. Eyal Gur imiş. Dr. Eyal Gur, bu yöntemi daha ucuz, daha hızlı ve daha güvenli olarak nitelendiriyor ve 10 sene boyunca memede diklik sağlayacağını düşündüklerini belirtiyor. Bu yöntemde memenin iki yanına kısa kesiler yapılıyor, meme dokusunu yukarı askılayan iç-sütyen memenin alt kısmından -bir hamak gibi- geçiriliyor ve kaburga kemiklerine tespit ediliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınızyada buraya tıklayınız.
BOTOX MU, PROZAC MI? (06.08.2007)
Yüz ifademizin ve mimiklerimizin, psikolojik durumumuzu etkilediğini ilk olarak Darwin öne sürmüş. Aslında mantıken bunun tam tersi olması gerekiyor gibiyse de (mimiklerimizin ve yüz ifademizin ruh halimizi yansıtması), yapılan bazı bilimsel çalışmalar Darwin in haklı olabileceğini gösteriyor. Yüz estetiği geçiren 362 hasta grubu ile yapılan bir çalışmada, bu hastalardan ameliyat döneminde antidepresan alan 61 hastanın, ameliyattan sonra depresyonlarında düzelme görülmüş ve antidepresan alan hasta sayısı 31% azalarak 41 hastaya düşmüş. Tüm hastaların 98% i ise, kendilerini ameliyattan sonra daha iyi hissettiklerini ifade etmişler. Son yıllarda Botulinum toksin ürünlerinin (Botox®, Dysport®, Botoxina®, Estetox®, Refinex® gibi..) depresyon tedavisinde giderek daha fazla kullanıldıklarını ve depresif yüz ifadesinin giderilmesi, yüz kırıklıklarının giderilmesi ile hastaların ruhsal durumlarında düzelme olduğunu biliyoruz. Gelecekte belki de yüz estetiği ve botulinum toksin enjeksiyonları depresyon tedavilerinden sayılacak.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
DÜNYANIN EN ESKİ PROTEZİ BULUNDU (30.08.2007)
Mısırda kahire müzesinde bulunan bir ayak başparmağı protezi, Manchester üniversitesinde incelenmeye başlandı. Bu protez, dünyanın en eski protezi kabul ediliyor ve yürümeyi kolaylaştırıcı eklem yerleri bulunuyor. Manchester üniversitesinde, bu protezin ayak başparmağı olmayan deneklerde deneneceği bildirilmiş. Daha önce de M.Ö. 300 yılına tarihlenen bir bacak protezi bulunmuştu, fakat bu ayak protezinin tahmin edilen tarihlenme yılı daha eski; M.Ö. 1000-600 yılları.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
PurTox® İÇİN FAZ IIIa TESTLERİNE (GÖNÜLLÜ İNSAN DENEK TESTLERİNE) BAŞLANDI (30.08.2007)
Bildiğiniz gibi tüm ilaçlar, satışa sunulmadan yıllar süren bir dizi testten geçiriliyor. Bazı firmalar ürünlerine çok güvendikleri için (testler sırasında bu ilaçların üretimi çeşitli sebeplerle iptal edilebilir) daha test aşamasında tanıtım çalışmalarına başlıyorlar. Amerikan Mentor firmasının üretimi olan PurTox® da tanıtımına daha test aşamalarında başlanmış ilaçlardan. PurTox®, ilk kez gayrı resmi olarak 2005 İMCAS toplantısında, daha sonra da resmi olarak 2007 İMCAS toplantısında duyuruldu. Mentor firmasının botulinum toksini olan PurTox® un, Allergan üretimi olan Botox® a göre bir çok avantajı olduğu söyleniyor. En büyük özelliği ise etkisinin hemen görülmesi imiş. Bilindiği gibi Botox® enjeksiyonundan sonra etkinin görülmesi için 5-7 gün geçmesi gerekiyor. Ayrıca Botox® ile olabilen nadir komplikasyonların (gözkapağı düşmesi gibi) PurTox® ile oluşmadığı da söyleniyor. Test çalışmalarının sonlanması ile FDA onayının da alınması bekleniyor. Şu an başlanan faz IIIa testlerinde PurTox® ilk kez insan deneklerde denenecek.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
ANTİ-AGİNG KREMLERİ İŞE YARIYOR MU? (29.08.2007)
Amerikan estetik plastik cerrahi derneğinin resmi yayın organı olan Aesthetic Surgery Journal dergisinin temmuz-ağustos 2007 sayısında yayınlanan bir makalede, en çok satılan anti-aging kremlerinin yeteri kadar bilimsel çalışma ve testten geçirilmeden satışa sunulduğu ve bu ürünlerin sanıldığı kadar etkili olmadığı bildirilmiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
YURTDIŞI BASINI DA SELÜLİT AVINDA (29.08.2007)
Sadece yerli magazinciler değil, yurtdışı magazin basını da ünlülerin selülitlerini kovalıyor. Geçenlerde webde rastladığım bir haber bizim magazinden çıkma gibi duruyordu. Bu 'başarılı paparazziler' bu kez umutsuz ev hanımlarından Nicolette Sheridan ve Cindy Crawford un selülitlerini yakalamışlar. Bir de manşet atmışlar 6 sayfa yeni fotoğraf içeride diye. Bu haber midir şimdi? Cindy Crawford 41, Nicolette Sheridan ise 44 yaşında. Hatta sanırım ikiside doğum yapmış insanlar; e izin verin onlarda da normal insanlar gibi selülit olsun. Bu haber tam bir düzeysiz habercilik örneği idi..
YABAN ARISI SOKMASI İLE MEME İMPLANTLARI PATLADI (29.08.2007)
Geçtiğimiz günlerde Çinden dünya basınına duyurulan bir haber, estetik cerrahi çevrelerinde şaşkınlık yarattı. Bundan 3 sene önce serum fizyolojikli meme implantları ile göğüs büyütme ameliyatı geçirmiş olan bir hasta, bir implantının arı sokması sonucu söndüğünü söyleyerek doktoruna başvurmuştu. Söylenene göre bayan açık havada motor sürerken (kısa kollu, dekolteli bir kıyafet giydiği söyleniyor), bir arı tarafından sokumuş idi. Arının iğnesini göğsünden kendisi çıkaran bayan hasta, 2 gün içinde o göğsünün gitgide küçüldüğünü farketmiş ve doktoruna başvurmuş. Doktor Dr. Tseng Ting-chang in yaptığı açıklamaya göre, hasta son derece zayıf yapılı, meme dokusu çok ince olan bir hasta olduğundan arı sokması sonucu arının iğnesi ile meme implantı delinmiş ve serum kaybederek küçülmüş idi. Hastayı sokan arının, japonya ve asyada yaygın olan, bir yak öküzünü sokarak öldürebildiğine inanılan (bu yüzden yak öldüren de denen), boyları 3-4 santime ulaşabilen japon yaban arısı olduğu düşünülüyor. Bu arılar hakkındaki kısa bir National Geographic belgeselini aşağıda izleyebilirsiniz. Bu arada arının zehirini implantın içine boşalttığı, bu sayede bayan hastanın mutlak bir ölümden kurtulduğu da söyleniyor; çünkü bu arıların zehiri sinir sistemini etkileyen bir çok toksin içeriyor ve insan için öldürücü olabiliyor. Asyada her sene ortalama 40 kişinin bu cins arıların sokması ile öldüğü bildiriliyormuş.
Benim fikrimi sorarsanız, hastanın cildi ve meme dokusu çok ince ise, implantlar serum fizyolojikli ise, implantlar ince olan meme dokusu altına konmuşsa ve sokan arı dev japon yaban arısı ise (sadece iğnesinin 5-7 milimetreye ulaşabildiği söyleniyor) bu olabilir. Özellikle meme dokusu ince hastalarda meme dokusu altına konan implantlar, memelerin yan taraflarında çok yüzeyel kalabilir ve böyle bir arının sokması ile delinebilir. Fakat olayın bir de farklı yönü var. Sonuçta bu hasta bir ameliyat geçirip implantı değiştirtmek zorunda ama belki de implant sayesinde hayatı kurtuldu. Bence hayatının kurtulması, bir implant değişimi ameliyatına değer (diğer yandan hastanın implantları silikon jelli implantlardan olsaydı, implantlar sönmezdi ama yine de içinde dev japon yaban arısının zehiri olan implantı değiştirmek gerekirdi).
AYDA YÜRÜYEN İKİNCİ İNSAN; BUZZ ALDRİN ESTETİK AMELİYAT OLDU! (14.08.2007)
Apollo 11 görevinde Neil Armstrong un ardından ayda yürüyen ikinci insan olan Buzz Aldrin, 77 yaşında yüz estetiği oldu. Beverly Hills deki bir estetik kliniğinden çıkarken yüzünde ve göz çevresinde pansumanlarla gazetecilere yakalanan Buzz Aldrin in yüz germe ve gözkapağı estetiği yaptırmış olabileceği söyleniyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
ESTETİKLE YÜZÜNÜ DEĞİŞTİREN UYUŞTURUCU KAÇAKCISI SESİNDEN YAKALANDI! (13.08.2007)
Brezilyada uzun zamandır polisin yakalamaya çalıştığı, fakat yüz estetiği olarak görünümünü değiştiren uyuşturucu kaçakcısı Juan Carlos Ramirez Abadia, ses tanıma teknolojileri kullanılarak yakalandı. Juan Carlos Ramirez Abadia, estetik ameliyat olup yüzünü değiştirdiğinden polisin elinde net bir eşkali yok idi. Kolombiya ve Amerika birleşik devletleri güvenlik güçleri ile işbirliği yapan Brezilya güvenlik güçleri, Juan Carlos Ramirez Abadia nın ses kayıtlarını elde etti ve bu sayede ses tanıma teknolojileri ile Juan Carlos Ramirez Abadia yakalandı. Kullanılan teknolojinin halen gizli tutulan, evlerde kullanılan bilgisayar programlarının çok ötesinde bir teknoloji olduğu da belirtilmiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
Haber hakkındaki kısa bir videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz:
KOLLAJENAZ ENJEKSİYONLARI SELÜLİTE ÇARE OLABİLİR (06.08.2007)
Selüliti ve istenmeyen bölgesel yağ depolanmasını gidermek için uygulanan kollajenaz enjeksiyonları ile ilgili olarak yapılan bir FDA çalışması 2. fazında. Şu ana kadar yapılan çalışmaların sonucunun olumlu olduğu ve yaşları 41 olan 10 bayanda olumlu sonuç alındığı bildiriliyor. 6 aylık çalışma sonunda hiçbir denekte bacak kalınlığı değişmemiş fakat selülit görünümü düzelmiş. Enjeksiyonlar sonrasında bazı deneklerde morarma ve cilt altı ufak kanamalar olsada bu gibi yan etkiler kısa sürede kendiliğinden geçmiş.
GÖĞÜS BÜYÜTEN KURABİYELER JAPONYADA SATIŞA SUNULDU! (06.08.2007)
Bu haber aslında sitemizin haberler kısmını takip edenler için çok da ilginç gelmeyebilir; çünkü daha önce Pueraria Mirifica bitkisinin özünü içeren ve göğüs büyüten sakızları burada duyurmuştum (haber arşivinde görebilirsiniz). Bilmeyenler için kısaca tekrarlıyayım: Tayland da yetişen Pueraria Mirifica adlı egzotik bir bitki var. Eskiden yerliler bu bitkiyi göğüs büyütmek için kullanırlarmış. Sonunda bu bitki, bazı üniversitelerin de dikkatini çekmiş ve incelemelere başlamış. Çalışmalar sonunda bu bitkinin, östrojen ürettiği ve gerçekten göğüslerde büyümeye yolaçabileceği ortaya çıkmış. Sonunda bu bitkinin özünü içeren sakızlar, spreyler, kremler ve sonunda da kurabiyeler üretilmiş. Bu F-cup cookies i ilk kez görüyorum. Sonunda kurabiyesi de üretilmiş. Peki bu ürünlerle gerçekten göğüsler büyüyor mu? Bana sorarsanız bu tür ürünlerle bitkisel östrojen hormonu almış oluyorsunuz (yan etkileri meçhul), ayrıca bu ürünlerle göğüslerde sağlanan büyüme hiç bir zaman bir silikon protez ile olduğu kadar olamaz bence. Üstelik artık son derece güvenli, FDA onaylı silikon implantlar var. Kurabiyelerin paketi 2.5 dolarmış ve etkili olması için bir kaç ay yemeniz gerekiyor. Fazla yerseniz kiloda yapabilir tabii ki.. Sonuçta hamur işi.. :)
LAZERDE SON TREND: FRAKSİYONEL LAZERLER (06.08.2007)
Cynosure lazer firması, kendi fraksiyonel lazerleri olan Affirm lazer i tanıttı. Bu lazer, ciltte hasara yolaçmadan cilt gençleştirme, lekelerin giderilmesi, kırışıklıkların giderilmesi ve güneş lekelerinin giderilmesi için kullanılıyor. FDA onaylı bu cihazda Cynosure firmasına ait MultiPlex teknolojisi, kombine Apex Pulse (CAP) teknolojisi ve Xenon Pulsed Light (XPL) teknolojisi kullanılıyor. Tüm fraksiyonel uygulamalardaki gibi bu cihazla olan uygulamalar da birden fazla seansda yapılıyor. Önerilen uygulama ayda bir seans ve 4-6 ay (1 ay ara ile 4-6 seans) şeklinde. Lazer teknolojisi, ilk çıkan ablatif (cildin üst katmanlarını yakan) karbondioksit lazerlerden, günümüzdeki fraksiyonel, cilde hiç zarar vermeyen ve hemen uygulama sonunda günlük hayatınıza dönebildiğiniz fraksiyonel lazerlere kadar geldi.
Firmanın web sitesi için tıklayınız.
İSTEDİĞİNİZ BURUNA HEMEN KAVUŞUN, HATTA BIYIKLARINIZ BİLE OLABİLİR! (06.08.2007)
Daha önce (2006 yılında) kanada da bulunan bir estetik cerrahi kliniğinin çok ilgi çeken reklamını bu siteden duyurmuştum. Bu klinik, üzerinde güzel burun resimleri olan plastik bardaklar yaptırmış ve çevredeki restoran ve kafelere dağıtmıştı. Bu bardakların resmini haber arşivimde görebilirsiniz (tıklayınız). Bu reklam tarzı çok tutulunca, benzer bardaklar satışa çıkarılmış. Bu bardaklarda farklı olarak gerçekten kötü burunlara ve hatta bıyıklara bile sahip olabiliyorsunuz.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
FDA, YENİ BİR DERMAL DOLGU MADDESİNE ONAY VERDİ: ELEVESS (29.07.2007)
FDA, yeni bir hyaluronik asit içeren dermal dolgu maddesi olan Elevess e onay verdi. Elevess, aynı zamanda Orthovisc in de (romatoid artritte yaygın olarak kullanılan bir hyaluronik asit ürünü) üreticisi olan Anika therapeutics tarafından üretiliyor.
Firmanın web sitesi için tıklayınız.
FDA, JUVEDERM ULTRA VE JUVEDERM ULTRA PLUS A ONAY VERDİ (29.07.2007)
Amerikada Allergan firması (Botox un üreticisi) tarafından pazarlanan dolgu maddeleri olan Juvederm ultra ve juvederm Ultra Plus, FDA tarafından onaylandı. Böylece bu ürünlerin daha önce satışa sunulmuş olan juvederm den daha uzun etkili oldukları ve yapısal olarak farklı oldukları onaylanmış oldu. Bu yeni dolgu maddelerinin etki sürelerinin 18 ay olduğu belirtiliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
TV DE YAYINLANAN PLASTİK CERRAHİ PROGRAMLARI İNSANLARI ETKİLİYOR (24.07.2007)
Amerikan plastik cerrahi derneğinin resmi yayın organı olan Plastic and reconstructive surgery dergisinin temmuz 2007 sayısında yayınlanan bir makalede, Tv de yayınlanan plastik cerrahi programlarının (Swan, beni baştan yarat, Nip-tuck, Plastic surgeons, Body works vs..) insanları ne şekilde etkilediği incelendi. Gerçekten ilginç sonuçlara varılmış; araştırma sonunda elde edilen bazı saptamalar şöyle:
Estetik ameliyat olan 42 yetişkin araştırmaya dahil edilmiş.
Bu hastaların 57% si plastik cerrahi hakkındaki programların sürekli takipcisi imiş ve bu hastalar Tv programları ve medyadan etkilendiklerini belirtmişler.
Bu programları seyreden hastalar, plastik cerrahi hakkında yeterli bilgiye sahip olduklarını düşünüyorlarmış.
Her beş hastadan dördü, estetik ameliyatına karar vermelerinde bu programların çok etkisi olduğunu itiraf etmiş.
EVDE YAPILAN PENİS BÜYÜTME İŞLEMİ ÖLÜME GÖTÜRDÜ (23.07.2007)
Kamboçyada, saç artırıcı solusyonu ev şartlarında penisine enjekte eden bir kişi sonunda çektiği acılara dayanamayarak intihar etti. Enjeksiyonun penis büyütme için yapılmış olduğu düşünülüyor. Enjekte edilen saç artırıcı solusyonun, intihar eden kişinin penisinde ciddi nekroz ve abselere yolaçtığı görülmüş ve bu sebeple 35 yaşındaki inşaat işçisinin, bu acılara dayanamayarak intihar ettiği düşünülüyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
BARBİNİN ERKEK ARKADAŞI KEN E BENZEMEK İSTEDİ.. (14.07.2007)
Yıllardır, kafayı barbi bebeklerinin erkek versiyonu Ken e benzemeye takan Steve Erhardt, bu uğurda yaklaşık 30 ameliyat geçirmiş ve 250.000 dolar harcamış. Şu an web sitelerinde kendisinden michael jackson dan sonraki yeni ucube diye bahsediliyor.
Benim düşüncem: Birine benzemek amacıyla yapılan tüm estetik girişimler bence hüsranla sonuçlanıyor, bu vaka da bunun bir kanıtı (hatta burada durum daha da vahim: Steve Erhardt, birine değil bir oyuncak bebeğe benzemek istemiş!). Estetik cerrahi bu amaçla yapılmamalı, görünüşünüzdeki estetik kusurları gidermek amacıyla yapılmalı. Herkesin görünüşü aslında eşsizdir; estetiğin amacı, eşsiz olan görüntünüzü başka birine benzetmek değil, kusurlarınızı gidermektir.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
KAŞ KALDIRMAYA VE YÜZ GERMEYE YARDIMCI BİR ÜRÜN: BİOGLUE, TEST AŞAMASINDA.. (12.07.2007)
Bioglue, Cryolife firmasının bir ürünü ve bildiğimiz doku yapıştırıcı gibi bir etkisi var. Ürün, inek serum albumini (BSA) ve glutaraldehyde den elde ediliyor. Ürün şu anda test ediliyor ve hatta Amerika içinden gönüllülere ürün ücretsiz olarak gönderiliyor imiş. Bioglue nun, kaş kaldırma ameliyatlarını oldukça pratikleştireceği düşünülüyor. Günümüzde endoskopik yöntemle yapılan kaş kaldırma ameliyatlarında kaşı yüksek tutmak için vida kullanılıyor; bioglue kullanıldığında vidaya gerek kalmayacağı söyleniyor. Bioglue nun 1 cc.sinin 50 dolar civarına satılabileceği söyleniyor. Bioglue nun aslında yeni bir ürün olmadığı, yara kapatma amacıyla daha önce de kullanıldığı ve bu konuda FDA, CE onaylarının olduğu belirtiliyor; yalnız kaş kaldırmada kullanılan formu ve bu amaçla denenmesi yeni imiş.
Haberin ayrıntısı için buraya tıklayınız yada buraya tıklayınız.
Firmanın resmi sitesi için tıklayınız.
HAZIR GİYİM KATALOĞUNDA BOTOX! (10.07.2007)
İngiltere de bir hazır giyim ve alışveriş kataloğunda Botox a yer verilmesi İngiltere gündemine bomba gibi düştü. Hemen her sağlık sitesi bu konuya yer verdi. Grattan kataloğunda Botox a, dudak ve cilt bakım ürünleri arasında yer verilmişti. Katalogdan Botox ısmarlayan müşterilere ünlü Transform estetik ve güzellik merkezlerinde Botox uygulanıyor. Transform estetik ve güzellik merkezleri, ingilterede çok sayıda şubesi olan bir estetik merkezleri zinciri ve oldukça agresif piyasa ve satış anlayışları ile tanınıyor. Estetik kursları veriyorlar, size anahtar teslim güzellik merkezi açıyorlar (oldukça iyi bir ücret alıyorlar ve daha sonra da tüm gelirin bir kısmına sürekli ortak oluyorlar), yeni boşanmış bayanlara özel estetik ameliyatlar kampanyası gibi pekte etik olmayan (ve tıbbi çevrelerde oldukça tartışılan) kampanyalar düzenliyorlar, müşterilerine estetik kartı veriyor ve uygulanan estetik uygulamalar başına puan, ve belli bir puan birikince de bonus uygulama veriyorlar. Görünüşe göre Transform estetik merkezleri bu ticari anlayışlarında ısrarlı ve tartışılacak yeni kampanyalar yapmaya devam edecekler. Haberin bu kadar tartışmaya yolaçması ise estetik ameliyatların ve estetik uygulamaların, marketlerde satılan herhangi bir ürün gibi satışa sunulması.
İngiliz uzman doktorlar bu duruma şöyle karşı çıkıyor: Botox gibi cerrahi olmayan uygulamaların bile komplikasyonları olabilir, böyle bir uygulamayı yaptırmayı ancak bir uzman doktorla görüşerek karar vermelisiniz. Bunlar marketten aldığınız bir çift ayakkabı değil ki, daha sonra olmazsa gidip değiştiresiniz.
Benim bu konudaki düşüncem de şöyle: Estetik cerrah olarak tabii ki biz de bu işi para kazanmak için yapıyoruz; ama hiç bir zaman para kazanmayı, hastalarımızın sağlığından yada memnuniyetinden daha ön planda tutmuyoruz. Karşınızdaki bir doktor yada estetik-güzellik merkezi olabilir, farketmez; eğer olaya ürün satmak-ameliyat satmak-olabildiğince çok kâr etmek şeklinde bakıyorlarsa hemen oradan uzaklaşın derim..
NOT: bu haber yazılırken Grattan kataloğunun internet verisyonundan Botox çıkarılmış idi (tıklayınız).
Haberin okuyabileceğiniz onlarca web sitesi var, birini okumak için tıklayınız.
INTERCYTEX, HÜCRE TERAPİSİ ÜRÜNLERİ TEST AŞAMASINDA.. (05.07.2007)
İngilterede bulunan ve insan hücreleri ve kök hücreleri ile çalışmalar yapma izni olan Intercytex adlı firma tarafından, 4 ürünlerinin şu an çeşitli üretim ve test aşamalarında olduğu bildirildi. Firma, bu ürünlerin insan hücreleri üzerinde yapılan çalışmalarla üretildiğini ve yaşlanmaya karşı vücuttaki hücrelerin yenilenmesini sağladıklarını belirtti. Bu ürünlerden ICX-PRO, kapanmayan kronik yaraların iyileşmesi için; Vavelta, yüz gençleştirme için; ICX-SKN, cilt defektlerinde (deri grefti, yaması yerine) kullanılmak üzere için; ICX-TRC, saç rejenerasyonunu artırmak için kullanılıyor. Ürünlerin önümüzdeki yıllarda satışa çıkması bekleniyor.
İntercytex resmi web sitesi için tıklayınız.
Vavelta resmi web sitesi için tıklayınız.
MICHAEL MOORE UN YENİ BELGESELİ. ÜLKELERİN SAĞLIK SİSTEMLERİ ÜZERİNE: SİCKO! (28.06.2007)
Michael Moore, bu belgeselinde Amerika başta olmak üzere, İngiltere, Kanada, Fransa gibi ülkelerin sağlık sistemlerini inceliyor. Bence diğer belgeselleri kadar olayların üzerine gitmemiş ve biraz pasif kalmış. Daha çok sağlık sistemlerinin mağdurları ve bazı ülkelerin sanşlı insanlarının öykülerine yer vermiş. Benim en çok hoşuma giden bölüm sanırım İngilteredeki sağlık sistemini gösterdiği bölümde idi. Bir sağlık kuruluşunu gezen Moore, insanların en çok 25 dakika beklediklerini, sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğunu, herkesin istediği tüm sağlık hizmetlerini ücretsiz alabildiğini görünce şöyle dedi: Bunlar benimle dalga geçiyorlar galiba!.. Sonra hastaneyi turlayan Moore, kapısında vezne yazan bir yer buldu ve ekledi: A-ha buldum işte, bu vezne ne işe yarıyor? insanlardan mutlaka para alıyorlardır.. Ama maalesef, bu vezne nakli gereken hastalara ambulans ücretinin ödenmesi için oradaydı. Yani hastalardan para almıyor, sevk edilecek hastalara yol parası ödeniyordu. Moore, dumur oldu tabiiki..
Aslına bakarsanız yurtdışından duyduklarımıza, haberlerden okuduklarımıza göre İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde sağlık sistemi bu kadar güllük gülistanlık değil; ama Moore un belgeselinde mükemmel bir sistemmiş gibi gösterilmiş. Bence Moore, Amerikadaki sağlık sisteminin içler acısı durumunu iyice abartmak için Avrupa ülkelerindeki sağlık sistemlerinin yürümeyen yanlarını biraz görmezden gelmiş.
Belgeselin başındaki Amerika sağlık (ve sağlık sigortası) sisteminin mağdurlarının öykülerini dinledikçe gözleriniz yaşarabilir. Kapitalist sistemin küçük insanları nasıl acımasızca ezebildiğini gözler önüne seriyor; ayrıca şunu da ekliyor: Amerika da 3 kuruş daha fazla para kazanmak için insanların hayatları kolayca harcanabilir ve bu son derece doğal bir şeydir.
Fransa bölümünde siyahi bir kadın, her türlü sağlık hizmetini ücretsiz alabildiklerini söyleyip ekliyor: burasını Amerika mı sandın!
Filmden bir bölüm:
MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI: ASLINDA HERKES İÇİN! (28.06.2007)
İngiltere de son 6 ayda erkeklere yapılan meme küçültme ameliyatlarında 256% artış olduğu, bayanlarda ise artışın 43% olduğu bildirilmiş. Yılın ilk 6 ayında gerçekleştirilen meme küçültme ameliyatlarının sayısı 279 olarak verilmiş. This is London dergisinde yayınlanan makalede, insanların artık dış görünüşlerine daha fazla dikkat ettikleri, gerektiğinde estetik ameliyat olmayı artık daha doğal karşıladıkları belirtilmiş. Özellikle erkek hasta sayısındaki artış gerçekten dikkat çekici.
AMERİKALILAR UCUZ BOTOKS PEŞİNDE (27.06.2007)
Artık nerede ise her ay bir sahte Botulinum toksin olayı haberi okuyoruz. Bu kez Las Vegasda çalışan Dr. Stephen Seldon (bir K.B.B. uzmanı), sahte Botox kullanmaktan tutuklandı. Sahte botox un kaynağının yine diğer vakalardaki gibi Arizonada bulunan Toxin Research International Inc. olduğu belirlendi. Bulunan Botulinum toksin flakonlarının üzerinde sadece araştırma amacıyla kullanılabileceği, insan yada hayvanlara uygulanmaması gerektiği yazıyormuş. Doktorun ve muayenehanesini paylaştığı eşinin 20 yıl hapis cezası alabileceği söyleniyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
KUAFÖRDE YAPILAN YÜZ GERME OPERASYONU! (27.06.2007)
Bilmeyen varsa buradan duyurayım: bir çok kuaför çeşitli tekniklerle yüz germe yapıyor. Bu haber özellikle uzman doktor arkadaşların ilgisini çekebilir. Örneğin ulus-etiler-levent civarındaki kuaförlerin bir çoğu sadece saç spreyi kullanarak yüzde gerginlik sağlayabiliyorlar. Hatta kepçe kulakları arkaya yatık tutabildiklerini söyleyenlerde var (saç spreyi ile). Bu uygulamalar çok sağlıklı olmasa da sadece gece katılınacak bir davette yüzünüzün gergin durmasını sağlayabiliyormuş. Ama yinede bu uygulamaları denemeye kalkışmayınız, sonuçlarının ne olacağı bilinmez; manken Doğa Bekleriz in kulak macerasını hatırlayınız (gerçi o japon tutkalı kullanmıştı).
İnternette rastladığım bir videoda da bir kuaför, saçları gererek müşterisinin yüzünü geriyor. Bence prensip olarak mantıklı bir yöntem, etkisi olabilir; ama yüzü gereceğim diye saçları gerim gerim germek bana mantıklı gelmiyor. O kadar gerilen saçların daha sonra döküleceğini düşünüyorum. Videoyu aşağıdaki linke yada yandaki resime tıklayarak seyredebilirsiniz (videodan önce kısa bir reklam seyretmeniz gerekebilir). NOT: estetik cerrahiye sarmayan bir kuaförler kalmıştı, onlarda kervana katıldı, eksik kalmadı...
Videoyu seyretmek için tıklayınız.
ARTIK DUDAKLAR İÇİNDE THERMAGE YAPILABİLİYOR (27.06.2007)
Thermage firması, dudak çevresindeki kırışıklıkları yokedebilen yeni dudak çevresi Thermage başlığını tanıttı. Thermage, dudak çevresindeki kırışıklıkları yokederken kollajen üretimini arttırarak dudakların daha dolgun görünmesine yolaçıyor. Ama malesef yine özel bir Thermage başlığı kullanılıyor, her uygulamada başlık değiştiriliyor ve uygulama oldukça pahalıya geliyor. Haberde bu uygulamanın maliyeti hakkındaki endişeler sıralanmış ve dudak çevresindeki kırışıklıklar için daha uygun maliyetli işlemler yapılabildiği hatırlatılmış; bir de güzel bir söz eklenmiş: çekiç için dünyadaki herşey çividir..
DOKU YAZICISI! (25.06.2007)
Bu konuda bir haberi yaklaşık 3-4 sene önce ülkemizde yayınlanan Chip dergisinde (bir bilgisayar kültürü dergisi) okuduğumu hatırlıyorum; fakat o zaman bu konu hiç gözümde canlanmamış, haberin yanlış çevrilmiş olabileceğini düşünmüştüm. Anlıyacağınız bu konu yeni bir konu değil ama yeni gelişmeler oldukça basında bu konuda yeni haberlere rastlıyoruz. Haberde bahsedildiğine göre Manchester üniversitesinde yapılan çalışmalarda, aynen ink-jet yazıcıların çalışma tekniği ile çalışan ve hastadan alınan cilt hücrelerinden tabaka şeklinde cilt üretmeye yarayan bir cihaz geliştirildi (gözümde 5. element filminde leelo nun -Milla jovovich- yaratıldığı sahne canlanıyor, aşağıdaki videoda bu sahneyi görebilirsiniz). Bu teknikle sadece cilt değil, kemik, kıkırdak, hatta 3 boyutlu doku parçalarını üretmek mümkün olacak. Profesör Brian Derby in belirttiğine göre eksik doku kısımları, bu cihazla 3 boyutlu olarak üretilebilecek.
The fifth element filminde Milla Jovovich in yeniden oluşturulmasını aşağıdaki videoda görebilirsiniz.
THERMAGE, ALMA LAZER FİRMASINI PATENT İHLALİ GEREKÇESİ İLE MAHKEMEYE VERDİ (22.06.2007)
Thermage ve Accent cihazlarının ikisi de bildiğiniz gibi radyofrekans teknolojisini kullanıyor ve cilt gençleştirme amacıyla kullanılıyor. Bu iki cihaz hakkında ayrıntılı bilgiyi Ameliyatsız estetik bölümünde bulabilirsiniz. Tam anlamı ile aynı şekilde kullanılmasalar da (Thermage, sadece tek seans uygulanırken, Accent 6-8 hafta-haftada bir kez uygulanıyor; ayrıca Accent in herhangi bir gideri yokken, Thermage ın başlığının her uygulamada değişmesi gerekiyor) Thermage firması, Accent XL in üreticisi olan Alma lazer firmasını, Thermage a ait patentleri ihlal ettiği (aynı teknolojiyi kopyaladığı ve lisanssız kullandığı) için dava etti. Söylendiğine göre şubat 2006 da Thermage firması, aynı teknolojiyi kullandıkları için eğer U.S.A. da cihazlarını satarlarsa patent ihlali sebebiyle şikayetçi olacakları şeklinde Alma lazer firmasını uyardı. Buna rağmen Alma lazer firması U.S.A. da cihazlarını satıp nisan 2007 de Accent XL ve RF için FDA onayı aldı. Bunun üzerine Thermage firması Accent cihazında, kendilerine ait olan 10 adet patentli teknolojinin izinsiz kullanıldığını iddia ederek Alma lazer firmasını mahkemeye verdi.
ENTERESAN BİR RESİM (22.06.2007)
Geçenlerde internette çok enteresan bir resim dolaşıyordu. Bildiğiniz gibi artık gazetelerde, dergilerde, hatta tv de canlı yayın sırasında bile görüntüler rötuşlanıyor; görüntüdeki kişinin fiziki bir kusuru varsa bu düzeltiliyor. Sahne sanatçılarına, modellere, bu şekilde ameliyatsız foto-estetik yapılıyor. Bir moda dergisi de yayınladığı modelin resminde düzeltmeler yapmış, modelin yanındaki kişi resimden çıkarılmış ama modelin omzundaki el unutulmuş! Photoshop ile rötuş yaparken biraz daha dikkatli olmalı.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
KOLAYCA SİLİNEBİLEN DÖVME PİGMENTLERİ NİHAYET SATIŞA SUNULDU: FREEDOM-2 (22.06.2007)
Daha önce buradan duyurduğum, kolayca silinebilen dövme pigmentleri nihayet satışa sunuldu. Amerikada Duke üniversitesi cilt hastalıkları bölümünden bir profesör tarafından geliştirilen pigmentler, geçen sene ilk duyurulduğunda ilgiyle karşılanmıştı. Bu pigmentlerin özelliği, lazer ışınına çok duyarlı bir madde ile birleştirilmeleri (polymethylmethacrylate - PMMA); bu sayede bir seans lazer uygulamasından sonra bu maddelerle birlikte dövme pigmenti de parçalanıyor ve dövme silinmiş oluyor. Polymethylmethacrylate (PMMA) mikrokürecikleri, aslında Artecoll adlı dolgu maddesinin yapısında bulunan bir madde. Web sitesindeki resimlere bakarsak (henüz sadece bir vakanın resimleri yayınlanmış), bu pigmentle yapılmış dövme yine de öyle tek seans lazer uygulaması ile silinememiş, ek seanslar gerekmiş. Bu noktada benzer bir ürün üzerinde (hem de çeşitli renk seçenekleri ile) başka merkezlerce de çalışmalar yapıldığını hatırlatayım (haber arşivinde bu konu ile ilgili yazdığım haberleri görebilirsiniz). İleride bu konuda çok daha başarılı ürünler görmeyi ümit ediyorum.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız; resmi web sitesine gitmek için ise buraya tıklayınız
HİNDİSTANDA İNANILMAZ OLAY: 15 YAŞINDA BİR ÇOCUK SEZARYEN AMELİYATI YAPTI (21.06.2007)
Hindistanda 15 yaşında, Dileepan Raj adlı bir çocuk, 20 yaşındaki bir bayana sezaryen ameliyatı yaptı. Ailesi tarafından bu girişim videoya alındı ve bir çok doktora izlettirildi. Önceleri ailesi tarafından Guinness rekorlar kitabına girmesi gerektiği söylenirken, olayın duyulması üzerine aile, çocuklarının sadece asistanlık yaptığını söylemeye başladı. Olay hakkında soruşturma açıldı.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
YERÇEKİMSİZ ORTAMDA İLK KEZ BİR AMELİYAT YAPILDI (21.06.2007)
Yerçekimsiz ortamda yapılan ilk cerrahi müdehale, fransız cerrahlarca gerçekleştirildi. Uzaydaki sıfır yerçekimi ortamının bir benzeri, parabolik bir uçuş rotasında uçurulan bir uçağın içinde oluşturuldu. Yerçekimsiz ortama alıştırılan astronotlar da bu şekilde bir çok uçuş gerçekleştiriyorlar. Uçak önce dimdik gökyüzüne yükseliyor ve yeterli yüksekliğe gelince dosdoğru yere doğru hızla inişe geçiyor; bu sırada uçağın içinde kısa bir süre için yerçekimi sıfırlanıyor ve herşey havalanmaya başlıyor; daha sonra yere yaklaşan uçak, uçuş doğrultusunu değiştiriyor ve yeniden ufka paralel uçmaya başlıyor ve yerçekimi yavaş yavaş normale dönüyor. Yerçekimsiz ortamda yapılan ilk cerrahi müdehale de, bu şartlarda gerçekleştirilmiş. Ameliyatta bir gönüllünün kolundan lipom (yağ kitlesi) alınmış. Yalnız enteresan olan, normalde özellikle manyetize edilmeyen cerrahi aletlerin, bu ameliyat için mıknatıslanmış olması. Normalde ameliyat ipliğinin ucundaki iğnenin, cerrahi aletlere yapışıp kalması istenmez ve cerrahi aletler özellikle demanyetize edilir; yerçekimsiz ortamda ise cerrahi aletlerin havada uçmasını önlemek için özellikle mıknatıslanmış cerrahi aletler kullanılmış.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
DAVİD SMİTH İN ZAYIFLAMA VE VÜCUT GERME AMELİYATLARI: İNANILMAZ BİR KİLO VERME ÖYKÜSÜ (21.06.2007)
David Smith adlı bir kişi morbid obezken, zayıflamayı başarıyor ve tüm sarkan kısımlarına germe ameliyatları yaptırıyor: karın germe, kol germe, sırt germe, bacak germe vs.. vs.. Tüm öyküsünü resimlerle destekleyerek bir web sitesi hazırlıyor. Ama en inanılmaz olanı bu kadar kiloyu sadece ve sadece spor yaparak vermesi: zayıflama ilacı yada herhangi bir zayıflama ameliyatı olmadan! David Smith in web sitesini mutlaka görmelisiniz, sitede resimler ve videolar da var:
David Smith in web sitesine gitmek için tıklayınız.
İNGİLİZ PLASTİK CERRAHİ DERNEĞİ, FRANCHISING YÖNTEMİ İLE AÇILAN ESTETİK KLİNİKLERİNE KARŞI UYARIYOR: SAĞLIKTA MC DONALDİZASYON OLMAZ! (20.06.2007)
İngiltere, avrupada estetik-güzellik hizmetlerinin gerçek bir endüstriye dönüştüğü belli başlı ülkelerden. İngilterede 2 günlük estetik kursu sonunda franchising usulü anahtar teslim güzellik-estetik merkezi açmanıza yardımcı olan firmalar (ki onlarda aslında birer estetik-güzellik klinikleri) var. Bu durum karşısında İngiliz plastik cerrahi derneği basın yolu ile uyarılarda bulunmuş ve sağlık sektörünün (her ne kadar hastalıklarla uğraşmasalar da estetik klinikleri de sağlık sektörüne dahildir), fast-food sektörüne benzemediğini, 2 günlük kurslarla ve franchising yoluyla açılan estetik kliniklerinin halkın sağlığını tehdit ettiğini belirtmiş. Sözü edilen kursda pratisyen hekimler 2000 sterlin karşılığı botox ve dolgu maddelerinin enjeksiyonu hakkında kurs görüp (kursda uygulamaların yapıldığı hastalar, kursun yapıldığı otelin gönüllü personeli imiş..) üzerine 35.000 sterlin ödedikleri taktirde, kursu düzenleyen firma tarafından anahtar teslim bir güzellik merkezine sahip oluyorlarmış (ayrıca kursu veren firma gelirlerinin 10 % unu da alıyormuş). İngiliz plastik cerrahi derneği gibi bilimsel ve resmi kurumların da uyarısı ile İngiliz hükümeti yakında bu tür kursları daha sıkı denetlemeyi, gerekirse kısıtlamayı amaçlayan bazı kanunları çıkarmayı planlıyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
THERMAGE, FDA ONAYINI ALDI (20.06.2007)
Ameliyatsız cilt gençleştirme sistemi olan Thermage ThermaCool, her ne kadar son zamanlarda uygulandığı alanlarda yağ dokuda erimeye yolaçtığı şeklinde eleştirilse de, FDA tarafından onaylandı. Özellikle Thermage ın göz çevresinde uygulanabilen özel ucunun güvenli olduğu ve FDA tarafından onaylandığı bildirildi. Bu onay, Kanada ve Amerika birleşik devletlerinde bulunan çok sayıda klinikte gerçekleştirilen uygulamalar sonunda elde edilen veriler ışığında verildi. Böylece Thermage, gözkapağı estetiğine alternatif olan tek FDA onaylı ameliyatsız estetik yöntemi oldu.
RFID ÇİPLİ MEME İMPLANTLARI YOLDA (20.06.2007)
Şu an kullanılmakta olan FDA onaylı kohesiv silikon jel içeren meme implantlarına 4. kuşak implantlar deniyor. Bundan sonra ne gibi bir gelişme (5. kuşak meme implantları!) olabilir derken (daha önce haberler kısmında hafızalı, MP3 çalarlı silikon meme implantlarından bahsetmiştim, henüz piyasaya çıkmadılar, haber arşivinde o haberi görebilirsiniz) çipli meme implantlarının geliştirildiğini öğrendim. Bu implantlara yerleştirilen (implant içinde implant!) bir radyofrekans çipi (RFID) sayesinde herhangi bir film yada muayeneye gerek kalmadan meme implantının durumunu öğrenebileceksiniz (acaba çip, silikonun durumu hakkında e-mail mi atacak yada cep telefonunumu çaldıracak diye düşünüyorum?). Bu sisteme Breast Implant Monitoring System (BIM: meme implantı izleme sistemi), deniyor. Şu an için meme implantının durumunu öğrenmenin en iyi yolu, MRI (manyetik rezonans görüntüleme) çektirmek ve doktorunuza muayene olmak. Zaten şu an FDA, meme implantı taktıran bayanların 2 yılda bir kontrol amacı ile MRI (manyetik rezonans görüntüleme) çektirmelerini öneriyor. Çipli meme implantları henüz geliştirme aşamasında; kullanıma sunulur sunulmaz en geniş bilgiyi bu sitede bulabilirsiniz. RFID çiplerini üreten firma (Novalert) şu an bu konuda fazla açıklama yapmıyor ve konuyu devlet sırrı gibi gizliyorlar; web sitelerine şu an sadece özel password ile sadece yetkili kişiler girebiliyor: http://www.novalert.com/
OLDUKÇA TARTIŞMALI BİR UYGULAMA: LİPOLİZ (19.06.2007)
Herkes yaptırıyor, doktorlar uyguluyor, Türkiyede yasal değil ama bir çok güzellik kliniğinde yapıldığı da bir gerçek. Sanırım son yılların en tartışmalı ameliyatsız estetik uygulamaları, lipoliz gibi enjeksiyonla inceltme ve selüliti giderme uygulamalarıdır. Bu konu son olarak The Wall Street Journal web sitesinde de bir makalede tartışıldı. Bu makalede öncelikle enjeksiyon yolu ile yağ dokuyu eriten herhangi bir ürüne henüz FDA onayı verilmediği, enjeksiyon yolu ile zayıflatan ve FDA onayı olan hiç bir ürünün bulunmadığı hatırlatılmış. Bir çok klinikte uygulanan lipoliz uygulamalarının farklı maddelerle yapıldığı, genellikle bu maddelerin içinde phosphatidylcholine ve sodium deoxycholate (kısaca PCDC) bulunduğu yazılmış. Eyalet yönetimleri, FDA ve uzman doktorlar arasındaki yazışmalarda ise bu konuda izin yetkisinin eyalet yönetimlerinde mi yoksa FDA da mı olduğunun kesinlik kazanmadığı, FDA nın lipoliz (lipodissolve) uygulamasını henüz değerlendirdiği anlaşılıyor. Diğer yandan internette Britney Spears a ait olduğu söylenen bir resim dolaşıyor; güya Spears lipoliz yaptırdıktan sonra bacaklarında bir çok çöküntü oluşmuş; ne kadar doğru bilemeyiz tabii ama o resme burada yer veriyorum, yorum sizin (B. Spears ın doğum sonrası lipoliz yaptırdığını burada daha önce yazmıştım). Ayrıca internette bazı ciddi haber sitelerinde, lipoliz uygulamasının bilimsel çalışmalar haricinde estetik amaçlı uygulanmasının Kansas eyaletinde tamamen yasaklandığı da duyurulmuş. Daha önce Kansas eyaletinde bu konunun tartışıldığını burada yazmıştım; demekki tartışmalar bitmiş ve sonunda yasaklama kararı alınmış.
WWW.MYBODYPART.COM DAN FREEWARE PERSONAL MAKEOVER (18.06.2007)
Estetik ve güzellik üzerine oldukça geniş bir web sitesi olan www.mybodyparts.com, ziyaretçileri için özel bir program hazırlamış: personal makeover. Bu programla resminizi yükleyip resim üzerinde saçınızı, burnunuzu, çenenizi değiştirebiliyorsunuz. Ayrıca resim üzerinde makyaj denemeleri de yapmak mümkün. Program tamamen freeware, yani indirmesi ve sınırsız kullanımı serbest. İndirmek için tıklayınız.
NOT: Bu programa benzer diğer programları indirmek içinde download bölümüne (menüden diğer başlıklara girin, açılan sayfada download / indir i tıklayın) gözatmanızı öneririm.
YERÇEKİMİ, YÜZÜN SARKMASININ BAŞ SORUMLUSU OLMAYABİLİR (15.06.2007)
Amerikan plastik cerrahi dergisinin haziran 2007 sayısında yayınlanan bir makaleye göre, yerçekimi, yüzün yaşlanması ve sarkmasının tek sorumlusu olmayabilir. Makaleye göre yüzün yaşlanmasına ve sarkmasına farklı bir gözle bakmalıyız. Yazara göre yüzün çeşitli bölgelerinde farklı yağ yastıkçıkları bulunuyor. Yaşlanma ile bu yağ yastıkçıklarında değişimler oluyor; kimisi yağ depoluyor ve şişiyor, kimisi eriyerek ufalıyor. Yüzdeki değişiklikler tüm bölgelerde aynı şekilde eşit oluşmuyor. Yaşlılıkla, yüzün bazı bölgelerinde daha erken ve daha belirgin sarkmalar oluyor.
GÜZELLİK ÜZERİNE BİR ANKETİN SONUÇLARI (15.06.2007)
Kendini güzel, çekici ve yakışıklı bulan insanların resimlerini gönderebildikleri bir web sitesi olan www.beautifulpeople.com sitesi, düzenlediği bir anketin sonuçlarını açıklamış. Sonuçlar şöyle:
İngiliz erkeklerinin 61 % si bayan arkadaşlarının göğüs estetiği yaptırmış olmasını tercih ediyor.
Site ziyaretçileri (ingilizler) yılda 10-15 farklı cinsel partnerle aşk yaşadıklarını belirtmişler.
Site ziyaretçilerinin (ingilizler) 66 % sı parnerlerini aldattıklarını belirtmişler.
Site ziyaretçilerinin 77 % si, kişilik sahibi olsa da çekici olmayan bir partneri istemediklerini belirtmişler.
İngilizlerin 66 % sı ve Amerikalıların 85 % i, fiziki üstünlüklerinin (güzellik, uzun boy, havalı saçlar, hokka bir burun) iş hayatında fayda sağladığını belirtmişler.
GÜZELLİK-ESTETİK PİYASASI RİSK ALMAYI GEREKTİRİR (15.06.2007)
Plastic surgery 101 sitesinden bir haber: aldığınız cihazın maliyetini kısa sürede çıkaramazsanız, o cihaz ile para kazanayım derken borç içinde kalabilirsiniz. Sitedeki habere göre estetik-güzellik sektöründe, insanların ilgi alanı o kadar hızlı değişiyor ki, bir plastik cerrah yada bir güzellik salonu aldıkları yeni estetik cihazının maliyetini en kısa sürede çıkartmak zorunda; yoksa bir süre sonra insanlar Oprah Winfrey in programında yada cosmopolitan dergisinde gördükleri başka bir cihazın peşine düşüyor ve alınan cihaz bir kenarda tozlanmaya mahkum oluyor. Aslında bu, kapitalist dünya düzeninin bir gereği; insanlara devamlı yeni bir ürün sunulmalı ki tüketim olsun. Fakat estetik-güzellik sektörü açısından bunun iki sakıncası var. Öncelikle insanların devamlı yeni çıkmış bir cihaza hücum etmeleri, o cihazın olası komplikasyonları ortaya çıkmadan uygulamaları yaptırmaları riskli; çünkü genellikle bir süre sonra o cihazla ilgili komplikasyonlar ortaya çıkmaya başlıyor ve hatta bazen o cihazın kullanımı tamamen yasaklanıyor. Olan, uygulamaları sorgusuz sualsiz ilk yaptıran insanlara oluyor. Son furya thermage idi ama artık estetik cerrahi dergilerinde thermage ın komplikasyonları ile ilgili makaleler yayınlanmaya başladı. Yeni cihazlara sorgusuz sualsiz saldırmanın bir diğer sakıncası ise o cihazı alan klinikler için geçerli. Henüz cihazın maliyeti karşılanmadan yeni bir cihazın popüler olması ve insanların o yeni cihaza (başka bir kliniğe) gitmesi riski var. Plastic surgery 101 sitesinde bu haberde yukarıdaki resim kullanılmış, bende aynen buraya koyuyorum bu resmi.
Haberde, ayrıca şu an popüler olan ve vazgeçilmeye başlamış olan olan estetik yöntemleri ve ameliyatları sıralanmış. Burada kısaca veriyorum: Şu an popüler olan yöntemler: The wound V.A.C.: vakumla yara kapatma sistemi..
Lazerle cilt gençleştirme: eskiden karbondioksit ve erbium lazerler popüler iken son zamanlarda bu amaçla fraxel lazer (fraxel), plasma (PSR3), radyofrekans (Accent RF), diode/pulsed dye laserler ve IPL cihazları kullanılıyor.
Botox: modası hiç geçeceğe benzemiyor.
Dolgu maddeleri: özellikle eriyen hyaluronik asit temelli dolgu maddeleri oldukça popüler (restylane, rofilan, teosyal, esthelis vs..).
Yüz kırıklarında kullanılan titanyum plak ve vidalar. Tümesan liposuction (yağ alma): liposuction ın riskini minimuma indiren bu yönteminde modası geçeceğe benzemiyor, çünkü ameliyatı çok güvenli hale getiriyor.
Modası geçmekte olan yada komplikasyonları artık öğrenilmiş olanlar: Bazı endoskopik ameliyatlar: endoskopik ameliyatların artık uygulanmadığı söylenemez, ama bir kısım cerrahın artık bu yöntemlere sıcak bakmadığı doğrudur. Örneğin, endoskopik alın germe-kaş kaldırma ameliyatını son yıllarda bir çok cerrah kapalı (endoskopik) ve açık yöntemleri birleştirerek uyguluyor. Sadece endoskopik yöntemle yapıldığında çok etkili olmadığı söyleniyor. Bunun dışında T.U.B.A. (meme implantının göbek deliğinden konduğu meme büyütme ameliyatı) ve T.A.B.A. (meme implantının karın germe sırasında karından konduğu meme büyütme ameliyatı) gibi ameliyatlar hiç bir zaman çok popüler olmadılar. Hem çok pahalı ekipman, hem ekstra eğitim, hem ekstra zaman gerekiyor; buna karşın diğer yöntemlere fazla bir üstünlükleri de yok.
Karbondioksit lazerle cilt gençleştirme: yüzde yanık oluşturduğu ve kişiyi birkaç hafta eve bağladığı için artık out..
Ultrasonik liposuction: bu yöntemin de diğer klasik yağ alma yöntemlerine fazlaca bir üstünlüğünün olmadığı görülmüş; ama jinekomasti ve sırt bölgesi gibi, yağ dokunun sert olduğu, yağ almanın vakumla zor olduğu bölgelerde üstünlüğü tartışılmaz. Göbek, basen gibi yerlerden yağ alınırken ise bu yöntemi tercih etmeyenler gün geçtikçe artıyormuş.
İple ameliyatsız yüz asma, kaş kaldırma, ataçlama-Aptos yöntemleri: Amerikalı angiotech firması kendi Aptos ipliklerini piyasadan çektiklerini ve artık üretmeyeceklerini açıkladı. Bu bile olan biteni açıklamaya yetiyor.
Thermage: yapıldığı bölgelerde yağ dokuda atrofiye (erimeye) yolaçabildiği görüldü. Parlak ışığı en çabuk sönen ameliyatsız estetik cihazlarından biri oldu..
Bu haberin orjinalini (ben yukarıya alırken kısalttım) http://plasticsurgery101.blogspot.com/ dan okuyabilirsiniz..
BİR SAHTE BOTOX VAKASI DAHA (02.06.2007)
Amerika-El Dorado Hills de bir doktor, hastalarına yasal olmayan botox benzeri bir ilaç uyguladığı gerekçesi ile tutuklandı. Bir dermatolog olan Dr. Timothy Rosio, firmanın yanıltıcı reklamlarının kurbanı olduğunu belirtti. Doktorun 100.000 dolar para cezasına çarptırılabileceği söyleniyor. Bu deneysel ürünü ise doktora temin eden firma Arizonadan TRI adlı firma. Bu bölümü eskiden beri takip eden okuyucular bu firmanın adını yine iki sene önce 3 kişinin hayatını kaybettiği sahte botox olayından hatırlayacaklardır. Bu habere haber arşivimizden ulaşabilirsiniz.
RUSYADA MEME BÜYÜTME İÇİN KADAVRADAN ALINAN YAĞ DOKUSU MU KULLANILIYOR? (14.05.2007)
Bu garip iddia, İsrail Safed de bulunan Rebecca Seiff devlat hastanesi, plastik cerrahi kliniği doktorları tarafından ortaya atılmış. Sebep ise şu: son yirmi yıl içinde rusyadan israile oldukça fazla sayıda rus musevi göçmen gelmiş. Bu göçmenlerden bazıları adı geçen hastaneye göğüslerinde ağrılı-ülserli yaralarla başvurmuşlar. Anlatılan hikaye ise hemen her hastada aynı imiş: hastalar, yıllar önce rusyada, ne olduğunu net olarak bilmedikleri bir maddenin enjeksiyonu ile meme büyütme yaptırdıklarını söylüyorlarmış. Bazıları bu maddenin bio-gel adlı bir madde olduğunu ifade ediyormuş (Op. Dr. Oytun İDİL in notu: benim bildiğime göre bio-gel adlı madde, bio-alcamid adlı maddenin ilk üretilmiş hali. Bio-gel, rusyada üretiliyor, bu maddeyi bir italyan firma -polymekon- önceleri ithal ediyor; daha sonra ürünü geliştirerek, farklı bir ürün şeklinde bio-alkamid olarak üretmeye başlıyor. İşin gerçeği polymekon firması da, bio-alkamid in meme büyütme için kullanılmasını önermiyor).
Bu hastaların göğüslerindeki ülsere yaralardan muz püresi şeklinde bir akıntı geldiği görülmüş. Doktorlar bu maddenin hydrophilic polyacrylamide gel (PAAG) olduğunu düşünüyorlar. Bir gazeteye bu konuda görüşlerini bildiren Dr. Eyal Winkler ise, yıllar önce rusyada silikon meme implantlarına alternatifler arandığını ve bazı hastalara işlenmiş kadavra yağ dokusunun enjekte edilmiş olabileceğini, fakat bu vakaların sayıca çok çok az olduğunu düşündüğünü söylemiş. Bu arada yukarıda bahsedilen bio-gel, PAAG gibi maddeler hakkında bilimsel bir yayın olmadığını ve şu anda enjekte edilerek meme büyütmede kullanılan yasal tek dolgu maddesinin, İşveçli Q-med firması tarafından üretilen Macrolane olduğunuda belirtelim. Malesef, Q-med ürünlerinin ithalatçısı olan firmadan öğrendiğime göre, Macrolane de çok çok pahalı bir ürün olduğundan dünyada sadece japonya da kullanılmakta imiş.
BOZA GÖĞÜSLERİ BÜYÜTÜYORMUŞ (?) (28.05.2007)
Bu ay bazı estetik cerrahi sitelerinde enteresan bir haber vardı. Habere göre boza, göğüslerin büyümesine yolaçıyormuş. Haberde bozanın aslen bulgaristana özgü bir içecek olduğu, boza içen bayanlarda göğüslerde büyüme görüldüğü belirtiliyor. Ayrıca haberde vefa bozasının resmi de kullanılmış.
KADINLAR DAHA ÇABUK YAŞLANIYOR (01.06.2007)
Bazı bilimsel çalışmalar sonunda kadınların, erkeklerden daha çabuk yaşlandığı ortaya çıkarılmış. Almanya da Freidrich Schiller üniversitesi ve Fraunhofer biomedikal teknoloji enstitüsü tarafından yapılan bilimsel çalışmalarda, kadınlarda cilt yaşlanmasının erkeklere göre daha hızlı gerçekleştiği görülmüş. Cilt yaşlanmasını değerlendirebilmek için özel ve yeni bir kızılötesi lazer kullanılmış. (Op. Dr. Oytun İDİL in notu: kadınlarda cildin daha hızlı yaşlanması, uzun yıllar kullanılan makyaj malzemeleri ve cilt bakım ürünlerinin bazılarına bağlı olabilirmi? Sonuçta erkekler, ciltlerine kadınlar kadar fazla kimyasal ürün uygulamıyor.)
BİLGİSAYAR OYUNUNDA YÜZ GERME (29.05.2007)
Bir X-box 360 oyunu olan Saint's Row da, yönlendirdiğiniz karekter gerektiğinde plastik cerraha giderek estetik ameliyatla yüzünü değiştirebiliyor. Oyun aslında bir Grand Theft Auto kopyası; yani bu oyunda mafya adına çalışıyorsunuz ve size verilen görevleri (adam kaçırma, senet tahsil etme gibi) yerine getiriyorsunuz. Doğal olarak tanınmamak için arada bir yüzünüzü değiştirmeniz gerekiyor (!). Bu durumda (oyunda) hemen bir plastik cerraha başvuruyorsunuz.
DEĞİŞİK BİR PERFORMANS (ZATEN NEREDE İSE TÜM PERFORMANS SUNUMLARI TUHAF DEĞİLMİDİR?) (23.05.2007)
Marco Everistti bir sanatçı; son performans sunumunu ise kendi yağı ile yaptığı köftelerle gerçekleştiriyor. Marco Everistti, geçirdiği liposuction ameliyatında alınan yağ dokusunu saklıyor, bu yağ ile köfte yapıp bunları konserve kutularına koyduruyor. Toplam 13 konserve kutusu köfte yapılıyor. Sanatçı, günümüzdeki sağlıksız beslenme düzenine dikkat çekmek istemiş: (köfteleri) yiyoruz yiyoruz, kilo alıyoruz, yağ aldırıyoruz ve yeniden yemeye devam ediyoruz.. Beslenmek için yemiyoruz, zevk için yiyoruz. Böylece sanatçı kendi yağ dokusundan köfte yaptırıp bu kısır döngüyü belirtmek istemiş. Haberde, Marco Everistti nin 12 arkadaşını çağırdığı bir yemekte konserve köfteleri yediklerinden de bahsediyor.
THERMAGE IN KOMPLİKASYONLARINA DİKKAT ÇEKİLİYOR (10.05.2007)
Dr. Anthony Youn, Amerika plastik cerrahi dergisine gönderdiği makale ile Thermage ın komplikasyonları olabileceğine dikkat çekti. Gördüğü bazı vakalarda Thermage uygulanan alanlar boyunca çöküklükler ve cilt altı yağ dokusunda erimeler olduğunu bildirdi. Özellikle yüksek enerji ile yapılan Thermage uygulamalarının, ciltte germe etkisi yaparken, ciltaltı yağ dokusunda erimeye yolaçabileceği söyleniyor.
SHARON OSBOURNE ARTIK ESTETİĞE YETER DEDİ (22.05.2007)
Ünlü metal şarkıcısı Ozzy Osbourne un eşi ve menajeri olan Sharon Osbourne, artık estetik ameliyat olmayacağını söyledi. Şu an 54 yaşında olan Sharon Osbourne, geçirdiği estetik ameliyatlar için şimdiye kadar 235.000 dolar harcamış. Ameliyat listesi şöyle:
- Zayıflama için gastrik bypass - Yüz germe - Kaş kaldırma - Göğüs büyütme - Göğüs dikleştirme - Liposuction - Kol germe - Kalça germe - Bacak germe - Karın germe NOT: Ozzy Osbourne un yeni albümü de çıkmak üzere.. Black Rain adlı albüm de 10 parça var ve gitarist Zakk Wylde yine döktürmüş. Kapak çalışması oldukça etkileyici olan albümün isim parçası (black rain) ağır bir parça. Bence en akılda kalıcı şarkılar Trap door ve Civilize the universe. Here for you ise oldukça güzel bir balad. Albüm daha çıkmadan nasıl mı edindim? Minik kuşlar kapıma bırakmış.. (!)..
PLAYBOY UN KURUCUSU VE SAHİBİ HUGH HEFNER YÜZÜNÜ GERDİRMEYE HAZIRLANIYOR (22.05.2007)
Şu an 81 yaşında olan ünlü Playboy dergisinin kurucusu ve sahibi Hugh Hefner, yüz germe ameliyatı olmaya hazırlanıyor. Daha önce de boyun germe ve diş implantları ile diş estetiği olan Hefner, erkeklerin estetik olmasının kendisine hiç de aykırı gelmediğini söylüyor.
DÜNYANIN EN İRİ MEME İMPLANTLARI (22.05.2007)
Yetişkinlere yönelik filmlerde oynayan, striptiz danscısı Maxi Mounds, göğüslerinin iriliği ile Guiness rekorlar kitabına girdi. Maxi Mounds un göğüs ölçüsü 153.67 santimetre. Bu kadar iri meme implantları, sık sık kullandığımız koheziv silikon jel içeren yada serum fizyolojikle şişirilen meme implantlarından farklıdır. Bu implantlar polypropylene den üretiliyor ve ameliyatla yerleştirildikten sonra sıvı çekerek büyümeye devam ediyorlar. Bu implantlar, sadece son derece abartı büyüklükte meme implantları isteyen striptizciler ve porno oyuncuları tarafından talep ediliyor. Daha sonra çıkarılması istenirse meme dokusunu ve cildini çok fazla genişlettiği için kaçınılmaz olarak memelerde deformite oluşuyor ve toparlama ameliyatı yapmak gerekiyor. Bu implantlar FDA tarafından onaylanmıyor ve Amerika birleşik devletlerinde satılmıyor.
İNANILMAZ BİR SERGİ, KÜLT BİR DERGİ VE ORTA KARAR BİR FİLM.. (18.05.2007)
Tüm dünyada ses getirmiş, hristiyan dünyasında tartışmalara yolaçmış ve benzeri bulunmayan bir gezgin sergiden bahsedeceğim size: Bodies, The exhibition. Bu bir kadavra sergisi. Daha doğrusu son derece özenli çalışılmış, sanatsal öğeler içeren bir anatomi sergisi. Geçenlerde haber sitelerinde bu serginin duyurusuna rastlayınca kısaca burada bahsetmek istedim. Haberin içinde bir sergi, bir dergi ve bir film var ama isterseniz en baştan başlayıp, sonunda bunları birbirine bağlayayım.
Almanya da çok şirin bir şehir var: Heidelberg. Bu şehrin dünya tıp tarihi açısından bir önemi var, bu kasabada Heidelberg tıp fakültesi ve bu tıp fakültesinde de doğal olarak bir anatomi kürsüsü bulunuyor. Fakat anatomi kürsüsünde çok sıradışı bir bilim adamı var: Prof. Dr. Gunter Von Hagens. Prof. Hagens in kendi geliştirdiği çok özel bir kadavra hazırlama tekniği var: Plastinasyon. Bu teknikle hazırlanan kadavralar taş kadar sert oluyor ve istenen her pozisyonda şekle sokulabiliyor. Prof. Dr. Gunter Von Hagens, tekniğini yıllar içinde geliştiriyor, hazırladığı kadavralara sanatsal formlar veriyor (örneğin bazı resim ve heykelleri kadavralarda yeniden oluşturuyor) ve sonunda çok ilgi çekici bir sergi olan kadavra objeleri ortaya çıkıyor. Bence en enteresan olanları derisini askıya asan adam, tüm sinir sistemi ortada olan satranç oynayan adam, at üzerinde şahlanan binici (ünlü bir heykelin yeniden yapılışı, ve .. evet doğru tahmin ettiniz binicinin bindiği at bile kadavra..). Daha sonra sergiyi dünyanın çeşitli ülke ve şehirlerinde sergilemeye başlıyor. Sergi daha geniş kitlelerce duyuldukça dindar çevrelerden tepki almaya başlıyor; hatta Prof. Dr. Gunter Von Hagens, Elm sokağı kabusu filmindeki Freddie ye benzetilmeye başlıyor (gerçekten de Prof. Dr. Gunter Von Hagens, Freddie ninkine benzer bir şapka takıyor).
Tabii ki Hollywood, bu enteresan sergiyi gözden kaçırmıyor ve yine Heidelberg tıp fakültesinde geçen bir gerilim filmi çekiliyor: Anatomy. Film, gerçekten Heidelbergde, tıp fakültesinde ve hatta Prof. Dr. Gunter Von Hagens in anatomi kürsüsünde çekiliyor. Bu filmde görünen kadavraların hepsi gerçek ve Prof. Dr. Gunter Von Hagens in sergisindeki eserleri. Filmin hikayesi de Prof. Dr. Gunter Von Hagens in plastinasyon tekniği çevresinde şekilleniyor. Bu film ülkemizde yayınlandı, marketlerde bulabilirsiniz. Film orta karar bir gerilim filmi ama filmdeki kadavraların gerçek olduğunu bilerek seyretmek farklı oluyor. Anatomi, orta karar bir film olmasına rağmen ikincisi de çekilmiş ve bu film de ülkemizde bulunabiliyor. Bu filmde, avrupa sinemasının parlayan yıldızlarından Franka Potente nin başrolde olduğunu da eklemeliyim.
Sergiden ve filmden bahsettik, sıra dergiye geldi. Yıllar önce ülkemizde çıkan kült olmuş bir sinema dergisi var: geceyarısı sineması. Bu dergi sadece 19 sayı çıkmış olmasına rağmen halen film meraklıları tarafından fotokopi ile çoğaltılarak elden ele dağıtılıyor. Geceyarısı sinemasının 12. sayısında ben Anatomy filminin eleştirisini yazmış ve filmdeki kadavraların gerçek olduğunu belirtmiştim. Derginin bu sayısı ile ilgili web sayfası: http://www.geocities.com/geceyarisi/sayi12.htm. Yıllar sonra bu ilginç sergi ve filmden kendi web sitemde bahsetmekte varmış.. İlgili bir iki video aşağıda..
Gunter Von Hagens ve sergisi ile ilgili bir slayt şov..
History Channel videosu: koşarken kasları rüzgarla uçan ve derisini askıya asan adama dikkat!
Bodies sergisi web sitesi için tıklayınız yada buraya tıklayınız. Serginin gideceği ülkeleri ve sergi tarihlerini de bu adreslerden öğrenebilirsiniz.
FAZLA KİLONUZ YOK, AMA YİNE DE YAĞLARLA BAŞINIZ DERTTE OLABİLİR! (17.05.2007)
Moleküler görüntüleme konusunda uzman olan Dr. Jimmy Bell, zayıf insanların bile yağlarla başının dertte olabileceğini söylemiş. Dediğine göre zayıf insanlarda da iç organların çevresinde tehlikeli bir şekilde yağlanma olabiliyor. Örneğin fazla kilosu olmayan, ideal kiloda biri olsanız bile bu, kalbinizin çevresinde yada karaciğerinizde yağlanma olmadığını göstermiyor. Düzenli egzersiz ve spor bu tarz yağlanmayı azaltıyor, kontrollü yapılan diyetlerse genellikle görünen kiloyu azaltıp ciltaltı yağı yaksa da iç organların çevresindeki tehlikeli yağlanmayı artırıyor.
PERLANE, FDA TARAFINDAN ONAYLANDI (04.05.2007)
Q-med firmasının ürünü olan ve derin kırışıklıkların giderilmesinde kullanılan Perlane, FDA tarafından onaylandı. Bu dolgu maddesi ve diğer dolgu maddeleri ile ilgili ayrıntılı bilgiyi ilgili sayfadan alabilirsiniz: tıklayınız..
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
ANGİOTECH FİRMASI, KENDİ APTOS (İPLE ASMA) İPLİĞİ OLAN CONTOUR THREAD İ PİYASADAN ÇEKTİĞİNİ AÇIKLADI! (01.05.2007)
Son yıllarda dünyada oldukça popüler olan, ülkemizde de bir çok klinikte uygulanan APTOS (anti-ptos: sarkmayı önleyici iple asma yöntemi) yönteminde bir kaç farklı firmanın ürünü kullanılıyor. Bu firmalardan Angiotech (bir Amerikan firması), kendi APTOS iplikleri olan Contour thread i piyasadan çektiklerini ve artık üretmeyeceklerini açıkladı. Bu kararı almalarında ürünün güvenliği ile ilgili herhangi bir sorunun olmadığı, sadece firma olarak tüm kaynaklarını Quill yara kapatıcı ürünlerine yönlendirmek istedikleri için Contour thread i piyasadan çektiklerini bildirdiler.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
Angiotech firması web sitesi için tıklayınız yada buraya tıklayınız.
HAYAT KURTARAN SİLİKONLAR: SİLİKON İMPLANTLAR HAVA YASTIĞI GÖREVİ GÖRÜYOR ! (01.05.2007)
Silikon meme implantları ile ilgili arada bir enteresan haberler okuyoruz. Bu haberleri kısaca burada vereyim dedim. Son haberin videosu da var üstelik.. İsrailli bir kadın hizbullah roketinden fırlayan bir şarapnel parçası ile yaralandı. Şarapnel parçasının göğüs implantına saplandığı ve silikon implantın hastanın hayatını kurtardığı anlaşıldı. Doktorlar, Nahariya hastanesinde acil ameliyata alınan 24 yaşındaki bayanın, şarapnel parçasının kalbe santimler kala implantın içinde durması sayesinde hayatının kurtulduğunu bildirdiler. Bulgaristan Ruse kasabasında olan bir trafik kazasında da yine 24 yaşında bir bayan silikon implantları sayesinde hafif yaralarla kurtuldu. Oldukça büyük olduğu belirtilen silikon implantların, kaza sırasında bayanın kaburga ve iç organlarını yaralanmaktan kurtardığı ama darbenin etkisi ile implantların patladığının tespit edildiği söyleniyor. Şonuçta bayanın hayatı kurtulmuş ama implantlarını değiştirmek zorunda kalmış. İnternette rastladığım son silikonların hayat kurtarma haberi ise kılıç balığı avlarken silikon implantları sayesinde hayatı kurtulan bir bayan ile ilgili. Kılıç balığı sudan fırlayarak bayana saldırıyor ve kılıç şeklindeki burnunu bayanın göğsüne saplıyor. En güzeli videosunu seyredin:
İKİZ KARDEŞTEN ALINAN DOKU İLE MEME ONARIMI YAPILDI (01.05.2007)
Bu haber aslında yeni bir haber değil ama çok enteresan bir haber olduğu için yinede burada yayınlıyorum (daha önce bu haberi atlamışım). Yurtdışı basınında aralık 2006 da çıkmış bir haber:
Pennsylvania lı ikizlerden Naomi DeSalvo Whinnie meme kanseri sebebi ile ameliyat oluyor, daha sonra radyasyon tedavisi görüyor. Kanseri yendikten sonra meme onarımı planlanıyor ve meme implantı ile onarım yapılıyor. Bu ameliyat başarısız oluyor ve canlı doku ile onarım planlanıyor. Bilemediğim bir sebepten hastaya kendi dokusu yerine ikizinden alınacak dokunun nakli planlanıyor (hasta radyasyon tedavisi aldığı için kendi dokuları artık nakil için uygun olmamış olabilir). Bu gibi ameliyatlarda tecrübeli olan Dr. Bob Allen e ulaşıyorlar. Hastaya ikizinin karnından alınacak DIEP flebi ile onarım planlanıyor ve başarı ile gerçekleştiriliyor. Kardeşler tek yumurta ikizi oldukları için doku reddi olmuyor. Haberde bu gibi bir ameliyatın dünyada 3. kez gerçekleştirildiği de yazılmış.
SİLİKON MEME İMPLANTLARINA OLAN TALEP ARTTI (01.05.2007)
Kasım 2006 da bir çok silikon meme implantının FDA onayı almasından sonra silikon implantlara olan talebin arttığı bildirilmiş. Artışın son 6 ay içinde 10-15% olduğu söyleniyor. Amerika da, son aylarda serum fizyolojikli implantlardan daha çok silikon içerikli implantlar tercih ediliyor imiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
VÜCUDUNUZUN SIRLARI AÇIKLANIYOR (30.04.2007)
Amerika-Rocklin de bulunan Sierra kolejinde değişik bir proje yürütülüyor. Bu projede katılımcıların, kendi vücutları ile ilgili, kendilerini eskiden beri rahatsız eden, kimseye açıklayamadıkları kusurları açıklamaları, toplumla paylaşmaları sağlanacak. Bu yüzden Sierra kolejinde mayısın ilk haftası VÜCUDUNUZU SEVİN HAFTASI olarak ilan edilmiş. Bu etkinlik aslında bir toplu psikoterapi gibi görülmeli. Sonuçta insanların, diğer insanların fiziksel kusurlarını görüp, dünyada tek kusurlu vücudun kendilerininki olmadığını farketmeleri ve bu takıntılarının üstesinden gelmeleri amaçlanıyor. Şimdiden 300 kişinin başvurduğu projeye atılmak için Rocklin e gitmenize gerek yok; bodysecretproject@gmail.com adresine mail atarakda projeye katılabiliyorsunuz. Mailiniz ingilizce olsun tabii. Bu etkinlik için belli bir bitiş tarihi belirlenmemiş.
MUSTANG CORE MACHINE: EVDEDE ATA BİNEBİLİRSİNİZ (30.04.2007)
Ata binmenin bacak, karın ve kol kaslarına ne kadar iyi geldiğini biniciler bilir. İnternette tanıtımı yapılan yeni bir jimnastik aleti ile (aslında makine demek lazım) artık sizde evinizde ata binebiliyormuşsunuz. Bu cihaz ile kilo vermenin oldukça eğlenceli olduğu söyleniyor. Atın, yani cihazın yürüme-koşma hızını ayarlayabiliyorsunuz. İnternet sitesinde 400 dolara satıldığı yazıyor. Bir atın masrafı ile kıyaslanmayacak kadar ucuz. Ultrasonlu diş fırçasından beri (haberi bu sayfada bir yerde..) artık hiç bir şeye şaşırmadığımdan bu ürüne de şaşırmadım.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
KANSAS DA LİPOLİZ UYGULAMALARINA KANUNİ DÜZENLEME GELİYOR (30.04.2007)
Lipoliz, ülkemizde de yaygın olarak uygulanan, ciltaltına çok sayıda enjeksiyon ile yağ dokuyu eriten phosphatidylcholine ve sodium deoxycholate içeren maddelerin verildiği bir uygulama. Bu uygulama, kullanılan maddelerin FDA onayı olmamasına rağmen Amerika da da uygulanmakta idi. Kansas eyaleti, Amerika da lipoliz uygulamasını ilk kez kanunla düzenleme yoluna giden eyalet oldu. Buna göre yapılacak düzenlemenin şu an için geçici olması planlanıyor ve ileride lipoliz uygulamasının serbest bırakılabileceği yada tamamen yasaklanabileceği söyleniyor. Bu düzenlemelere, hastalardan gelen bazı şikayetler sonucu gerek görülmüş. Bazı vakalarda lipoliz yapılan yerlerde ciddi yara izleri, abse oluşumları, şişlik yapan kitle oluşumları ve ciltte renk değişimleri görülmüş.
PLASTİK CERRAHLAR UYARIYOR: DOLGU MADDELERİNE VE BOTOX A DİKKAT! (27.04.2007)
Amerika da bir grup plastik cerrah biraraya gelmiş ve hastaları kötü dolgu maddesi ve botox uygulamalarına karşı uyarıyor. Mütevazi olmak değerlidir ama şunu söylemek zorundayım: bunu bende bir süredir web sitemde ilgili sayfada yapıyorum (bakınız: dolgu maddesi uygulamaları); çünkü bana da oldukça kötü dolgu maddesi uygulamaları yapılmış hastalar başvuruyor. Malesef ülkemizde hala sıvı silikon kullanan doktorlar var. Amerikadaki yeni oluşan bu doktorlar grubunun başında daha önce Amerikan Estetik Plastik cerrahi derneği başkanı olan Mark L. Jewell bulunuyor. Bu grubun çalışmalarına http://www.injectablesafety.org/ sitesinden gözatabilirsiniz.
MEME İMPLANTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN FONAR: AYAKTA MANYETİK REZONANS ÇEKİMİ (26.04.2007)
Meme implantı konan hastalarda, implantın durumu en güzel şekilde MRI filmi ile görülebiliyor. Bugüne kadarki tüm MRI cihazları ancak yatarak film alınmasına olanak vermekteydi. Bu durumda protezlerin tam olarak değerlendirmesi yapılamıyor idi, çünkü implantlar, en doğal şekilde ayakta iken durur. New York da 19-24 nisan 2007 tarihlerinde düzenlenen 40. Amerikan Estetik Plastik cerrahi kongresinde artık ayakta MRI çekilmesine olanak sağlayan Fonar MRI cihazı tanıtıldı. Bu cihaz sayesinde artık silikon meme implantı taktırmış hastalarda implantı değerlendirmek için ayakta MRI çekilebiliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
FOAD NAHAİ, ASAPS BAŞKANI SEÇİLDİ (24.04.2007)
Bu sene New York da yapılan 40. ASAPS (Amerikan plastik cerrahi derneği) - ASERF (Amerikan plastik cerrahi eğitim ve araştırma vakfı) toplantısında Amerikan Estetik Plastik cerrahi derneği başkanlığına Foad Nahai seçildi. Amerikan Estetik Plastik cerrahi derneğinin 2400 üyesi bulunuyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız.
SÜTYENİN İCADININ 100. YILI (22.04.2007)
Sütyen icat edileli tam 100 yıl olmuş.
NE BİÇİM BİR ŞEY BU: ÇOCUKLAR İÇİN PLASTİK CERRAHİ KİTABI (?) (16.04.2007)
Dr. Jessica Krieg, Amerika da çalışan bir pediatrik plastik cerrah; yani hastaları sadece çocuklar. Daha önce ameliyat ettiği çocuk hastalarında, hastaların ameliyat travmasını atlatmaları için ciddi psikolojik desteğe ihtiyaçları olduğunu gözlemlemiş. Çocuk hastaların, ameliyat öncesi-sırası ve sonrası yaşadıkları yetişkinlerden daha farklıdır. Onlar genellikle kendi istekleri ile ameliyat olmazlar, çocuk oldukları için de ne olup bittiğini çoğu zaman anlayamazlar. Dr. Jessica Krieg, hastalarının, olan biteni daha iyi anlaması ve korkularının yenilmesi, yaşadıkları psikolojik travmanın en aza indirilmesi için çocuklara yönelik bir kitap yazmış. Bu bahsettiklerim hemanjiom, hipospadias gibi sebeplerle ameliyat olan çocuklar için geçerli, ama haberin kalanını okuyun bakalım.
Buraya kadar herşey güzel de, benim (Op. Dr. Oytun İDİL) anlamadığım bir şey var: haberde Dr. Jessica Krieg in hastalarının burun estetiği, liposuction, dolgu enjeksiyonu falan yapıldığı yazıyor. Örneğin 7 yaşında bir hastası burun estetiği olmuş (7 yaşında burnu kemerli bir çocuk gördünüzmü hiç?), 8 yaşında bir hastasına ise dolgu enjeksiyonu (kollajen) yapıyormuş. Bunu aklım almıyor. Normalde bu gibi girişimleri bu yaştaki çocuklara yapamazsınız. Bu haber 1 nisan şakası olabilirmi diye baktım ama değil.. Hadi burun estetiği diye burun kırıklarından bahsediyor olsun, yağ almayıda anormal kilolu çocuklara uygulamış olsun (son zamanlarda obez çocuklara yağ alma yapıldığını duyuyoruz); ama yandaki karikatür nedir? Tavşan kartopu, silikon protez taktırıyor! Daha sonra farkettim ki bu haber http://www.theonion.com/content/ adlı bir siteden alınmış bir yalan haber. Bu site komik haberler yayınlıyor; aynı eskiden bizde tv de yayınlananŞOKprogramı gibi. Ama hakikaten okudukça tüylerim diken diken oldu.. Neyse, ciddiye almayınız efendim.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız yada buraya tıklayınız.
REPLİEE Q2: İNSANSI BİR ROBOT (14.04.2007)
Japonya Osaka üniversitesinde bulunan Intelligent Robotics Laboratory de insana çok benzeyen, gerçek anlamda ilk android denebilecek bir robot üretildi. Robota Repliee adı verilmiş. Alien serisi meraklıları ismi duyunca tebessüm etmişlerdir, çünkü robotun adı, alien filmlerinde Sigourney Weaver in canlandırdığı Ripley karekterinden geliyor. Az birazda replika (kopya) kelimesinden esinlenilmiş bence. İnternette bu robotla ilgili bir videoyu gördüğümde çok şaşırmıştım, çünkü robot çeşitli yüz ifadelerini gerçekleştirebiliyor, ki bir makina tarafından yapılması oldukça zor bir olay. Robot yüz ifadelerini yüzünde 13 noktaya hareket vererek sağlıyor (insanda ise yüz ifadeleri oluşturulurken onlarca kas hareketi ile yüzlerce nokta hareket eder). Bunun dışında robotun yüzünde kameralar, dokunma dedektörleri gibi bir çok yapı bulunuyor.
Repliee nin tanıtımından bir bölüm (özellikle yüz hareketlerinin gösterildiği tanıtım videosu):
İRAN: DÜNYANIN RİNOPLASTİ BAŞKENTİ ! (25.4.2007)
Haberin orjinalinde aynen şöyle denmiş: batı dünyası ile iran ın tek ortak noktası: gitgide artan estetik ameliyatlar..
Haberde söylendiğine göre sadece tahranda 3000 cerrah estetik ameliyatlar yapmakta (3000 plastik cerrah var demiyor.. estetik ameliyatlar yapan K.B.B., plastik cerrah, göz doktorları gibi farklı branşlardan 3000 doktor var diyor). En çok yapılan ameliyat ise burun estetiği imiş. Röportaj yapılan gençler arasında sadece kadınlar yok, erkekler de var ve genelde hepsi ırklarında burunların kemerli ve kaba olduğunu söylüyor. Aslında bu noktada iran ın her ne kadar batı dünyasına kapalı olsa da aslında çoktan batı kültürü tarafından fethedildiğini görüyorsunuz. İranlı gençlerin güzel burun için verdikleri örnekler hep hollywood yıldızları ve onlarda batılı güzel insanlar gibi görünmek istiyorlar. Hem iran insanının pek estetik olmayan burun yapısı, hemde bayanların bir kısmının çarşaf giymesi (burada Syriana filminin başındaki disko sahnesi aklıma geliyor ister istemez) sonucu görünen tek yerlerinin yüz bölgesi olması, burun estetiğine olan talebin artmasına yolaçıyor. Bu noktada bir modacı ile yapılan bir röportajı hatırlıyorum; şöyle söylemiş ünlü modacı: Bayanlar mutlaka elbisenin bir noktasında dekolte ister, bu yüzden bir sene mini etek moda iken bir sene düşük belli pantolon moda olur; diğer bir sene göbeği açıkta bırakan giysiler moda olur. Durup düşünürsek iran da bayanların neden en çok burun estetiği yaptırdığını anlayabiliriz; çünkü burun dışında fazla seçenekleri yok. Bu konu Taschen yayıncılığın Aesthetic Surgery kitabında (Estetik kitaplar bölümüne bakınız) ayrı bir konu olarak da yer alıyor: Örtülü bir toplumda burun estetiği.. Haberin videosunda doktor, burun estetiği için 15.000 dolar fiyat mı veriyor, yoksa ben mi yanlış duyuyorum? OH MY GOD!... Bu haberle ilgili videoyu aşağıdaki linkten seyredebilirsiniz: Haberin ayrıntısı için tıklayınız
G-SHOT! GERÇEK Mİ, YALAN MI? (24.4.2007)
Amerika da çok fazla reklam yapan, kendini estetik cerrah olarak tanıtan (ama aslında kadın doğum uzmanı olan) ve çeşit çeşit vaginal estetik ameliyatlar yaptığı söylenen bir cerrah var: David Matlock.. Tanıtım videolarını you-tube de yada metacafe de görmüş olabilirsiniz. Kendisi aslında bir jinekolog olan David Matlock, son olarak kendi icat ettiği yeni bir işlemin reklamını yapıyor: G-Shot! Kadınların bu işlemle daha kolay ve daha sık orgazmı yaşayabildiklerini söylüyor. Haberden anladığımız kadarı ile yaptığı şey ise vajina alt kısımda, ön iç yüzde Grafenberg Spot (G-noktası) olarak bilinen yere kollajen içeren bir dolgu maddesi enjeksiyonu yapmak. Bu yolla G-noktasını büyüttüğünü ve daha kolay ve sık gerçekleşen orgazmı sağladığını iddia ediyor. İşlem baştan sona 15 dakika sürüyor (enjeksiyon sadece 3-5 saniye sürüyormuş); ve etkisi 6 ay sonunda yavaş yavaş azalıyor. Sonra tekrar G-Shot yaptırabiliyorsunuz. Bu enjeksiyon hastaya 1800 dolara maloluyormuş.
Dr. Matlock şunu da ekliyor: Dr. Ernest Grafenberg, 1950 de G-noktasını tarif ettiğinden beri kadınlar daha iyi seks için her şeyi denediler. Artık G-Shot enjeksiyonu ile zor olanı başardık. Gerisi bayanların partnerine kalmış.. Ben bu konuda kendi fikrimi şöyle özetleyebilirim: Dr. David Matlock un bir tanıtım videosunu ilk gördüğümde bunu sırf komedi olsun diye hazırlanmış bir komik video olduğunu düşündüm; çünkü videodaki doktor kadınlarda G-noktasını büyütmekten ve orgazmı artıran vajinal ameliyatlardan bahsetmekteydi. Sonra baktım ki Dr. Matlock diye biri ciddi ciddi var ve internette bir çok videosu var. O zaman aklımda ilk beliren cümle şu oldu:VAY UYANIIIK!
G-Shot hakkında video:
DEVLET HASTANELERİNDE ÇALIŞAN DOKTORLARA MUAYENEHANE YASAĞI GELİYOR (24.4.2007)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devlet hastanelerindeki doktorlara muayenehanelerini kapatma mecburiyeti getireceklerini söyledi. Erdoğan şöyle devam etmiş: Önce biz başhekimlere muayenehaneyi yasakladık. Artık döner sermaye olduğu için doktorlar da muayenehanelerini kapatacak. Ama ben özel olarak çalışacağım diyorsan o zaman da buyur git özel hastanelerde çalış. Bu yolu açtık. Şimdi ne kadar fazla performans gösterirse bir doktor o kadar maaş artı prim alıyor. Bu ülkenin hastanelerinde artık insanlarımız rencide olacak bir yaşam tarzını yaşamayacak.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
DÜNYADA BİR İLK: ESTETİK AMELİYAT KREDİSİ! (22.4.2007)
Bir kaç gün önce, bir çok haber sitesinde manşetten verilen, oldukça heyecan uyandıran bir haber yayınlandı: Lübnan da bir banka (First National Bank), ev kredisi, ihtiyaç kredisi gibi estetik ameliyatlar için de kredi vereceğini duyurmuştu. First National Bank ın duyurusuna göre tüm estetik ve diş operasyonları için 1000-5000 dolar arasında kredi çekebiliyorsunuz. Banka bunu diğer kredi ürünlerinden ayrı bir ürün olarak sunmuş. Bankanın satış müdürü George Nasr ın Reuters e yaptığı açıklama şöyle: Günümüzde estetik cerrahideki ve güzellik sektöründeki inanılmaz talep patlamasını görmezden gelemeyiz. Bankamızın bu konuda bir ürün sağlaması ve müşterilerimize özel bir kredi teklifi sunması kaçınılmazdı.
Banka müşterileri sadece yaralanmalar sonucu oluşan estetik kusurlar için değil, meme büyütme ameliyatı, burun estetiği, yağ aldırma gibi ameliyatlar için de kredi alabiliyor. Banka yetkilileri günde ortalama 200 kredi talebi ile karşılaştıklarını belirtiyorlar. Bu çok enteresan bir örnek ve dilerim ülkemizdeki bankalarda en kısa sürede böyle bir çalışma yaparlar.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız Bankanın kendi sitesinde bu kredi ile ilgili ayrıntılı bilgiyi bulabilirsiniz:tıklayınız
JOHN TRAVOLTA NIN OSCAR TÖRENLERİNDE ÖZEL BİR PERUK KULLANDIĞI ORTAYA ÇIKTI (22.4.2007)
Oscar törenlerinde sık saçları ile mükemmel görüntü veren John Travolta nın görüntüsünün ardındaki sır yüksek çözünürlüklü fotoğraflarda ortaya çıktı. Anlaşılan Travolta saçlarında dökülen ve seyrekleşen bölgeleri özel bir peruk ile kapatıyormuş. Bu saç kamuflaj yöntemine hairpiece, toupee yada hair wig deniyor. Ön taraflarda da saç ekimi var sanırım.. Şakaklara uygulanan hairpiece in gözenekli petek dokusu resimlerde rahatlıkla görülebiliyor. Alın saç çizgisinde ise oldukça başarılı bir saç ekimi operasyonunun izleri var..
AMELİYATSIZ BURUN ESTETİĞİ (22.4.2007)
Sadece dolgu maddesi enjekte ederek burun estetiği gerçekleştirilebileceği duyuruldu. Haberde söylendiğine göre bu amaçla Radiesse adlı dolgu maddesi kullanılıyor. Bana göre oldukça büyük burunlar elde edilmiş. Dolgu maddesi ile yapılan şey ise sadece burun kemerinin kamufle edilmesi. Burun kemerinin üst ve alt kısımlarına Radiesse enjekte ediliyor, böylece burun biraz daha büyüyor ama diğer yandan burun kemeri kamufle olmuş oluyor; ki bence bu işleme burun estetiği denemez. Haberde bir de video çekimi var, aşağıdaki linkten seyredebilirsiniz. Haberin ayrıntısı için tıklayınız
RADYO ŞOVUNDA BEDAVA MEME İMPLANTI PROMOSYONU (22.4.2007)
Amerika birleşik devletlerinde, Orlando da bir radyo istasyonu (104.1 FM) özel bir program hazırlıyor. Göğüs büyütme ameliyatı geçirmiş bayanları, hemen ameliyat sonrasında 30 saat sürecek bir partiye davet ediyorlar. Bu partinin özellikle, meme büyütme ameliyatının hemen sonrasında yapılmasının sebebi, ameliyat sonrası dönemin ne kadar kolay geçirildiğini göstermekmiş. Diğer yandan bir de kazanan olacak tabii; en uzun süre partiye katılan yarışmacı yarışmayı kazanıyor. Bu noktada doktorlar, yarışmacıların ameliyat sonrası böylesine uzun bir partiye katılmalarının, sağlıklarını tehlikeye atacağını söylüyorlar. Kazanan ise bedava meme büyütme ameliyatı kazanacakmış (zaten meme büyütme ameliyatı geçirmiş bayanlar katılmıyormuydu bu yarışmaya..? daha da mı büyüttürecekler??). Diğer bir tartışılan nokta ise meme büyütme ameliyatını bir ortopedistin yapacak olması. Üstelik bu doktorun soruşturma altında bir doktor olması da Amerika basınında şu an tartışma konusu..
Şu ana kadar yüzün üzerinde başvuru yapılmış ve sayı artıyormuş..
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
SİLİKON GÖĞÜS İMPLANTLARINI VERGİDEN DÜŞEBİLİRSİNİZ... TABİİ, HAYATINIZI GÖĞÜSLERİNİZLE KAZANIYORSANIZ.. (22.4.2007)
Egzotik dansçı Cynthia Hess in (sahne ismi Chesty Love, yandaki resim kendi gerçek resmidir) 1994 de kazandığı davadan beri Amerikada bu tarz işlerle hayatını kazananlar silikon implantlar ile göğüs büyütme ameliyatı olduklarında, silikon implant masraflarını vergiden düşebiliyorlar. Vergi dairesi, silikon implantları iş yerinin demirbaş malzemesi olarak kabul ediyor. Yalnız bunun için vergi dairesini, bu ameliyatı sadece işiniz için olduğunuza inandırmanız gerekiyor.
Bunun yanında göğüs büyütme ameliyatından sonra gelirinizin artacağı düşünülerek ödediğiniz vergide matrah artırımı yapmanızı da isteyebilirler gibi geliyor bana....
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
GENE SİMMONS VE EŞİ SHANNON TWEED YÜZ GERME AMELİYATI OLDULAR
GENE SİMMONS IN AMELİYAT VİDEOSU YOUTUBE DE YAYINLANDI.. (14.04.2007)
Hemen tanımayanlar için kısaca tanıtayım: Gene simmons, ünlü rock grubu KISS in lideri.. Kendisi inanılmaz derecede uzun dili ile de tanınıyor. Eşi ise Amerikalı ünlü fotomodel ve oyuncu Shannon tweed, biz Shannon tweed i yıllar önce TRTde yayınlanan Şahin tepesi adlı diziden tanıyoruz (dizide sekreter rolünde idi, bende de ne hafıza var değilmi? dizi 1977-1980 gibi yayınlanmıştı sanırım..); yaşı ileri olanlar hatırlayacaktır. Amerikada, özellikle son zamanlarda popüler olan aile hayatlarının tv de yayınlanmasından sonra (Gene Simmons Family Jewels) popüleriteleri yeniden artan ikili, peşi peşine yüz germe ve liposuction ameliyatları geçirdi. Ameliyatları ve ameliyat sonraları tabii ki kameraya alındı ve tv dizisinde gösterilecek..
Gene Simmons un yüz germe ameliyatını izlemek için tıklayınız. Video 1 dak. 4 sn. sürüyor.
Gene Simmons un yüz germe ameliyatının hemen sonrasında nasıl göründüğünü burada görebilirsiniz. Total face lift geçirdiği için tüm yüz ödemli ve şiş, hatta daha drenleri bile çekilmemiş. Şişliklerinin inmesi sanırım 2-4 hafta alır. Geçmiş olsun Gene Simmons!..tıklayınız. Video 1 dak. 13 sn. sürüyor.
BRITNEY SPEARS LİPOLİZ YAPTIRDI (14.04.2007)
The Sun gazetesinin haberine göre ilk doğumundan hemen sonra karın germe ameliyatı geçiren (ki, bence çok yanlış bir zamanlama; doğum sonrası estetik hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayınız), daha sonra bir doğum daha yapan, eskisi gibi spor yapmayan ve formunu kaybettiği görülen, alkol ve diğer zararlı alışkanlıklarla dolu düzensiz bir hayat süren Britney Spears, karın bölgesindeki estetik kusurların giderilmesi için bir klinikte lipoliz yaptırdı. Haberde lipoliz uygulamasının henüz FDA onayı olmadığı, henüz bu konuda yeteri kadar bilimsel çalışma olmadığı da belirtiliyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde bir çok estetik-güzellik merkezinde bu uygulama yapılsa da lipolizde yaygın olarak kullanılan ürünün henüz sağlık bakanlığından onayı yok. Hatta bu konuyu Uğur Dündar da Arena programında işlemişti. Bakalın Britney e ne kadar faydalı olacak lipoliz..
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
AMATOKİN -SON ZAMANLARIN EN GİZEMLİ İLACI- NİHAYET PİYASAYA ÇIKIYOR (12.04.2007)
Amatokin hakkında daha önce bir haber duyurmuştum; haber arşivine bakarsanız görebilirsiniz. Cilt gençleştirmeye yarayan bu mucizevi olduğu iddia edilen gizemli ilaç sonunda piyasaya çıkıyor. Bence çok başarılı bir pazarlama çalışmasının eseri olan bu ürünün ne kadar etkili olduğunu zaman gösterecek. Bu haberde, Amatokin in aslında 2005 yılında piyasaya verildiğini, fakat kök hücreden elde edilen maddeler içerdiği için daha sonra satışının durdurulduğu yazıyor. Amatokin şimdilik sadece NewYork da 59. caddedeki Bloomingdales mağazında bulunabiliyormuş. Yakında tüm Amerikada bulunabileceği bildirilmiş.. Bir aylık Amatokin in 173 dolara satılacağı da eklenmiş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
SAĞLIKLI BİR CİLT İÇİN BAKTERİLERE İHTİYACIMIZ VAR (12.04.2007)
Bir çok hastalığa yolaçsalar da bazı faydalı bakteri türleri olmasa yeryüzünden yaşam silinirdi. Artık günümüzde içinde faydalı bakterileri içeren daha fazla ürünle karşılaşıyoruz. Bunun en basit örneği marketlerde bulabileceğiniz probiyotik yoğurtlar. Bu yoğurtlarda bulunan özel bakteri türleri sindirimi kolaylaştırdıklarından bir çok mide-barsak rahatsızlığında faydalı oldukları söyleniyor. Şimdi bu bakteriler gibi cilde de faydası olan bazı bakterileri içeren özel bakım ürünleri piyasaya sunuluyor. Bu ürünlerden biri olan PROBOTİX, bir cilt yaşlanmasını geciktirici serum. Bu ürünün cildi besleyen süt proteinlerini ve özel faydalı bakterileri içerdiği, kırışıklıkları azalttığı, cildi güçlendirdiği, güneş ışınları ve stresle azalan cilt nemini artırdığı söyleniyor. Bu arada ürünün adının botox ile benzerliğine de dikkatinizi çekerim. Aslında botoxla ilgisi yok ama sanırım şu ara kozmetik dünyasında şöyle bir anlayış hakim: ürünün adında bot- , -ox, -botix gibi botox u çağrıştıran bir hece yoksa satmaz bu ürün.
Botox da nasıl bir ürünmüş, resmen altüst etti kozmetik dünyasını, darmaduman etti.. Nerede ise tüm firmalar ürünleri botox içeriyormuş yada benzer etki yapıyormuş gibi hissettirecek bir takım numaralar yapıyorlar.
MADONNA YÜZ GERME AMELİYATI GEÇİRDİĞİNİ İTİRAF ETMİŞ (11.04.2007)
Şu an 48 yaşında olan Madonna halen genç ve diri görünen vücudunu spora ve her gün yaptığı dans çalışmalarına borçlu olabilir, fakar yüzünün neden bu kadar diri göründüğü ortaya çıktı. Madonna, daha önce bir yüz germe ameliyatı geçirdiğini itiraf etti. Sharon ozbourne un iddiasına göreyse Madonna zaten düzenli olarak Botox yaptırıyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
RAKAMLARLA AMERİKADAKİ ESTETİK AMELİYATLAR (26.03.2007)
Amerika birleşik devletlerindeki estetik ameliyatlarla ilgili 2006 yılına ait istatistikler açıklandı. Toplam 11 milyon estetik ameliyat yapıldı ve en çok yapılan estetik ameliyatlar meme büyütme ve yağ aldırma oldu. Ayrıca 2006 yılında 5.6 milyon onarım ameliyatı yapıldı. (Op. Dr. Oytun İDİL in notu: keyfen yapılan estetik ameliyatların, bir kaza, yapısal bozukluk yada tümör sebebiyle yapılması zorunlu olan rekonstrüktif -onarım- ameliyatlarının tam 2 katı olduğuna dikkatinizi çekerim..)
İstatistikleri kısaca şöyle özetleyebiliriz:
ESTETİK AMELİYATLAR
2006 da yapılan estetik ameliyatlar 2005 yılına göre 7% artışla 11 milyonu buldu.
En çok yapılan estetik ameliyat 329.000 ameliyatla meme büyütme oldu. İlk beş şöyle:
Meme büyütme 329.000
Burun estetiği 307.000
Liposuction 303.000
Göz kapağı estetiği 233.000
Karın germe 146.000
1992 yılından beri ilk kez meme estetiğinin, burun estetiğinden fazla yapılmış olduğu söyleniyor.
AMELİYATSIZ ESTETİK
Ameliyatsız estetik girişimler ise 2005 e göre 8% artarak 9.1 milyon u buldu. Sıralama şöyle:
Botulinum toksin enjeksiyonları (Botox, Dysport, Estetox vs..) 4.1 milyon enjeksiyon
Kimyasal peeling 1.1 milyon
Lazer epilasyon 887.000
Mikrodermabrazyon 817.000
Dolgu enjeksiyonları (Restylane, Hylaform gibi hyaluronik asit enjeksiyonları) 778.000
Son 3 yıldır ilk beş ameliyatsız estetik sıralamasında bulunan skleroterapi bu sene ilk beş arasında yok.
ONARIM CERRAHİSİ
Onarım ameliyatlarında ise bu sene farklı bir durum var. Onarım ameliyatları 2006 da, 2005 e göre 3% azaldı. Bunun sebebi olarak son sene içinde Amerikadaki bazı sigorta şirketlerinin mali kriz içinde olmaları ve bir çok onarım ameliyatını karşılamamaları gösteriliyor.
Onarım ameliyatlarında ilk beş şöyle:
Tümör ameliyatları 3.9 milyon
Kesi onarımı 313.000
Yara izi estetiği 165.000
El cerrahisi 156.000
Meme küçültme 104.000
Bu veriler, 1931 de kurulan Amerikan plastik cerrahi derneğinin 6000den fazla üyesinden alınan verilerle oluşturulmuş.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
TOM JONES A ESTETİK YASAK! (25.03.2007)
Plastik cerrahlar, ünlü şarkıcıya artık estetik ameliyat yaptırmaması, yoksa bir çok komplikasyonla karşılaşacağı uyarısında bulundular (hatta, haberin aslında; yüz estetiği olma, bak yüzün düşer şeklinde uyarıldığı yazıyor!). Şu an 66 yaşında olan Tom Jones, daha önce defalarca yüz germe, boyun estetiği, liposuction gibi bir çok estetik ameliyat geçirmiş idi. Tom Jones, uzmanların önerisini dinleyeceğini, artık estetik ameliyat olmayacağını açıkladı.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
HİPNO-MEME BÜYÜTME! (14.03.2007)
Lesley Graves adlı bir terapist, bayanlara özel bir terapi yaparak, sadece telkin yolu ile göğüslerde büyüme sağladığını iddia ediyor. Bayanların bir tür hipnoz altında, sadece göğüslerinin büyümesini istediklerini düşünmeleri ile göğüslerinde büyüme sağlandığı söyleniyor. Üstelik bu bıçaksız yöntem hiç de ucuz değil: tam 4000 sterlin! Bence adamı ayakta uyutmak diye buna derler!
BOCHOX: BOTOX ETKİSİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN BİR ÇİKOLATA DUYURULDU! (12.03.2007)
Adına bakıpta bu çikolatada botox var sanmayın. Firma bu ürünün bir çok antioksidan içeren, kırışıklığa iyi geldiği söylenen bir siyah çikolata olduğunu, botox içermediğini belirtiyor. Ayrıca yiyenleri bir mutluluk kaplıyormuş(!). Paketi 5 dolar. Firma, bir yandan bunun içinde botox var sanmayın diye uyarıyor, diğer yandan basit bir çikolata olan ürünlerini ilaç paketi gibi bir pakette satışa sunuyor, üstelikte adını Bochox koyuyor! Satış tekniklerinin bu kadarı da fazla artık diyesi geliyor insanın..
AVUSTRALYA DA XXXL GÖĞÜS MODASI! (12.03.2007)
Borat filminde görünen ünlü yıldız Pamela Anderson ın Avustralyada çok büyük göğüs modası başlattığı bildiriliyor. Geçen sene içinde, Amerikadan Avustralyaya 1000cc ve üzeri hacimli mega silikon protezlerin fazlaca ithal edildiği söyleniyor. Bu artış özellikle Borat filminden sonra keskin bir şekilde artmış. Uzmanlar bu artışı, filmde çok iri göğüsleri ile görünen Pamela Anderson a borçlu olduklarını düşünüyorlar.
Son beş yılda en fazla kullanılan meme protezleri, 280cc. ile 375cc. arasında hacime sahip protezler imiş. Bazı fotomodellerinde en çok 400cc. hacme sahip silikon protez taktırdıkları söyleniyor. Son ayların modası ise 1000 cc ve üzeri hacimli mega silikonlar!
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
NE KADAR GÜZELSİNİZ? BU PROGRAM BUNU SÖYLEYEBİLİYOR! (12.03.2007)
Bir bilgisayar programı güzelliği değerlendirebilirmi? İki avustralyalı bilgisayar mühendisi, güzelliği değerlendirebilen bir program yazdıklarını duyurdular. İşin enteresan yanı bu bilgisayar mühendislerinden birinin adı Hatice Güneş imiş. University of Technology Sydney de çalışmalarını sürdüren Hatice Güneş ve Massimo Piccardi nin yazdıkları program güzel bir yüzü çirkinden ayıredebiliyor ve 1 ile 20 arasında bir puan veriyor. Programın bir eksik yanı, şu an sadece kadın yüzleri üzerinde değerlendirme yapabilmesi. Güneş ve Piccardi, programlarını geliştirmeye çalışıyorlar ve plastik cerrahların çok işine yarayacağını düşündüklerini söylüyorlar.
Aslına bakarsanız yüzü değerlendirmek için bugün hazırlanmış bir çok bilgisayar programı bulunuyor. Bu programları plastik cerrahlar, sinema efektlerini hazırlayan bilgisayar grafik uzmanları ve suçluların robot resimlerini hazırlayan polis ressamları kullanıyor. Aşağıda bu programlardan biri ile ilgili bir videoyu seyredebilirsiniz. Bu videonun sonunda Mona lisa ve Audrey hepburn ün yüzlerinin 3 boyutlu modellenmiş hallerini de görebilirsiniz; oldukça enteresan.
İlgili videoyu aşağıdaki you-tube linkinden seyredebilirsiniz:
MADONNA NİP-TUCK DA ROL ALACAK ! (12.03.2007)
Madonna nın Nip-tuck Tv dizisinin yeni sezonunda rol alacağı, hatta striptiz yapacağı açıklanmış. Dizinin henüz bizde yayınlanmayan (eylülde Cnbc-E de yayınlanacak) 4. sezonunda da bir çok ünlü yer almıştı. Hatta Amerika da oldukça ünlü bir sunucu olan Rosie O'Donnell (oldukça kilolu bir bayan) oldukça cüretkar sahnelerde oynamıştı (elbette yayınlandığında cnbc-e bu sahneleri makaslayacaktır). Beşinci sezonda da Madonna ya özel bir bölüm yazıldığı söyleniyor. Beşinci sezonda Madonna dışında Nicole Kidman ve Sandra Bullock da yer alacak.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
AVUSTRALYADA, ESTETİK KLİNİKLERİNİN REKLAMLARINA RESİM YASAĞI GELİYOR (12.03.2007)
Daha önce Avustralyada estetik ameliyatlara getirilen kısıtlamalardan bahsetmiştik (haber arşivine bakınız). Bu yasakların getirilmesinin sebebi, ailelerin kendilerinin bu konuda otokontrolü sağlayamaması idi (örneğin küçük yaştaki kızların bizzat aileleri tarafından estetiğe yönlendirildikleri söyleniyor; sonuçta Avustralyada ailelelerin yazılı izni bile olsa bu ameliyatların gençlere yapılması kanunla yasaklandı). Son olarak bu yasakların kapsamının genişletilmesi planlanıyor. Ancak bu kez yasak doktorlara geliyor. Avustralyada estetik kliniklerinin reklam yapması serbest. Ayrıca bu zamana kadar da reklamlarda hastaların ameliyat öncesi ve sonrası resimleri kullanılabiliyordu. Artık estetik kliniklerinin hastaların ameliyat öncesi ve sonrası resimlerinin kullanılmasının yasaklanması planlanıyor. Bu yasa ile psikolojisi yönlendirmeye müsait hastaların suistimal edilmesinin önlenmesi amaçlanıyor. Bu kararı Avustralya plastik cerrahi derneği de destekliyor ve reklamlarda hasta resimlerinin kullanılmasının yanlış olduğunu kabul ediyorlar.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
İLERİDE GEREKLİ OLABİLECEK DOKU PARÇALARINIZI ŞİMDİDEN BANKADA SAKLAMAK İSTERMİYDİNİZ? (06.03.2007)
Body-banking, bu terim son yıllarda hayatımıza girdi. Yurtdışında bir kaç firmanın verdiği bu özel hizmete Body-banking deniyor. Bu firmalar, size ileride gerekebilecek bazı doku örneklerinizi şimdiden alıp dondurucularda saklıyorlar. İleride bir hastalık yada yaşlanma sonucu bu dokulara ihtiyacınız olduğunda dondurucudan çıkarılıp kullanılıyor. Örneğin biraz cilt parçası alınıp, bundan sizin kendi kollajeniniz üretilip doku bankasında saklanıyor; ileride kırışıklıklar oluşmaya başlayınca bu kollajeni kullanabiliyorsunuz. Saç dökülmesi beklenen kişiler ise saç köklerini saklatabilir bu bankalarda. Bu yöntemlerle kişinin cilt dokusu, kendi kollajeni bankada saklanıp gereği olunca kullanabiliyor.
Haberin ayrıntısı için tıklayınız
DİŞFIRÇALARINDA TASARIM ÇILGINLIĞI DEVAM EDİYOR, ULTREO: ULTRASOUNDLU DİŞ FIRÇASI ÜRETİLDİ! (28.02.2007)
Son yıllarda üretilen binbir çeşit diş fırçasına bir yenisi eklendi: Ultreo, ultrasoundlu dişfırçası. Firmalar dil temizleyicili, kokulu, gripli, çapraz kıllı, titreşimli, pilli derken dişfırçasının ultrasoundlusunu da ürettiler. Pille çalışan bu dişfırçasının, diş plaklarını temizlemede, renk bozukluklarının giderilmesinde etkili olduğu; ayrıca ultrasound etkisi sebebiyle fırçanın ulaşamadığı diş kısımlarının temizlenmesini sağladığını belirtiyorlar. Ultreo 150 dolara satılıyormuş.
,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸ Bu site, en iyi şekilde, en az 1280 X 800 çözünürlük, İnternet Explorer son sürüm ile ve hızlı bir internet bağlantısı ile görüntülenir,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸,ø¤º°`°º¤ø,¸¸